Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/742 E. 2023/417 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/742 Esas – 2023/417
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2022/742 Esas
KARAR NO : 2023/417

HAKİM :…
KATİP :….

DAVALILAR : …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/01/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketler ile hizmet alım sözleşmesi akdedildiğini, dava dışı işçi…’nın davalı şirketler nezdinde çalıştığını ve sonrasında iş akdinin feshedildiği, işçinin…İş Mahkemesi 2013/276 E sayılı dosyasında işçilik alacakları davası açtığı, işçilik alacaklarının ödenmesine karar verildiğini, Sakarya 1. İcra Müdürlüğü 2017/22397 E sayılı dosyası ile icra takibine başlandığı, icra işlemine maruz kalmamak için dosya borcu olan 15.985,99-TL’nin 19.03.2021 tarihinde ödendiğini belirterek, işçi…’ya ödenen toplam 15.985,99-TL’nin ödeme günü olan 19.03.2021 tarihinden itibaren sözleşmelere göre dökümü yapılan oranlarda, oran olmayanlarda işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … Güvenlik vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile aralarında imzalanan hizmet sözleşmesine göre taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu, yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, İş Kanunu 2. Maddesi’nde;”Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.”hükmünün bulunduğu, asıl işverenin alt işveren ile birlikte sorumlu olduğunun, davacının yaptığı ödemeden dava ile haberdar oldukları, herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunulmadığı, davacının kıdem tazminatı yönünden herhangi bir ödeme yapmadığı, davacının şirketlerine ödemediği bir kalemi talep ederek sebepsiz zenginleştiği,davacının kusurundan kaynaklanan davalarda kendilerine rücu imkanı bulunmadığı, davacının, ihale ile işçi sayısını azaltarak depolarını kapattığı, bu durumdan herhangi bir kusurlarının olmadığı,bilirkişinin kusur değerlendirmesi yapması gerektiği, alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alımına dair sözleşme uyarınca dava dışı işçiye yapılan işçilik alacağına ilişkin ödemenin davalı şirketlerden rücuen tazmini istemine ilişkindir.

Davacı vekili 21/03/2023 tarihli dilekçesinde özetle; iş bu davada dava değerinin 6.776,56 olduğunu belirtmiştir. Harç noksanlığı davacı vekili tarafından tamamlanmıştır.
Dosyanın Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/333 Esas, 2022/342 sayılı yetkisizlik kararı üzerine Mahkememize tevzii olduğu görüldü.
Dosyanın konusunda iş ve sosyal güvenlik uzmanı bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesince tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere var ise dava tarihi itibariyle davacının işbu dosya davalılarından alacağının tespitinin yapılması istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; davacı Genel Müdürlüğün dava dışı işçi için ödediği 15.985,99-TL’nin 6.776,56-TL’sini tefrik edilen dosyada davalı …Koruma Ltd. Şti. dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edebileceği, davadaki toplam talebin 15.985,99-TL olduğu, ödemenin 19.03.2021 tarihinde yapıldığı yönündeki tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
11.09.2014 gün ve 29116 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 6552 sayılı Kanun’un 8.maddesi ile bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kıdem tazminatını düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112.maddesinde; “…4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları;
a) Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur. Bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından,
b) Aynı alt işveren tarafından ve aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılmış olan işçilerden iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanlara, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasınınfıkrasının (e) bendi kapsamında farklı kamu kurum ve kuruluşuna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak çalıştırıldığı son kamu kurum veya kuruluşu tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir…” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda da davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludurlar. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167.maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve eklerinde sorumluluğun yükleniciye ait olduğuna ilişkin açık hüküm bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi çerçevesinde davalı tarafın zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının hizmet alımı için davalılar ile sözleşme imzaladığı, dava dışı işçinin hizmet alımına ilişkin davalı şirketler nezdinde belirli bir dönem içinde çalıştığı görülmüştür. Alınan bilirkişi raporu denetime elverişli, usul ve yasaya uygun olduğundan hükme esas alınmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraflar arasında akdedilen sözleşmede işçilik ödemesi bakımından alt işverenin sorumluluğu konusunda açık hüküm bulunduğu, davalıların işçinin çalıştığı dönemler sınırlı olmak üzere tam sorumluluğunun bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, asıl alacağa ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KABULÜ ile;
6.776,56-TL’nin 19/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 462,91-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 260,60-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 202,31-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 6.776,56-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 260,60-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.500,00-TL Bilirkişi ücreti, 619,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.460,30TL’nin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,

-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Adalet Bakanlığı Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesinin 5.maddesine göre karar kesinleştikten sonra istek halinde taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda dava konusu miktarı itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 06/06/2023

Katip…
e-imza

Hakim ….
e-imza