Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/231 E. 2023/344 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2023/231 Esas
KARAR NO : 2023/344

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … – …
DAVALILAR : 1…

VEKİLLERİ : Av. …
Av. … – …
2- … – …
3- … – …
DAVA : Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/04/2023
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Emekli öğretmen olduğunu, öğretmen olarak yıllarca yurtiçi ve yurt dışı çalışma karşılığını biriktirdiğini, birikimini 2016 yılından beri Burgan Bankda değerlendirdiğini, bankanın 20089169 numaralı müşterisi olduğunu, yıllarca biriktirmiş olduğu paraları döviz alarak 33 günlük vadelerle döviz cinsi faiziyle geri aldığını, 20/10/2021 tarihinde döviz opsiyon işlemi yapılırken şube yetkilileri olan davalılarca bankacılık görev ve hizmetine alenen hile ve fesat sokularak…. Şubesi çalışanları … ve … tarafından ileri yaşlılık durumu avantaj görülerek tarafına yoğun baskı ve psikolojik taciz uygulamış olduklarını, psikolojik baskının işlem formunu imzalama sonuna kadar devamı ettiğini, imzalatılan bu yeni sözleşme ile 4050 USD karşılığı 38000 TL prim kazanacağı söylenerek dövizde tuttuğu parayı TL cinsine çevrilmesinin sağlandığını, çalışanlar tarafından yaptırılan işlemin mağduriyetine sebep olduğunu belirterek sözleşmenin feshini ve Banka uhdesinde bulunan paranın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Burganbank AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının daha önce edindiği tecrübeler, imzaladığı sözleşmeler kapsamında işlemlere ait riskleri bilerek dava konusu opsiyon işlemini gerçekleştirdiğini, dava konusu işlemlere dair sözleşmelerin imzalandığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, gerçekten de davacının, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere SPK mevzuatı kapsamında zorunlu tüm evrakları imzalamış olduğunu, söz konusu evraklar incelendiğinde işlemlerin nasıl icra edileceği ve işlemlere dair riskin ayrıntısı ile düzenlendiğinin görüldüğünü, nitekim söz konusu riskin, müstakil olarak imzalanan risk bildirim formlarında ve nihayetinde işlemin gerçekleştirildiği “talimat ve işlem sonuç formunda” da ayrıntısı ile düzenlenmiş olduğunu, davacının asılsız ve haksız iddialar ile açılan davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafta bırakılmasına, karar verilmesini talep etmişlerdir.
Usulüne uygun tebligata rağmen diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; Bankacılık işlemlerinden kaynaklandığı iddia edilen tazminat ve sözleşmenin feshi istemine ilişkindir.
Davalı Bankaya müzekkere yazılarak dava konusu hesapların ticari olup olmadığı hususunda Mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir. Gelen yazı cevabında davacıya ait hesabın ticari nitelikte olmadığı belirtilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2020/655 Esas, 2020/886 Karar sayılı ilamı; “…Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 4.maddesinin “a” bendinde; finansal hizmetin her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri, aynı yönetmeliğin 8.maddesinde; cayma hakkının kullanımı ve tarafların yükümlülüklerinin ilişkin düzenlendiği, aynı yönetmeliğin 13.maddesinde ise; cayma hakkının ististanalarının belirtildiği, 6102 Sayılı TTK’nın Ticari Davaların Görüleceği Mahkemeler başlıklı 5/1 maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlemeleri yer almaktadır….Eş anlatımla işin sadece finansal olması işlemin tüketici işlemi olmadığını göstermeyecektir. Doktrinde de tasarruf sahibinin bireysel yatırımcının bir aracı kurum ile çerçeve sözleşmesi imzalanması tüketici işlemi olduğu ve tüketici mahkemelerinin görevli olduğu da belirtilmektedir. ( Doç. Dr. N. Füsun Nomer Ertan; Sermaye Piyasası Hukuku Toplantı Serisi – Tebliğler Tartışmalar, sayfa 24-25 ) Bu açıklamalar sonucunda taraflar arasındaki ilişki 6502 sayılı Yasanın 3/(1)-k ve 49. maddeleri uyarınca yatırım sözleşmesi niteliğindedir. Davacı ise somut dosyada ticari ve meslek amaçlı hareket etmeyen bireysel yatırımcı olduğundan tüketici konumunda olup dava tarihi itibariyle bu tür davalarda tüketici mahkemesi görevlidir…” şeklindedir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1-k maddesinde “tüketici”, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesinde ise “tüketici işlemi”, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade edilmiştir. Aynı kanunun 73/1 maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, somut olayda; davacının davalılara karşı Bankacılık Hizmetine yönelik tazminat isteminde bulunduğu, davacı gerçek kişi olup, davaya konu işlemin ticari nitelikte olmadığı ve yukarıda değinilen karar da nazara alındığında, davacının tüketici konumunda bulunduğu anlaşıldığından, görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın HMK 114. ve 115. maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli … NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,

Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/05/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza