Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/84 E. 2022/104 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2022/84 Esas
KARAR NO : 2022/104

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …,
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/08/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2022/12 Esas, 2022/3 Karar sayılı ilamı ile; “Mahkemelerince verilen kararın bir görevsizlik kararı olmayıp, gönderme kararı olduğu, gönderme kararının istinaf işlemine tabi olmadığı(bkz. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 14/02/2020 tarih 2020/95 esas 2020/361 karar), resen yapılması gereken işlerden olduğu, nitekim gönderme kararının yukarıda da belirtildiği şekilde Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gereğince verildiği, eğer mahkeme olarak görevli olmadığınız yönünde kanaat uyanmış ise mahkemenizce görevsizlik kararı verilebileceği, dosyanın bu şekilde Mahkemelerine iade edilemeyeceği, esas kapatıldığından bu şekilde yeni esas alınamadığı” hususları gerekçesiyle dosyasının esasının kapatıldığı ve dava dosyasının Mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekili 23/08/2019 tarihli dava dilekçesinde; Dava dışı … Akaryakıt Yem ve Nakliye San. Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkil bankadan 03/09/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ile kredi kullandığını ve işbu kredilere ilişkin olmak üzere taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinin davalılar tarafından müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığını, Türk Ticaret Kanunu’nda da teselsül karinesi başlığı altında bu hususun açıkça düzenlendiğini ve ticari işlerde esas olan kefaletin müteselsil kefalet olduğu hususunun belirtildiğini, davaya konu takibe ilişkin olmak üzere taraflara Polatlı …. Noterliğinin 23/11/2018 tarih ve 5237 yevmiye numaralı muacceliyet ihtarnamesi gönderildiğini, borçlulara muacceliyet ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edildiğini ve davalı borçlular tarafından borca ve ferilerine herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalıların takibe konu Genel Kredi sözleşmesini müştereken ve müteselsilen kefil sıfatı ile imzaladıklarını, dolayısı ile davalıların, davaya konu takipte asıl alacak, faiz, icra masrafları ve ücreti vekâletin tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davalıların itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalıların salt alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla takibe itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebebiyet verdiklerini, dava dışı … Akaryakıt Yem ve Nakliye San. Tic. Ltd. Şti. hakkında Konkordato komiseri atandığını, Polatlı …. Asliye Hukuk Mahkemesi ( Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla ) 2018/335 E. Sayılı dosyası ile 1 Yıl süre ile Kesin Mühlet kararı verildiğini, ancak söz konusu kararda kefillere karşı işlem yapılabileceğinin hükme bağlandığını, işbu dava açılmadan önce dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmuş ve Polatlı Arabuluculuk Bürosu 2019/18 başvuru dosya numaralı, 2019/64978 dosya numaralı tutanak ile anlaşmama belgesinin taraf vekilleri tarafından imzalandıklarını, bu nedenlerle davalıların vaki itirazlarının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalıların itirazının haksızlığına ve %20’den az olmamak üzere ayrı ayrı icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara Bölge Adli Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin benzer konuya ilişkin verdiği 17/11/2021 tarihli, 2021/1939 Esas ve 2021/1732 Karar numaralı emsal kararında da belirtildiği üzere; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi mahkemelerin görevinin ancak yasa ile belirlenebileceğini ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğunu açıkça ifade etmiştir. Kesin yetki halleri de bu çerçevede değerlendirilir.
Bu yasal düzenlemeye paralel olarak görev ve kesin yetki halleri dava şartları arasında sayılmıştır (HMK m.114/1-c ve ç). Bir diğer ifade ile görev ve kesin yetkiye ilişkin koşullar yerine getirilmeden bir davanın esasına girilemez ve bu noktadaki eksiklik, istinaf ve temyiz de dahil olmak üzere yargılamanın her aşamasında dikkate alınır.
Nitekim Anayasa’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlıklı 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Bu bağlamda belirtilmelidir ki, yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi (yani izleyeceği yargılama usulü) belirlenmiş olan mahkemenin hakimine tabii hakim, bunu öngören ilkeye de tabii hakim ilkesi denir (Tanrıver, S.: Tabii Hakim İlkesi ve Medeni Yargı, TBB Dergisi, 2013, S.104, s.12; Bilge, N.: Son Anayasa Değişikliğine Göre Tabii Hakim ve Savcı Teminatı, Prof. Dr. Hüseyin Cahit Oğuzoğlu’na Armağan, Ankara 1972, s.574).
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
Görev (ve kesin yetki) konusundaki genel ilkelere ilişkin kısa açıklamadan sonra Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yargı çevresi belirlemesine ilişkin 07.07.2021 gün ve 608 sayılı kararının hukuki mahiyeti konusuna da değinmek gerekir. 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul genel kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır. Kaldı ki, görevin ve kesin yetkinin sadece yasa ile belirleneceğine ilişkin yukarıdaki yasal düzenlemeler dikkate alındığında, bir Kurul kararı ile yapılan yargı çevresi belirlenmesi işinin yasa düzeyinde sayılamayacağı da ortadadır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılmış olacaktır.
Ortada geçiş hükmü niteliğinde bir yasal düzenleme olmaksızın, sırf Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı ile tabii hakim güvencesini garanti eden Anayasa hükmü çiğnenerek derdest dosyaların görevsizlik, yetkisizlik ya da bunlara ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddi benzeri bir kararla başka mahkemeye gönderilmesi düşünülemez.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; Davanın 23/08/2019 tarihinde açıldığı, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yargı çevresi belirlemesine ilişkin 07.07.2021 gün ve 608 sayılı kararının yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlendiği, buna göre yürürlük tarihinden önce açılan davada görevli ve yetkili mahkemenin Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olması sebebi ile karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Açılan davada HMK 114/1-c maddesinde düzenlenen “mahkemenin görevli olması” dava şartı bulunmadığından aynı yasanın 115/2 maddesi uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-Mahkeme kararının kanun yoluna başvuru olmadan kesinleşmesi halinde HMK 22/2 maddesi uyarınca dosyanın merci tayini için Ankara Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/02/2022