Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/672 E. 2023/412 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/672 Esas – 2023/412
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2022/672 Esas
KARAR NO : 2023/412

HAKİM : …
KATİP :….

DAVACI :…
DAVALI : ….

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/10/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Renault Bayisi ve yetkili servisi olarak sıfır km araç satışı, servis ve yedek parça hizmeti dahil olmak üzere birçok konuda hizmet veren kurumsal bir firma olduğunu, davalı Şirkete ait araçlara ekte sunulan Servis İş Kabul Formlarında ve Servis Teslim Formlarında yer alan işlemler ve bakımlar gerçek1eştirildiğini, buna bağlı olarak davalı şirket adına faturalar düzenlendiğini, 10 adet fatura bedelinden doğan gecikmiş borç bakiyesinin ödenmediğini ve bunun üzerine, …11. İcra Müdür1üğü’nde 2020/9952 Esas sayılı icra dosyası ile davalı şirket aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı tutarak ve kısmi olarak talep edilen 16.976.94 -TL tutarındaki cari hesap alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkil şirketin adresinin …İli Sincan ilçesinde olduğunu, dolayısıyla yetkili yerin Batı Adliyesi yargı çerçevesinde olduğunu, izah edilen nedenle, davanın Yetkisizlik nedeniyle Usulden reddedilmesi gerektiğini, zamanaşımı ve hakdüşürücü sure itirazında bulunduklarını, müvekkil firma kayıtları ve defterleri kontrol edildiğinde dava konusu alacak saptanmadığını, bu nedenle ana para ve faiz taleplerini kabul etmediklerini, dava dilekçesinde, talep edilen paranın ana para ve faiz miktarları açıkça belirtilmediğini, bu nedenle işletilmiş faiz varsa kabulü mümkün olmadığını, borcun muaccel olması gerektiğini belirterek yetki itirazlarının kabulüne, zamanaşımı ve hakdüşürücü süre itirazlarının kabulüne, davanın esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacının davalıya araç satışı, servis ve yedek parça hizmeti sunulduğu iddiasıyla alacak istemine ilişkindir.
…11. İcra Müdürlüğü’nün 2020/9952 esas sayılı dosyasının celbi sağlanmış olup Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Taraflara Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222. Maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmek üzere süre verilmiş, taraf vekillerinin müvekkilleri şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişiyi bildirdiği görülmüştür.
Davalının defterlerinin yerinde incelenerek rapor tanzim edilmesi için … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmıştır.
Talimat Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda özetle; davalının ticari defterlerinin incelenmesinde davaya konu 10 Adet faturanın kayıt altına alındığı ancak bu bedellerin ödendiğine dair bilgi ve belgenin bulunmadığı belirtilmiştir.
Dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan kayıtların neler olduğu, gelen müzekkere cevapları da irdelenerek, mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde rapor tanzim edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 2020 yılı için elektronik ortamda (e-defter) tutmuş olduğu, ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının bulunduğu, kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne, Muhasebe İlke ve Kurallarına göre tutulduğu, davacı tarafından tutulan ticari defterlerin usulüne uygun olduğu, davalıya 2020 yılında düzenlemiş olduğu 15 adet fatura karşılığında toplam 292.024,35 TL tutarında fatura alacağı, 2020 yılında davalı adına 06 BVH 592 ve 06 BVJ 133 Plakalı ikı ayrı araca ait (92314923) 1.846,00 TL Motorlu Taşıt Vergisi ödemesi yaptığı, davalıya 13/03.2020 tarihinde 61.402,10 TL tutarında iade ödemesi gönderdiği, davalıdan olan toplam alacağının 355.272,45 TL olduğu, davacı tarafından Bilirkişi incelemesine sunulan ticari defterlerin incelenmesinde, davalı tarafından 2020 yılında banka havalesi/EFT’si şeklinde toplamda 202.802,10-TL tutarındaki ödemenin davacıya yapıldığı, davalı tarafından 13.03.2020 tarihinde takas şeklinde verilen 2 adet araç nedeniyle 132.500,00 TL mahsuben ödeme yapıldığı, davalı tarafından 01.12.2020 tarihinde “HT000001377 Hasar Dosyası” adı altında toplam 2.493,41 TL tutarlında mahsuben ödeme yapıldığı anlaşıldığından davalıya olan toplam borcunun 338.295,51 TL olduğu, davacı tarafından incelemeye ibraz edilen defter kayıt ve belge örneklerine göre davacının davalıdan olani bakiye alacağının (355.272,45-338.295,51) 16.976,94 TL olduğu, taraflar atasında 6102 sayılı TTK’nun 89 uncu maddesinde tanımı yapılan yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmamakla birlikte, taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap şeklinde devam ettiği, davalının ticari defter kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sırasında örnek alınan belgelerin incelenmesinde; Davalının faturalardan kaynaklı olarak toplam borucunun 294.518,17 TL olduğu, davalı tarafından yapılan ödemelerin tutarının 294.518,17 TL olduğu, böylece davalının davacıya borcunun kalmadığı şeklinde kayıtlar yapıldığı, ancak davalı tarafından 01.12.2020 tarihinde nakit olarak ödendiği belirtilen 97.622,25 TL tutarındaki ödemenin nakit olarak ödendiğini gösteren herhangi bir belgenin sunulmadığı, ayrıca davalı tarafından 13.03.2020 tarihinde ödendiğine dair cari hesapta yer alan 61.402,10 TL tutarındaki ödemenin gerçekte davalı tarafından yapılan bir ödeme olmadığı, tam tersine bu ödemenin “İADE ÖDEMESİ” şeklinde davacı tarafından yapıldığı ve davacının cari hesap muavin defterinde davalının borcu olarak gösterildiği, sonuç olarak davalı kayıtları ile davacı kayıtları arasında bu konularla ilgili uyumsuzluk olduğu, takdiri Mahkemenize ait olmak üzere, davacı kayıtlarının esas alınması halinde davacının davalıdan olan bakiye alacağının 16.976,94 TL olarak dikkate alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi çerçevesinde 10 yıllık süre dolmadan dava açıldığından davalının zamanaşımı ve süreye yönelik itirazına itibar edilmemiştir.
Türk Borçlar Kanunu 89. Maddesi uyarınca davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile ticari iş ilişkisine yönelik alacağının tahsili için eldeki davayı açmıştır. Uyuşmazlık, davacının dava dilekçesine ekli faturalara konu bakiye borcun ödenip ödenmediği, davacının alacak isteminin yerinde olup olmadığı hususlarından kaynaklandığı görülmüştür. Sunulan bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır.
Davaya dayanak faturadaki hizmetin ifa edildiği taraf defterleri fatura içeriğinden görüldüğünden tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı davacı tarafından ispat edilmiştir. İspat külfeti kendisinde olan davalı borcun ödendiğine dair belge ibraz edemediğinden davanın kabulüne, dava tarihinden itibariyle temerrüt oluştuğundan asıl alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KABULÜ ile;
16.976,94-TL’nin dava tarihi olan 07/10/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.159,69-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 289,93-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 869,76-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 289,93-TL Peşin/nisbi Harcı, 3.200,00-TL Bilirkişi ücreti, 292,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.863,13TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Adalet Bakanlığı Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesinin 5.maddesine göre karar kesinleştikten sonra istek halinde taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip …
e-imza

Hakim….
e-imza