Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/265 E. 2022/762 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/265 Esas – 2022/762
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/265 Esas
KARAR NO : 2022/762

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI :…
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA
Davacı vekili tarafından verilen 04.04.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalı şirket tarafından online satışı yapılan teleskop. mikroskop ve dürbün gibi ürünlerin tedarikçisi olduğunu, müvekkili tarafından faturaya konu ürünlerin müşterilere teslim edildiğini, davalı tarafça bu ürün bedellerine ilişkin faturalar ödenmediğini, ekte sunulan sevk irsaliyelerinden de görüleceği üzere faturalara konu ürünlerin müvekkil şirket tarafından teslim edilmiş olmakla davalının yetkiye yönelik itirazının yerinde olmadığını, alacağın tahsili için icra takibinin başlatıldığını ancak itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, davalı şirketin ekonomik sıkıntı içerisinde olduğunu müvekkilinin alacağının imkansız hale gelmemesi için dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmama ile sonuçlandığını, açıklanan nedenlerle; ihtiyati haciz talebinin kabulüne, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talebi ile iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
SAVUNMA
Davalı vekili tarafından verilen 09.05.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesi ve delil listesinin HMK’nın emredici hükümlerine gereğince usulüne uygun olmadığını, yasaların emredici hükmü gereği davacı dava dilekçesinde iddia ve beyanlarını ispat ile mükellef olup, delillerini sunması gerektiği halde dava dilekçesi içinde, davaya konu olayı ve taleplerini ispatlayan yeterli belge ve delilin sunulmadığını, müvekkilinin Türkiye’nin ilk yapı marketi olarak uzun süredir perakende sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacı şirketin müvekkilinin mağazalarında satılmak üzere ürün tedarik eden bir firma olduğunu, müvekkili şirketin vadeli, sat-öde (satıştan ödemeli), konsinye ve toplu alım şeklinde ürün tedarik ettiği 4 farklı tür tedarik Sözleşmesi tipinin olduğunu, taraflar arasında çalışma ve ödeme şeklinin, satıştan ödemeli, 30+15 şeklinde olacağının kararlaştırıldığını, bu sisteme göre, ay içinde satılan ürünlerin ödemesi, satıldığı ayın son günü vade kabul edilmekte ve bu tarihten 30 gün sonra sadece satılan malın ödemesinin yapıldığını, basit ifadesiyle, ödemenin ürünün satışına bağlanmış durumda olduğunu, bu nedenle müvekkilinin satmadığı ürünün bedelini davacıya ödemesinin söz konusu olamayacağını, taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin daha önce verilmiş benzer nitelikte Yargıtay kararlarının bulunduğunu, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşmeye göre, tahakkuk etmiş borcu bulunmadığından borca itiraz edildiğini, dava dilekçesinde yazılı hususların varit olmadığını, uzun yıllardır müvekkiline mal tedariki yapan davacının imzaladığı sözleşmeyi bilmediği uygulanmasından haberdar olmadığı ve kendisine zorla imzalattırıldığı gibi algısının hem basiretli tacir olma yükümlülüğüne hem de ticaretin olağan akışına aykırı olduğunu, likit olmayan alacak için icra inkar hükmedilemeyeceğini, davacı alacaklının ihtiyati haciz talebi bulunmakla birlikte, alacağın cari hesaba dayanması, taraflar arasında cari hesap mutabakatı yapıldığını gösterir herhangi bir belge ibraz edilmemesi ve alacağın varlığı hususunda yaklaşık ispat ölçüsünde ispat edilemediğinden ve taleplerin yargılamayı gerektirmesinden dolayı ve malların haciz tehdidi altında olduğuna dair somut delil sunulmadığı dikkate alındığında ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiğini, açıklanan sebeplerle; davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödenmesine, yargılama ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; ticari satımdan kaynaklı itirazın iptaline ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminata hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.05.2019 tarih ve 2017/19-823 Esas, 2019/553 E. Sayılı kararında ” faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.

Dosyamız arasına icra dosyası, faturalar, tarafların defter ve kayıtları, BA ve BS formları alınarak, bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmıştır.
29/06/2022 tarihli bilirkişi raporundan özetle, davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, işlendiği, birbiri ile uyumlu olduğu, HMK, TTK ve VUK’na uygun olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosyasında mevcut olmadığı, davaya konu irsaliye nitelikli e-fatura ve fatura içeriklerine davalı şirketin 8 günlük yasal süresi içerisinde — bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı mal ve hizmet alımına ait form/ba beyannamelerinin ilgili vergi dairesine verilmiş olunduğu, davacı şirkete ait yevmiye defterinde kayıtlı, bir sonraki aya/yıla devir borç-alacak miktarı ile … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2022/4410 esas sayılı dosyasında kayıtlı 16 adet e-faturaya bağlı/bakiyeli 42.110,89 TL bedelli asıl alacak miktarının birbiri ile uyumlu olduğu sabit olduğundan, davacı şirketin; davalı şirketten muavin defter cari hesap bakiyesine/e-faturalara bağlı olarak 42.110,89 TL tutarında alacaklı olduğu ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Davalı icra müdürlüğünün yetkili olmadığı itirazında bulunmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu “B. İfa yeri, MADDE 89- Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,” hükümlerini haizdir. Taraflar arasındaki alacak para alacağı niteliğinde bulunduğundan, götürülmesi gerekli borç niteliğindedir. Alacaklının ikametgahında ifa edilmelidir. Bu nedenle yetki itirazının reddi gerekmiştir.
Davalı tarafından taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğu, sözleşmeyi dosyaya ibraz edeceğini bildirdiği, sözleşmeyi dosyaya ibraz ettiği anlaşılmıştır. Sözleşme üzerinde yapılan incelemede sözleşmenin tip sözleşmesi olduğu, davacı ve davalının sözleşmede imzalarının bulumadığı, bu haliyle taraflar arasında yazılı sözleşmenin bulunduğunun kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmakla, sözleşme bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalının BS ve BA formları incelenmiş, davalının davacı tarafından tanzim edilen takibe konu faturaları BA formlarında gösterdiği anlaşılmıştır. Bu haliyle davalının davacı tarafından düzenlenen faturaları kabul ettiği anlaşılmıştır. 8 günlük itiraz süresi içinde faturalara itiraz ettiğine dair dosyaya sunulan herhangi bir ihtarname bulunmamaktadır. Bu haliyle fatura içeriği kesinleşmiştir. İlgili Yargıtay kararları doğrultusunda davacının alacağının muaccel olduğu anlaşılmıştır. Açık ve ayrıntılı bilirkişi raporu hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacak likit olmakla icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, … 2. İcra Müdürlüğünün 2022/4410 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin aynı şartlarla devamına,
Takip çıkışının %20’si olan 8.422,17-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 2.876,59-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 508,60-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 2.367,99-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 508,60-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 37,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.626,80TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Adalet Bakanlığı Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesinin 5.maddesine göre karar kesinleştikten sonra istek halinde ve taraflara İADESİNE,
-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2022

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR