Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/45 E. 2022/266 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/45 Esas
KARAR NO : 2022/266

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile müvekkili ile davalılar arasında akt edilen sözleşme kapsamında … adresindeki taşınmazın davalılarca satın alınması konusunda 31.05.2019 tarihli satış sözleşmesi öngörüldüğünü, söz konusu satış sözleşmesinin teknik şartnameler kısmındaki tüm hususlar davalıların talep ve direktifleri doğrultusunda en ince ayrıntısına kadar yapılarak tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini, ayrıca davalılar ile müvekkil arasında 10.06.2020 tarihinde kalan ödemeler için Euro ek sözleşme akdedildiği, sözleşmede belirtilen teslim tarihinin aksine davalıların şifahi talebi doğrultusunda teslim tarihinin de Yapı kullanım belgesinin alınması tarihinden sonrasına alınmış olduğu, hususta taraflar arası mesajlaşma kayıtlarının mevcut olduğunu, müvekkili ile davalıların tarafından akdedilen satış sözleşmesi ve yine taraflar arasında yapılan şifahi görüşmeler doğrultusunda müvekkilce üzerine düşen tüm yükümlülüklerin yerine getirildiği, taşınmazın eksiksiz bir şekilde tamamlanarak yapı kullanım belgesinin de alındığını, fakat çekilen ihtara rağmen davalıların taşınmazı teslim almadıkları, icra takibine konu kalan 13.450 Euro’nun müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin sözleşme kapsamı yükümlülüklerini tam ve eksiksiz yerine getirdiği, Müvekkilinin sözleşme kapsamındaki alacaklarını davalılardan … … Noterliğinden çektiği ihtarname ile talep ettiği, Davalılarca ihtar kapsamına ilişkin müvekkile ödeme yapılmadığı, müvekkilin mağduriyetini gidermek amacıyla iş bu huzurdaki davanın açıldığını, davalı aleyhine … … İcra müdürlüğünün 2020/5316 sayılı takip dosyasında başlatılan takibe haksız ve mesnetsiz iddialarla itiraz edilerek takibin durdurulduğu belirtilerek;
fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalıların yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile davalarının kabulüne, takibin devamına, davalılar aleyhine %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesi dava ve talep edilmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile Tapu devrinin sözleşmede 14.06.2019 olduğu, tapu devrine müteakiben dairenin iskân alınarak oturulabilir fiziki teslimi de en geç Ağustos 2019 ayı sonu olarak taraflarca belirlendiği, aksi durumda gecikilen her ay için 3 ayı geçmemek üzere 3.000,00.TL, 3 aydan sonra ise her ay için 10.000,00.TLsatıcı tarafından cezai şart ödeneceğinin taraflarca belirlendiğini, taraflar arasında yapılan 31.05.2019 tarihli ek sözleşme ile müteahhidin inşaatı tamamlayabilmesi için satış sözleşmesinde dairenin tapu devrinden sonra yapılması gereken ödemeler için iki ayrı senet verilerek son bakiye 170.000.TL’nin 6.58 Euro kuru üzerine sabitlenerek Euro olarak ödenmesine karar verildiği, bu ek sözleşmenin davacı yanın inşaatı bitirebilmesi için yapılmış olduğu, davacıya sebepsiz zenginleşme hakkı vermeyeceği, davacının müvekkil yana 10.06.2019 tarihinde tapu devrini yapmış olmasına karşın iskan ruhsatının 22.01.2020 tarihinde alındığı ve sözleşmeye aykırı olarak dairenin fiziksel teslimine eksikleri ile ancak Nisan 2020 ayında yaptığını, teslimde sözleşme davacı sorumlu ocak fırın ve davlumbazın eksik olarak, dairede kusurlu ve imalat hataları ile yapıldığı, müvekkilin iş bu eksikleri mahsup edeceği kabulüyle mecburen daireyi teslim aldığı, konunun tanık ifadeleri, yazışmalar ve diğer delillerle ispata haiz olduğu, müvekkilin satış sözleşmesinde davacı müteahhit ifası olan ocak fırın ve davlumbaz için 7.350 