Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/871 E. 2021/141 K. 22.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/871 Esas
KARAR NO : 2021/141

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/11/2016
KARAR TARİHİ : 22/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; 31/07/2016 tarihinde müteveffa … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısmı ile … plaka sayılı aracın arka kısmında çarpması sonucu ölümlü maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin maliki olduğu 2011 model … 1.4 TSI Sptortline marka ve modelli aracın hasara uğradığını, araçta değer kaybı meydana geldiğini, müvekkiline ait aracın davalı sigorta şirketi nezdinde Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkiline ait aracın hasar görmesine ve değer kaybına uğramasına neden olan araç sürücüsü müteveffa …’ın yasal mirasçıları ile araç işleteni davalı … …’ın araçta meydana gelen hasar bedeli ile değer kaybından sorumlu olduklarını, kaza nedeniyle müvekkilinin aracında toplam 34.615,33 TL hasar meydana geldiğini, müvekkilinin davalı sigorta şirketine yaptığı başvuruda sonucu sigorta şirketince yapılan cevabı ile müvekkilin hasar tazminat talebinin Kasko Genel Şartları A.5.5 maddesi gereğine karşılamayacağının bildirildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte, hasar bedeli yönünden davalı sigorta şirketi (teminat limit ile sorumlu olmak üzere) ile davalılardan müştereken müteselsilen, 250,00 TL değer kaybının tazminatının sigorta şirketi haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçelerinde özetle; kazaya karşına aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, kusur raporu alınması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluğunun sigortalı aracın kusurlu olduğunun ve kusur ile zarar arasında illiyet bağının bulunduğundan tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, değer kaybı ve araç mahrumiyetine ilişkin taleplerinin teminat dahilinde olmadığını savunmuş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffa … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı araç arasında meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin babasının vefat ettiğini, kusur durumunun tespiti açısından bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, davacı tarafın kazadan yaklaşık 37 saat sonra teslim olması nedeniyle davacının alkol oranının sıfır çıktığına ilişkin raporunu delil olarak göstermesinin mümkün olmadığını, ikinci el piyasa değerinin yaklaşık 50.000 TL olan araçta davacının beyanları doğrultusunda 34.615,00 TL hasar gerçekleşmesi halinde aracın perte çıkarılacağından değer kaybının mümkün olmadığını savunmuş davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacı aracında meydana gelen araç hasar bedeli ve değer kaybı bedelinin yine davacı aracının kasko şirketinden talebine ilişkindir.
Hasar dosyası, sigorta poliçesi, … Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının Uyap evrakları, bilirkişi raporu ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Sigorta sözleşmesi konusunda, 6102 sayılı TTK m. 1401’de yapılan düzenlemede; sigorta sözleşmesi sigortacının bir prim karşılığında kişinin parayla ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya bir kaç kişinin hayat süreleri sebebi ile ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi ya da diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği bir sözleşmedir. Yapılan bu düzenlemeden açıkça anlaşıldığı üzere; tüketiciye ait olan hususi araçla ilgili yapılan kasko sigorta poliçesi uyarınca, rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacı gerçekleşen hasar bedelini ödemeyi taahhüt etmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda yapılan düzenlemerele göre, tüketici; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade eder. mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan taşıma, eser, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder(TKHK.m.3/l.; mülga 4077 TKHK 3/h).
6502 sayılı TKHK.m.2’de yapılan düzenleme uyarınca, Tüketici Kanunu her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. Tüketici işlemlerinde taraflardan birisi daima tüketici sözleşmenin karşı tarafı gelir elde etme amacıyla bu işi yapan satıcı, sağlayıcı, imalatcı, italatcı, hizmet veren, banka, yüklenici, taşıyıcı, sigortacı veya bunlar gibi gelir elde etme amacıyal bu işleri yapan gerçek veya tüzel kişidir. Tüketici işleminin karşı tarafı olan müteşebbisin (girişimcinin) gerçek kişi tacir, esnaf veya TTK. anlamında ticaret şirketi olmasının herhangi bir önemi yoktur. Burada önemli olan gelir elde etme amacıyla bu işi yapan bir kişinin bulunmasıdır.
Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin 6102 sayılı TTK. 4, 5 maddelerinde ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanması, mutlak ticari dava olması, sözleşmenin TTK’da yada başka kanunlarda düzenlenmesinin herhangi bir önemi yoktur. (6502 sayılı TKHK m.83). Bu nedenle örneğin, taraflardan biri tüketici karşı tarafı müteşebbis olan uyuşmazlık konusunun kambiyo senedi, sigorta sözleşmesi (maliki tüketici olan hususi araçlar için yapılan kasko veya ZMMS poliçesinden kaynaklanan), taşıma sözleşmesi veya eser sözleşmesi ya da başka bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir örnemi yoktur.
6502 sayılı TKHK m. 73/1’de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle tüketici işlemi niteliğinde olan kasko poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat talebi tüketici işlemi niteliğinde olduğundan bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesi görevlidir ( Aynı görüşte HGK. 28.03.2018, 2017/11-42 E, 2018/562 K).
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla belirlenir (HMK m.1), kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle; yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Somut olayda; davacı, davalı sigorta şirketinin kasko sigortacısı olduğu kendisine ait araç ile diğer davalı …’in maliki olduğu, müteveffa …’ın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle aracında hasar ve değer kaybı oluştuğunu ileri sürerek, oluşan hasar bedeli ile değer kaybı tazminatının tahsili istemli eldeki davayı açmıştır. Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında yapılan kasko sigorta poliçesi tüketici işlemi niteliğinde olduğundan bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesi görevlidir. Öte yandan her ne kadar davacı tarafından dava konusu araçta meydana gelen değer kaybının tahsili için, … mirasçısı olan davalılara ve karşı araç maliki aleyhine açılan davada asliye hukuk mahkemesi görevli ise de, aynı davada, talebin bir bölümü hakkında genel mahkemenin, diğer bölümü hakkında ise özel mahkemenin görevli olması halinde, taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte ise ve sözkonusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında yargılama usulüne ilişkin esaslı farklılıklar bulunmuyorsa, bütün talepler hakkında özel yetkili mahkemenin yargılama yaparak uyuşmazlığı çözmesi, hukukun öngörülebilir olmasının, usul ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün gereğidir. O halde, yukarıda açıklanan şekilde dava, değer kaybının tahsili istemi yönünden asliye hukuk mahkemesinin görevine girmekte ise de, hasar bedelinin tahsili isteminin tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Davadaki talepler, birbirleri ile bağlantılı olup, değerlendirmenin bir bütün olarak özel yetkili tüketici mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK m. 114, 115), usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1 ve 20. maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili Ankara tüketici mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :
1-Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama gideri hususunun yetkili ve görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/02/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır