Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/185 E. 2021/406 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/185
KARAR NO : 2021/406
2- … – …
3- … – …
DAVA : Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/02/2016
KARAR TARİHİ : 09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili; davalıların kooperatif eski yöneticisi olup Kooperatif ile yüklenici… İnşaat Ltd Şti arasında 31.10.2011 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşme ile 76 daireden oluşan inşaatın yapılmasının planlandığını, 76 daireden 33’ünün kooperatife 43’ünün yükleniciye verileceğini, inşaat süresinin (8 ay ruhsat+30 ay inşaat) olmak üzere 38 ay olduğunu, yüklenicinin 17 aylık süreçte sadece 9 bloğun inşaat ruhsatını ve 2 bloğun temel kazısı yapabildiğini, davalı kooperatif yöneticilerinin yüklenici aleyhine yasal yollara başvurmak yerine, 31.05.2013 tarihli muvafakatname ile genel kuruldan her hangi bir yetki almadan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenici tarafından başka bir yükleniciye (… şti’ne) devrine muvafakat ettiklerini, muvafakatnameye dayalı olarak eski ve yeni yüklenici arasında devir protokolü yapıldığını, muvafakatnamede eski yüklenicinin tüm sorumluluklardan ve sözleşmeye garantör olan …, … ve …’nun garantörlüklerinden ibra edildiğini, ayrıca garantör…’dan alınmış 400.000 TL bedelli güvence senedinin iade edildiğini, eski ve yeni yüklenici arasında imzalanan devir protokolünde çok yüksek bir devir bedeli kararlaştırıldığını, bu devir bedelinin kooperatiften gizlendiğini, kooperatif soruşturma kurulu üyesi … tarafından hazırlanarak 2013 yılı olağan genel kuruluna sunulan raporda; 17 ay geçmesine rağmen zaten ilk 8 ayda alınması gereken inşaat ruhsatını almamış olan yüklenici hakkında sözleşmenin feshine gidilmesi gerekirken bu yapılmayarak sözleşmeyi devir etmesine muvafakat edilmesinin doğru olmadığı, öte yandan devre muvafakat yetkisinin genel kurulda olduğu yönetim kurulunun böyle bir yetkisi olmadığının belirtildiğini, bu sebeple 2013 yılı genel kurulunda davalıların ibra edilmediklerini, yüklenici ile yapılan sözleşmede yüklenici payı olarak %55 kararlaştırıldığını, oysaki başlangıçta %47,8 paya razı olan yükleniciler varken kooperatif zararına olacak şekilde yüklenici payının %55 çıkarıldığını, eski ve yeni yüklenici arasında imzalanan devir protokolünde devir bedeli olarak öngörülen 4 dairenin aslında davalı kooperatif yöneticilerinin isteği ile protokole eklendiğini, yani davalıların eski yükleniciyi aracılık ederek işi kılıfına uydurduklarını, kooperatif tarafından yeni yüklenici aleyhine Ank…2015/1463 esas sayılı dosyada açılan davada verilen cevap dilekçesinden bu durumun açıkça anlaşılabileceğini, davalıların kooperatifi 4 daire zarara uğrattıklarının anlaşıldığını, söz konusu dairelerin asgari değerinin 4.000.000 TL olduğunu, davalılar hakkında Ank. C.Sav.2016/35144 sy soruşturma dosyası açıldığını, davalı …’ün yönetim kurulu üyesi olduğu halde, görevde olduğu dönemde kooperatif ile iş yapma yasağına rağmen mali müşavir olarak kooperatif ile ticari ilişkiye girdiğini, ve kooperatiften gelir elde ettiğini, buna ilişkin serbest meslek makbuzlarının dilekçe ekinde sunulduğunu, konunun Çevre ve Şehircilik İl müdürlüğüne sorulduğunu, gelen cevapta; kooperatif yöneticisinin eyleminin kooperatifler kanununun 59/6 ve ana sözleşmenin 48/4 maddesine aykırılık teşkil ettiğinin belirtildiğini, son davalının kooperatif ile girdiği ticari ilişki kapsamında kooperatiften tahsil ettiği, 6.072,37 TL’nin kooperatife iadesi için davalılara 24.07.2014 tarihli ihtarname keşide edildiğini belirterek davalılara ait kooperatif hissesinin üçüncü kişilere devir ve temlikini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir konulmasına, kooperatifi zararına ilişkin şimdilik 50.000 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalı …’ün kooperatifle girdiği ticari ilişki kapsamında kooperatiften tahsil ettiği 6.072,37 TL nin davalıdan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili; 13.05.2012 tarihli genel kurulunda kat karşılığı inşaat sözleşmesi için yönetime yetki verildiğini, alınan yetkiye istinaden… Ltd Şti ile 31.10.2011 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede 76 adet bağımsız bölüm yapılmasının planlandığını, sözleşmenin 11.12.2011 tarihli genel kurulunda üyelerin onayına sunulduğunu ve oy çokluğu ile kabul edildiğini, ilk yüklenici…’nun ekonomik sıkıntı nedeniyle sözleşmeye devam edemeyeceğini yönetim kuruluna bildirdiğini, sözleşmenin feshi ve buna dair dava sürecinin uzun bir zaman alacağı düşüncesi ile sözleşmenin aynı koşullarla başka bir yükleniciye devrinin uygun bulunduğunu, bu kapsamda Yönetim Kurulu tarafından yükleniciye sözleşmenin aynı koşullarda başka bir yükleniciye devri için 31.05.2013 tarihli “Muvafakatname” verildiğini, yüklenicinin de 31.05.2013 tarihli devir sözleşmesi ile Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesini …Ltd Şti’ne devrettiğini, sözleşmenin devrinden sonra yapılan 29.09.2013 tarihli ve 24.11.2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantılarında devre ilişkin her hangi bir olumsuz karar alınmadığını aksine yeni yönetim tarafından …Ltd Şti ile 29.11.2013 tarihli ek sözleşme imzalandığını, 15.06.2014 tarihli Genel Kurul Toplantısında ise 01.01.2013-30.09.2013 tarihleri arasındaki faaliyetleri nedeniyle eski yönetim kurulunun ibra edilmemesine karar verildiğini, 10.01.2015 tarihli genel kurulda hesap tetkik komisyonu kurulmasına karar verildiğini, 30.01.2016 tarihli genel kurulda ise ibra edilmeyen eski yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, sözleşmenin devri için genel kuruldan onay alınmadığı iddiasının hukuksal dayanağı olmadığını, Kooperatifler Kanununun 42. Maddesinde; Genel Kurulun devredilemez yetkilerinin belirtildiğini, buna göre imalat ve inşaat işlerinin yaptırma yöntemini belirlemek ve gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını belirlemenin genel kurulun yetkisinde olup sözleşmenin devrinin genel kurulun yetkileri arasında bulunmadığını, kaldı ki 13.05.2012 tarihli genel kurulun 7. Maddesinde sözleşme yapma ve sözleşme bedelini tespit için yönetim kuruluna yetki verildiğini, bu yetkinin sözleşmenin devrini de kapsaması gerektiğini, ayrıca sözleşmenin devrinin kooperatif yararına bir işlem olduğunu, davacının tanık dinletmek istemesinin hukuka uygun olmadığını, davacının iddia ettiği olayların deney kurallarına uygun olmadığını, davacının kooperatif yöneticisi …’ün kooperatifle ticari ilişkiye girmek suretiyle zarara uğrattığı iddiasının doğru ve hukuka uygun olmadığını, sonuç olarak 1163 sayılı KK’nun 53 maddesin uyarınca süresinde ikame edilmemesi nedeniyle reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmişlerdir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif eski yöneticilerinin 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu 62. madde hükmü ve 98. madde yollamasıyla 6102 Sayılı TTK’nın 553. madde hükmü uyarınca sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Kooperatifler Kanununun 62. Maddesi uyarınca yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. TTK 555. Maddesi uyarınca kooperatifin uğradığı zararın tazminini kooperatif veya her bir ortak isteyebilir. Ortaklar tazminatın ancak kooperatife ödenmesini isteyebilirler. Kooperatif tarafından açılan sorumluluk davasının görülebilmesi, genel kurul tarafından bu yönde bir karar alınmasına bağlıdır. Davacı kooperatif 30.01.2016 tarihli genel kurulunun 10. Gündem maddesinde; davalı yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk kararı aldığı görülmüştür.
Davalılar vekili davanın 1 aylık hak düşürücü süresinde açılmadığını savunmuştur. Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde öngörülen bir aylık dava açma süresi genel kurul kararının iptaline yönelik olup sorumluluk davalarında uygulanması mümkün değildir. TTK 560. Maddesi uyarınca sorumlu olanlara karşı tazminat isteme hakkı davacının zararı ve sorumluğu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar, şu kadar ki bu fiil cezayı gerektirip TCK’na göre daha uzun zamanaşımına tabi bulunuyorsa tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır. Davalıların 01.01.2013-30.09.2013 tarihleri arasındaki eylemlerinin sorumluluk davasına konu edildiği davanın ise 29.02.2016 tarihinde açıldığı, esasen davalı yönetim kurulu üyeleri hakkında dava konusu eylemleri nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığı, bu suça ilişkin ceza zamanaşımı süresi içinde tazminat davası açılmasının mümkün olduğu ve dava tarihi itibariyle bu sürenin dolmadığı anlaşılmakla davalılar vekilinin süre aşımına ilişkin savunmasına itibar edilmemiştir.
Davacı … temsilen yönetim kurulu üyeleri olan davalılar ile yüklenici sıfatıyla dava dışı… Ltd Şti arasında 31.10.2011 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme ile kooperatife ait arsa üzerine yüklenici tarafından 76 adet bağımsız bölüm yapılması taahhüt edilmiş olup, inşa edilecek bağımsız bölümlerin 43 adedi (%55) yükleniciye 33 (%45) adedi kooperatife ait olacaktır. Sözleşme süresi (8 ay ruhsat + 30 ay inşaat) olarak belirlenmiştir. Sözleşmeyi müteakip yapılan 11.12.2011 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında yüklenici ile imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi genel kurula okunup oylanmış oy çokluğu ile kabul edilmiştir. 13.05.2012 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantısında davalılardan oluşan yönetim kurulu 2011 yılı işlemlerinden dolayı oy birliği ile ibra edilmiş, yönetim kuruluna verilecek yetkilere ilişkin gündem maddesinde; özel ve tüzel kişilerle sözleşme yapılması ve sözleşme bedellerinin tespiti vs. için yönetim kuruluna yetki verilmesi reddedilmiş, bunun yerine müteahhit firma ile yürütülen sözleşme hakkında çalışmalar yapmak üzere komisyon kurulmasına karar verilmiştir. Yüklenicinin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerini başka bir firmaya devretmek istemesi üzerine davalı yönetim kurulu üyelerince; aynı koşullarda devri yapılmak şartıyla 31.05.2013 tarihli “Muvafakatname” düzenlendiği, bu muvfakatname üzerine “devir eden” … Ltd Şti ile “devir alan” …Ltd Şti arasında 31.05.2013 tarihli devir sözleşmesi imzalandığı görülmüştür. 29.09.2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda gündeme seçim maddesi ilave edilmiş, yapılan seçimde yeni adaylar yönetim kurulu üyesi olarak belirlenmiş ve davalıların yönetim kurulu üyeliği son bulmuştur. Davalıların yönetimden ayrılmasından sonra yeni yönetim ile yüklenici arasında 29.11.2013 tarihle ek sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme ile arsa üzerine 76 yerine 74 konutun yapılacak olması sebebiyle 74 konutun 41’i yükleniciye, 33’ü öncesinde olduğu gibi kooperatife bırakılması kararlaştırılmıştır. 15.06.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurulda davalıların görev yaptığı 01.01.2013-30.09.2013 dönemini de kapsayacak şekilde 2013 yılı bilançosu ile gelir tablosu oy birliği ile onaylanmasına, davalı eski yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemesinin kararlaştırıldığı, 30.01.2016 tarihli genel kurulda ise ve eski yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılmasının kararlaştırıldığı görülmüştür.
Davalılar hakkında yöneticisi oldukları kooperatif aleyhine görevi kötüye kullanma ve ticaret yasağına aykırı hareket etme suçlarından Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/1792 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, yargılama sonunda; sanıkların SS Şekerciler Konut Yapı Kooperatifi yönetim kurulu üyesi oldukları, kooperatife ait arsaya inşaat yapmak üzere… isimli müteahhit ile sözleşme yaptıkları, sözleşmede her hangi bir usulsüzlük olmadığı, ancak daha sonra… Ltd Şti’nin inşaatı tamamlayamayacağını bildirmesi üzerine yeni müteahhit …Ltd’ne sözleşmenin devrini sağladıkları, yeni yüklenicinin inşaatı tamamladığı, her bir üyeye bağımsız bölümü teslim edildiği, sözleşmenin devrinde sanıkların menfaat temin ettiği ya da sözleşmeyi devralan …Ltd’ne fazla ödeme yapılmasına sebep oldukları ya da bu şirkete menfaat sağladıkları yönünde her hangi bir somut kanıt bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunda sanıkların kooperatifi zarara uğrattıklarına dair bilgi belge bulunmadığının saptandığı belirtilerek tüm sanıkların beraatlarına karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili genel kurulun yetkisinde olan sözleşmenin devri işleminin davalılarca yönetim kurulunun onayına sunulmaksızın gerçekleştirildiği iddia edilmiştir. İlk yüklenici ile imzalanan 31.10.2011 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi 11.12.2011 tarihli Olağanüstü Genel Kurulda okunmuş ve yapılan görüşmede oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Sözleşmenin 13. Maddesinde “Yüklenici İşbu Sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerini arsa sahibinin yazılı muvafakati olmaksızın 3.kişilere devir ve temlik edemez” hükmü yer almakta Genel Kurulun onayından geçen bu düzenleme kapsamında yönetim kurulunun yazılı muvafakati ile sözleşmenin devrine onay verilmesinde her hangi bir yetki ihlali tespit edilememiştir. Bahse konu muvafakatnamede sözleşmenin aynı koşullarda devrine onay verilmiştir. Sözleşme koşularında aleyhe değişiklik yapılmaksızın inşaatın ikmalini teminen sözleşmenin devrine muvafakat verilmesinde kooperatif aleyhine her hangi bir sonuç doğmadığı, Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/1792 esas sayılı dava dosyasında tespit edildiği üzere sözleşmeyi devralan yeni yüklenicinin inşaatı tamamladığı, her bir üyeye bağımsız bölüm teslim edildiği bu haliyle de kooperatif zararından bahsedilemeyeceği açıktır.
Davacı vekili; ilk sözleşmede bağımsız bölüm sayısının 76 olarak kararlaştırıldığı, projede ise 74 daire çıktığı buna rağmen devir esnasında bu husus düzeltilmeden devre muvafakat edildiği bu kapsamda kooperatife düşecek 33 dairenin riske sokulduğu, bu durumun daha sonra yeni yönetim tarafından yükleniciye genel kurul kararı ile 50.000 TL ödenerek çözülebildiği iddia edilmiştir. Düzenlenen 20.05.2021 tarihli bilirkişi raporu çerçevesinde ilk sözleşmede kooperatife verilmesi öngörülen daire sayısında devre bağlı bir azalma olmadığı gibi 24.11.2013 tarihli genel kurulda yükleniciye ödenmesine karar verilen 50.000 TL’nin daire sayısının azalması ile ilgisinin olmadığı, iki adet kapıcı dairesinin maliyeti için verildiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde; ilk sözleşmede garantör olan kişilerin sözleşmenin devri ile garantörlüklerinin ortadan kaldırıldığı 400.000 TL teminat senedinin davalılarca iade edildiği bu suretle kooperatifin zarara uğratıldığı ileri sürülmüştür. Yapılan incelemede davalılarca sözleşmenin devrine ilişkin muvafakatnamede “aynı şartlar geçerli ve değiştirilmemek” kaydı ile muvafakat edildiği, Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/1972 esas sayılı dava dosyasındaki tespite göre inşaatın tamamlandığı her bir üyeye bağımsız bölümü teslim edildiği somut olarak kooperatif zararının oluşmadığı belirlenmiştir. Kaldı ki davalılar vekilinin 26.04.2019 tarihli dilekçe ekinde sunduğu teslim tutanağında 400.000 TL bedelli teminat senedinin davalılarca yeni yönetime teslim edildiği anlaşılmıştır.
20.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalılarca devre muvafakat edilmekle Kooperatifin zarara uğratıldığı iddiasına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede davalılarca kooperatif adına imzalanan 31.10.2011 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi gerekse sözleşmenin başka bir yükleniciye devrine muvafakat edilmesine ilişkin “Muvafakatname” nedeniyle kooperatifin davalılarca zarara uğratıldığının tespit edilemediği, eski ve yeni yüklenici arasında düzenlenen devir protokolünde devir bedeli olarak 1.350.000 TL ve ayrıca 4 adet bağımsız bölüm öngörülmüş olmasının her iki yüklenici arasındaki bir işlem olduğu kooperatifi ilgilendiren bir yönünün bulunmadığı, ilk sözleşmede olduğu gibi 33 adet bağımsız bölümün kooperatife verilmesinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin devrinin genel kurul kararına ve genel kurulca onaylanan ilk sözleşme hükümlerine uygun olduğu kooperatifin her hangi bir zararının olmadığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde kooperatif yöneticisi olan davalı …’ün kooperatif aynı zamanda mali müşavir olarak kooperatif ile ticari ilişkiye girdiğini ve kooperatiften gelir elde ettiğini bu durumun KK 59/6 maddesine aykırı olduğunu belirtmiştir. Kooperatifiler Kanunun 59/6. Maddesinde; yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif personelinin ortaklık işlemleri dışında kendisi veya başkası namına kooperatifle kooperatif konusuna giren bir ticari muamele yapamayacağı düzenlenmiştir. Davalı …’ün yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde serbest meslek faaliyeti kapsamında kooperatife mali müşavirlik hizmeti verdiği ve kooperatifçe kendisine 6.072 TL ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Davalı tarafından gerçekleştirilen iş serbest meslek faaliyeti olup ticari iş olarak nitelendirilemez. Öte yandan KK 59/6 maddesinde kooperatifle kooperatif konusuna giren ticari muamele yapılması yasaklanmış olup davalı tarafça gerçekleştirilen serbest meslek faaliyetinin davacı kooperatifin konusuna giren ticari bir iş olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Konuyla ilgili 20.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda kooperatif defterlerinin kooperatif yönetim kurulu üyesi tarafından tutulması veya kooperatif yönetim kurulunun bir üyesinin kooperatif avukatlığını yapması ticari muamele yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.
Sonuç itibariyle dava dilekçesinde iddia olunun olay ve eylemler nedeniyle davalıların kooperatifi zarara uğrattıkları kanıtlanamamış olup davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Davanın reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 957,58 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 898,28 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde yatırana iadesine,
Davalılar tarafından yapılan 27,50 TL posta ve tebligat ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Diğer yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 8.089,41 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/06/2021
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …