Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/865 E. 2023/198 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/865 Esas
KARAR NO : 2023/198

HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … – …

VEKİLLERİ :….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: “ davalı borçlunun … plakalı aracı bir tarihte kaza yapmıştır. İtiraza konu takibin dayanağı olan ve dosyada da sunulan fatura Sayın Mahkemece de incelendiğinde faturada yer alan araç parçalarının kaza yapmış bir aracın trafiğe çıkabilmesi için gerekli olan parçalar olduğu anlaşılacaktır. Somut olayda araç sahibi/borçlu/davalı kaza yapmış olan aracını kaşkol sigortadan tamir ettirmek maksadıyla aracını bir tamirhaneye bırakarak dosya açtırmıştır. Daha sonra faturada belirtilen parçaları müvekkilden satın almış, tamir işlemi bitip kasko ya da sigortadan para geldiğinde de borcunu ödeyeceğini bildirmiştir. Bu sebeple de fatura açık fatura olarak düzenlenmiştir. Davalının aracı tamir edildikten sonra kasko veya sigorta şirketinden tamir masrafı davalının banka hesabına aktarılmıştır. Davalının maliki olduğu aracı sebebiyle müvekkille olan ticari ilişkileri devam ettiği halde söz konusu aracın tamirinden kaynaklanan borcunu müvekkile ödememiştir. 16.09.2017 tarihli, Seri D Sıra 545037 ve 29.12.2017 tarihli Seri D Sıra 545557 numaralı faturalardan kaynaklanan (3.165,99+9.999,30=) 13.164,99 TL borcun ödenmemesi üzerine alacaklı müvekkil tarafından … 19.İcra Müdürlüğünün 2019/2276 esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılmış ve borçluya 16.02.2019 tarihli ödeme emri gönderilmiştir. Davalı, hakkında başlatılan ilamsız takip dosyasında alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını iddia ederek, borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Davalı bahse konu olan faturalardan dolayı müvekkile borçlu olup, bu borcunu hala ödememiştir. İcra takibine konu alacak ticari ilişkiden kaynaklanmış olduğundan önce 18.10.2019 tarihli dilekçeyle arabuluculuk başvurusu yapılmış, arabuluculuk sürecinin 04.11.2019 tarihinde anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine işbu itirazın iptali davasını açma zorunluluğu doğmuştur, belirterek yukarıda ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla; borçlunun icra takibine ve borca yaptığı itirazın iptaline, takibin … 19.icra Müdürlüğünün 2019/2276 E.sayılı dosyası üzerinden devamına, borçlunun takip konusu alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalıya usulünce tebligat yapılmış, tebligat adres yetersizliği nedeniyle mahalle muhtarı kayıtlarında kaydı olmadığından tasdik alınarak iade olmuştur. 04.11.2019 tarihli Arabuluculuk toplantısına davalı vekili Av…. katılmış, ancak arabuluculuk anlaşmazlıkla sonuçlanmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; faturaya dayalı itirazın iptali davasına ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
20/04/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle, ” takibe /davaya konu edilen faturaların, davacı şirket yasal defterlerine usulüne uygun kayıt edildiği, davacı Şirket’in takibe konu faturaları 2017 /12 dönem Bs formunda beyan edildiği, takibe konu faturalara ilişkin davacı tarafından herhangi bir tahsilat (davalı tarafından herhangi bir ödeme) yapılmadığı, davacı şirketin, takip tarihi itibariyle davalı şirketten 13.164,99 TL alacaklı olacağı, icra inkâr tazminatı hususunun yüksek Mahkemenin takdirinde olduğu, ” kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Mahkememiz dosyasında daha önce verilen karar … BAM 31. Hukuk Dairesi’nin 2022/819 E. Ve 2022/1059 K. Sayılı kararı ile kaldırılarak Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir.
Dosyamız arasına davalının tacir olup, olmadığına dair … Esnaf Odası, … Ticaret Odası ve Ostim Vergi Dairesi cevapları alınmıştır.
Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; az yukarıda da değinildiği gibi, TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için, ya her iki tarafın tacir ve işin de tarafların (her ikisinin birden) ticari işletmeleriyle ilgili olması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda bu tür davalara asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile, olayda mutlak ticari dava söz konusu değildir. Dosya kapsamında ise, davacının limited şirket olduğu ve tacir sıfatını taşıdığı sabit ise de, davalının tacir olduğu ve işin ticari işletmesi ile ilgili bulunduğu konusunda mahkememizce esnaf odası, ticaret odası ve vergi dairesi araştırmasında tacir olmadığı bilgisi verilmiştir, Bu haliyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2. Maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilerek dosyanın satış sözleşmesinden kaynaklı olması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 15/03/2023

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR