Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/3 E. 2022/232 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/3 Esas – 2022/232
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/3
KARAR NO : 2022/232

BAŞKAN : …
KATİP …
ANONİM ŞİRKETİ -…

DAVALI : …

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/07/2012
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında; Samsun … İş Mahkemesinin 2007/402 Esas sayılı dava dosyasında, Rasim Yılmaz isimli işçi tarafından iş kazası nedeniyle uğranılan zararın tazmini davası açıldığını, davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, Mahkeme kararının Ankara … İcra Müdürlüğünün 2008/9841 sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu, müvekkili tarafından takip ve dava giderleri dahil 312.804,79-TL ödeme yapıldığını, davalı… ile davacı arasında 24/07/2006 tarihinde imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7. maddesinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığı, 7.4 maddesine göre dağıtım faaliyetinin… tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğun…’a ait olduğunu ileri sürerek, sözleşme tarihinden önce yürütülen faaliyetten kaynaklı Mahkeme kararı gereği 3. kişilere yapılan ödemelerin tüm giderlerle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili savunmasında; Davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, öncelikle kesin hüküm ve derdestlik itirazında bulunduklarını, alacağın zamanaşımına uğradığını, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasının mülga 818 sayılı BK’nın 66. maddesi gereği 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılması gerektiğini, özelleştirmenin ÖİB tarafından gerçekleştirildiğinden davanın husumet yönünden reddi gerektiği, Özelleştirme İdaresi ile davacı arasında imzalanan hisse satış sözleşmesinin “Alıcının Taahhütleri” başlıklı 9.3 ve 9.4 maddeleri gereğince, fiili devir aşamasında bilanço çalışmaları yapılarak devre esas bilanço belirlendiğinden dolayısıyla geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden davacının geçmiş yıllara ilişkin olarak müvekkili kurumdan herhangi bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, İhale Şartnamesinin 22/d maddesinde hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından ayıba karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiil ve/veya hukuki nedene dayanarak idareden veya…’tan talepte bulunulmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

3.Mahkememizin 2014/270 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; İHDS öncesinde davadışı işçi tarafından açılan davada gerçekleşen iş kazasında…’a %5 kusur izafe edildiği, işçi tarafından müşterek ve müteselsil sorumluluk kapsamında…’a karşı dava açıldığı ve tazminat talep edildiği, YEDAŞ tarafından icra dosyasına 312.804,79 TL ödeme yapıldığı, bir diğer icra dosyasına müteselsil sorumluluardan Geoteknik…Ltd. Şti. tarafından da 154.500,00 TL ödeme yapılmış olduğu, bu ödemenin öncelikle faiz ve masraflara mahsup edildiği, bu ödemenin işbu dava ile doğrudan ilgisinin olmadığı, davacının dava dışı işçiye ödediği tazminat yönünden öncelikle iç ilişkide müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, dava dışı üçüncü kişilere yöneltmesi gereken sorumluluk miktarını davalıya yöneltmesinin doğru olmadığı, davacının davalıya rücu edebileceği sorumluluk miktarının hükme esas alınabilir bilirkişi raporunda belirlendiği üzere 18.400,28 TL olduğu gerekçesiyle davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4.Taraf vekillerinin temyiz başvurusu sonucu, Yargıtay…Dairesi’nin 07/05/2019 tarihli, 2017/4279 Esas, 2019/3496 Karar sayılı ilamı ile; ” Taraflar arasında akdedilen İHDS’nin 7.4 maddesi uyarınca, “dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun davalıya ait olduğu ve yine bu kapsamda üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek talep ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğün de davalı tarafından karşılanacağı” düzenlenmiştir. Buna göre, dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü sırada üçüncü kişinin iş kazası nedeniyle malül olması üzerine açılan rücuya konu dava nedeniyle diğer davalılarla müteselsil sorumluluk gereğince davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemenin tamamından davalının sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı tarafından yapılan ödemenin tamamından davalının sorumlu olduğu gözden kaçırılarak; mahkemece, İHDS’nin 7.4 maddesi uyarınca davalı…’ın sorumlu olduğu döneme ilişkin Samsun 3. İş Mahkemesinin 2007/402 esas 2008/250karar sayılı dosyasında, meydana gelen iş kazasında davalı…’ın % 5 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, dolayısıyla davacı tarafından yapılan ödemeden de davalının kusuru oranında sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmuştur” gerekçesi ile Mahkememiz kararı bozulmuştur.

5.Bozma sonrası yapılan yargılama ve hükme esas gerekçe; Yargıtay bozma ilamı sonrası taraf vekillerinin beyanları alındıktan sonra bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.

Dava, iş kazası sebebi ile çalıştırılan işçiye ödenen tazminatın işletme hakkı devir sözleşmesine dayalı olarak rücuen tahsili taleplidir. Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere taraflar arasında düzenlenen İHDS’nin 7.4 maddesinde; dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun davalıya ait olduğu ve yine bu kapsamda üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek talep ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğün de davalı tarafından karşılanacağı düzenlenmiştir. Sözleşmenin bu hükmüne göre, dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü sırada üçüncü kişinin iş kazası nedeniyle malül olması üzerine açılan rücuya konu dava nedeniyle diğer davalılarla müteselsil sorumluluk gereğince davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemenin tamamından davalının sorumlu olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kabulü ile, davacı tarafından ödenen 312.804,79 TL’nin, ödeme tarihi olan 16/12/2008 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davanın KABULÜ ile,
312.804,79 TL’nin ödeme tarihi olan 16/12/2008 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 21.367,70 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.645,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 16.722,50 TL’nin davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafından yapılan 4.666,35 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 372,15 TL tebligat ve posta gideri, 1.200 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam
1.572,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 30.346,34 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 gün içerisinde Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan…
Katip ….
(E-imzalıdır)