TL harcama yaptığını, satış sözleşmesinde mevcut gecikme nedeniyle ceza ücret alacağı 2019 Eylül Kasım ayları için 3×3000=9000TL; 2019 Aralık 2010 Mart ayları arası 10.000×4=40.000TL, kat mülkiyeti kurularak iskan alınması nedeniyle bina aidatı ödemek zorunda olduğundan fiziki teslim tarihine kadar müvekkil yanın ödemek zorunda kaldığı bina aidatının Ocak 2020 için 1.000TL ile Şubat ve Mart 2020 için 2×808,05×2=olmak üzere toplamda 2.616 TL olmak üzere toplamda 58.009,66.TL’nin son ödeme tarihi son ödemeden mahsubu halinde ödemede bulunacağını davacı müteahhite defaten bildirildiğini, son ödeme TL kuru sabitlenerek müvekkil yanın yurtdışında ikamet etmesi nedeniyle Euro ödeme kolaylığı nedeniyle yapıldığı dairenin satış sözleşmesi verilen toplam değerinin üzerinde bir değeri çıkmasına neden olamayacağı, keza sözleşmeye aykırı hareket eden davacı yana kendi kusuru gecikme nedeniyle sebepsiz zenginleşme hakkı veremeyeceği, bu nedenlerle müvekkilinden güncel Euro kur karşılığı talepte bulunulması veya işbu istemi takip başlatılmasının yasal ve yerinde kabul edilemeyeceğini, müvekkili yan ve husumeti olmayan vekili kızı aleyhine başlatılan takip asıl alacak miktarı ve Euro talebi yönünden yasal ve yerinde olmayıp haksız ve kötü niyetli olduğu belirtilerek, davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; konut satış sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasına ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Mahkememizce verilen karar, … BAM … Hukuk dairesinin 2021/2933 esas ve 2021/2746 numaralı kararı ile kaldırılarak Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydı yapılmıştır.
Davacı eldeki dava ile, davalıların kendisi tarafından inşaa edilecek binadan akdedilen sözleşmeyle bir daire satın aldıklarını, sözleşmedeki tüm edimlerini yerine getirdiği halde davalıların imzalanan ek sözleşmedeki bakiye bedeli ödemediklerini iddia etmiş, davalılar, taşınmazın taahhüt edildiği şekilde teslim edilmediğini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava tarihi itibariyle uygulanması gereken 6502 Sayılı Kanun’un 3. maddesinde “ı) Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
i)Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
k)Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
l)Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” ifade eder hükmü ile,
73. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmü bulunmaktadır.
Eldeki dava, taraflar arasında imzalanmış olan taşınmaz satış sözleşmesine dayalı olarak açılmıştır. Davacı müteahhit tarafından inşa edilen binadan bir adet bağımsız bölüm satın alan davalıların 6502 Sayılı Kanun gereğince tüketici sıfatı taşıdığı, davacı ile davalı arasındaki işlemin tüketici işlemi niteliğinde olduğu gözetildiğinde, davaya bakma görevinin 6502 Sayılı Kanun’un 73. maddesi gereğince Tüketici Mahkemesine ait olduğunun kabulü gerekmektedir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğu gibi, HMK’nın 114. maddesine göre aynı zamanda dava şartıdır ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Bu nedenlerle mahkememizin görevsizliğine, … Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
Görevli mahkeme … Tüketici Mahkemesi olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın HMK 114. ve 115. maddesi gereğince usulden reddine,
HMK’nun 20. maddesi gereği, Mahkememiz kararının kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dosyanın kesinleştirilerek görevli mahkemeye gönderilmesine,
Yargılama giderlerinin HMK331/2 maddesi gereğince görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2022

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR