Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/618 E. 2023/527 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/618 Esas – 2023/527
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/618 Esas
KARAR NO : 2023/527

HAKİM …
KATİP : ….

DAVACI :….
DAVALI ….

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 13/09/2022
KARAR TARİHİ : 17/07/2023
G.K. YAZILDIĞI TARİH : 17.07.2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın Haksız Fiili Neticesi 20.05.2022 tarihinde davalı… nin sevk ve idaresinde bulunan 06 PG 962 plaka sayılı (Tramer Belge no83197492) Renault markalı aracı ile, Müvekkilin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı Mitsubishi markalı aracına çarptığını, …’nin 06 PG 962 plaka sayılı Renault markalı aracının sigortası … Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığını, kazanın akabinde … Sigorta A.Ş.’ye başvuru yapıldığını, sigorta şirketine yapılan başvurudan herhangi bir yanıt alınamadığını, 22.08.2022 tarihinde gerçekleştirilen arabuluculuk son toplantısının anlaşamama ile sonuçlandığını, davalıdan kaynaklanan kazadan aracının sigortasını yaptırdığı davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, müvekkilin aracına uygulanan haksız fiil nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 1.000 TL, müvekkilin aracında meydana gelen hasarlardan kaynaklanan işçilik ve parça masraflarına ilişkin 100,00 TL, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hasar bedelinin, kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu tutularak (sigorta şirketinin poliçede belirlenen limit kadar sorumlu olması kaydıyla) davalılardan alınarak müvekkile ödenmesine, davacının aracının tamirde geçirilen süre gözetildiğinde muadil araç bedeline ilişkin (Şimdilik) 100,00 TL tazminatın tarafların sorumlulukları çerçevesinde ticari faizi ile birlikte müşterek ve müteselsil olarak alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile arabuluculuk vekalet ücreti ve avukatlık vekalet ücretinin davalılar üzerine müşterek ve müteselsilen tahmiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açılmış olmasından dolayı İSTANBUL Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, davaya cevap verilebilmesi için HMK 121 gereği delillerin tarafımıza tebliğini, davacının hasar bedeli onarım suretiyle karşılandığından işbu haksız davanın bilirkişi incelemesi yapılmadan reddini, müvekkil şirketin dava konusu ile ilgili olarak ibra edildiği ve davacının tüm haklarından feragat ettiği dikkate alınarak huzurdaki davanın reddini, kabul anlamına gelmemekle birlikte herhalde poliçe teminatı kapsamında karar verilmesini, davacının ZMMS Poliçesi teminat kapsamı dışında kalan araç mahrumiyet bedeline ilişkin haksız taleplerinin reddini, davacının haksız ve hukuka aykırı faiz taleplerinin reddini, müvekkil şirketin yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmamasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı …’ye usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamış olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLER
-Hasar poliçe dosyası
-Bilirkişi Raporları
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; 20.05.2022 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle zarar gören … plakalı araç sürücüsü tarafından; kazaya sebebiyet verdiği ileri sürülen… plakalı araç maliki ve aracın trafik (ZMMS) sigorta poliçesini tanzim eden davalı sigorta şirketi aleyhine açılan maddi tazminat davasıdır.
Kazaya neden olan… plakalı aracın; 13.01.2022/13.01.2023 tarihlerini kapsar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Z.M.M.S.) ile davalı sigorta şirketine sigortalı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, Bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) veya bir hakkın elde edilmesi amacıyla kime karşı dava edileceği (o davada davalı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının veya davalısının o dava yönünden davacı veya davalı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanıdır. Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. O halde, dava konusu şey üzerinde kim veya kimler hak sahibi ise, davayı da bu kişi veya kişilerin açması gerekir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı ise tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.
Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
Buna göre taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için defi değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 23.06.2004 gün ve 2004/4-371 E. 2004/375 K., 18.04.2007 gün ve 2007/5-233 E., 2007/221 K. 04.03.2009 gün ve 2009/10-34 E. 2009/104 K., 04.11.2009 gün ve 2009/2-402 E., 2009/484 K., 03.02.2010 gün ve 2010/4-4 E., 4 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir
Yukarıda belirlenen temel ilkeler ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;

Dava dilekçesinde davaya konu aracın plakası … olarak belirtilmiş ise de, araç ruhsatı üzerinde yapılan incelemede plakanın 06 CYT 149 olarak kayıtlı olduğu ve araç sahibinin dava dışı Hakim Yayıncılık Dan.Eğt….Ltd.Şti olarak kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının araç maliki olmadığı gibi, dava konusuna ilişkin olarak alacağı temlik aldığına dair bir iddianın da ileri sürülmediği, bir an için bu yönde bir iddia olsaydı dahi 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun ek madde 6/2 uyarınca bu iddianın da mahkememizce dinlenemeyeceği, davacı vekilince 17.07.2023 tarihli celsede davacının dava dışı araç maliki şirketin yöneticisi olduğunun belirtildiği, hal böyle olunca davacının eldeki davada aktif husumetinin bulunmadığı kanaatine varılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın taraf sıfatı yokluğu( aktif husumet yokluğu ) nedeni ile REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,80 TL karar ve ilam harcının peşin +ikmalen alınan 446,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 176,36 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı sigorta şirketi vekille temsil edildiğinden, AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiline davaluya ödenmesine,
5-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
6-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/07/2023

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır