Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/129 E. 2021/174 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/129 Esas
KARAR NO : 2021/174

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2017
KARAR TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkilinin, davalıdan alacağının tahsili talebi ile Ankara …’nün 2016/5247 sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkilinin alacağının, faturalar ve iki şirket arasındaki cari hesaba dayanmakta olduğunu; davalının, yapmış olduğu borca itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibi konusu faturaların, davalı şirkete gönderildiğini ve Türk Ticaret Kanunu uyarınca davalı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, böylelikle faturaların kesinleştiğini belirtere; icra takibine itirazının iptali ile takibin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafa usulüne uygun meşruhatlı davetiye çıkarılmış olup; dosyaya yazılı ve sözlü savunma (cevap) bildirilmemiştir.
Davalı tarafa isticvap ve sözlü yargılama duruşma günü ayrı ayrı tebliğ edilmiş, duruşmalara iştirak etmemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara …’nün 2016/5247 sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Jeneratör San. Ve Tic. A.Ş, borçlunun …olduğu; 136.549,35 TL asıl alacak ve 84.308,40 TL faiz olmak üzere toplam 220.857,75 TL için 02/03/2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine, borçlunun 16/05/2016 tarihli itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiler nitelikli hesap uzmanı… ve Mali Müşavir Hasan Güngör rapor ve ek raporlarında; davacı şirketin ticari/yasal defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede; davacı şirketin 2014 yılı defterlerinin ve kanıtlayıcı belgelerinin incelenmek üzere vergi müfettişlerine teslim edildiğini, davacı şirketin 2015 yılı ticari/yasal defterlerinin e defter uygulamasında, elektronik ortamda tutulduğunu ve Gelir İdaresi Başkanlığınca onaylı e defter beratlarının mevcut olduğunu, davacı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun şekilde tutulduğunu ve sahibi lehine delil olma niteliğine haiz olduklarını, davacı ile davalı arasında 01/02/2014 tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme mucibince 07/01/2014 tarihinden itibaren taraflar arasında ticari alım satım ilişkisinin mevcut olduğunu, sözleşme içeriğinde temerrüt halinde uygulanacak faiz oranına ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, takip ve dava konusu edilen fatura içeriklerinde yer alan malların davalı şirkete teslim edildiklerine dair sevk irsaliyelerinin mevcut olduğunu, ancak davalı şirket tarafından söz konusu fatura bedellerinin ödendiğine dair herhangi bir delil ibraz olunmadığını, takip talebinde gösterilmesi gereken tutarın, 136.549,35 TL asıl alacak, 13.553,07 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 150.102,42 TL şeklinde olduğunu, asıl alacağa takip tarihinden itibaren cari ticari temerrüt faizi oranında faiz hesaplanmasının icap edeceğini, davacının asıl alacak talebinin yerinde olduğunu, ancak davacının faiz talebinin 70.755,33 TL’lik kısmının yerinde olmadığını, davacının aylık %5 oranındaki faiz talebinin yerinde olmadığını bildirmişlerdir.
Feri Müdahil vekilinin itirazı üzerine dosya tekrar ek rapor tanzimi için bilirkişi kuruluna verilmiştir.
Bilirkişi ikinci ek raporlarında; takip konusu faturaların yeniden incelenmesinde, faturaların sağ taraflarında aşağıdan yukarıya doğru ve oldukça küçük bir yazı boyutuyla “Gününde ödenmeyen faturalara aylık %5 gecikme faizi ikaz gerektirmeden uygulanır ve tahsil edilir, 7 gün içinde itiraz edilmeyen faturalar da kabul edilmiş sayılır” şeklinde bir notun bulunduğunu, ancak faturaların üzerinde vade yahut son ödeme tarihi bulunmadığını, 6102 sayılı TTK m. 1530/4 uyarınca, faturaların davalıya teslim/tebliğ edildiği tarihlerden itibaren 30 gün geçmesiyle davalı taraf mütemerrit hale geleceğini ve davacı tarafın faize hak kazanacağını, bu nedenle fatura tarihlerinden itibaren 30. Günün hitamıyla davacının faize hak kazanacağının düşünüldüğünü, faturalar üzerinde yer verilen, aylık %5 oranındaki faize ilişkin bu notun geçerli olduğunu ve bu fatura tarihlerinden itibaren 30. Günün sonunda davalının temerrüt halinin oluşacağı kabul edildiği takdirde; 136.549,35 TL asıl alacak ve 77.439,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 213.989,33 TL şeklinde olacağını bildirmiştir.
Bilirkişi raporları dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay … HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, faturalar, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre;
Somut olayda; davacı ile davalı arasında 01/02/2014 tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereğince, 07/01/2014 tarihinden itibaren taraflar arasında ticari alım satım ilişkisinin mevcut olduğu, davacı tarafça düzenlenen faturanın ödenmediğinden bahisle Ankara …’nün 2016/5247 sayılı dosyasında takip alacaklısı davacı … Jeneratör San. Ve Tic. A.Ş, takip borçlusu …olduğu halde 136.549,35 TL asıl alacak vee 84.308,40 TL faiz olmak üzere toplam 220.857,75 TL için 02/03/2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine, borçlunun 16/05/2016 tarihli itirazı üzerine takibin durduğu ve davanın yasal sürede açıldığı, davacı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun şekilde tutulduğu ve sahibi lehine delil olma niteliğine haiz oldukları, taraflar arasındaki sözleşme içeriğinde temerrüt halinde uygulanacak faiz oranına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, takip ve dava konusu edilen fatura içeriklerinde yer alan malların davalı şirkete teslim edildiklerine dair sevk irsaliyelerinin mevcut olduğu, ancak davalı şirket tarafından söz konusu fatura bedellerinin ödendiğine dair herhangi bir delil ibraz olunmadığı, dava konusu faturaların üzerinde vade yahut son ödeme tarihi bulunmadığı, 6102 sayılı TTK m. 1530/4 uyarınca, faturaların davalıya teslim/tebliğ edildiği tarihlerden itibaren 30 gün geçmesiyle davalı tarafın mütemerrit hale geleceği ve davacı tarafın faize hak kazanacağı, bayilik sözleşmesinin 7.3 maddesine göre bayinin peşin ya da vadeli ne şekilde ödeme yapacağı sipariş anında belirtilir ve satış prosedürü ile karşılıklı olarak onaylanır hükmü gereğince, faturanın teslimi ile satışın onaylandığı ve düzenlenen faturalarda “Gününde ödenmeyen faturalara aylık %5 gecikme faizi ikaz gerektirmeden uygulanır ve tahsil edilir, 7 gün içinde itiraz edilmeyen faturalar da kabul edilmiş sayılır” şeklindeki not nazara alınarak gecikme faizi %5 olarak hesaplanmış, davanın kısmen kabulüne, takibin 136.549,35 TL asıl alacak ve 77.439,98 TL faiz olmak üzere toplam 213.989,33 TL üzerinden devamına, alacağın likit olmadığı ve yargılama gerektirdiği anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM :
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
2-Davalının Ankara … İcra Müdürlüğünün 2016/5247 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 136.549,35 asıl alacak ve 77.439,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 213.989,33 TL üzerinden devamına
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alacağın likit olmadığı ve yargılama gerektirdiği anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 23.429,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.140,08 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 2.073,53 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
8-Alınması gerekli 14.617,61 TL harçtan peşin ve derkenarla alınan 3.771,70 TL harcın düşümü ile arta kalan 10.845,91 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Peşin ve derkenarla alınan 3.771,70 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf ve feri müdahil yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/03/2021

Katip …

Hakim …