Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/18 E. 2022/618 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
… 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/18 Esas
KARAR NO : 2022/618

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 1- … – …- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- … – … …
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 07/01/2022
KARAR TARİHİ : 26/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.09.2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … 31. İcra Müdürlüğünün 2016/23863 Esas sayılı dosyasında …Basım Yayın Dağıtım Ve Eğitim Hizmetleri Turizm İnşaat İç Ve Dış Ticaret Limited Şirketi Adına … tarafından müvekkili … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, ilgili icra takibinin dayanağı olan belgenin 350,00 TL (üçyüzelli) bedelli, 03/01/2016 tanzim, 27/10/2016 vade tarihli senet olduğunu, müvekkilinin 06/10/1999 doğum tarihli olup takibe konu bononun imzalandığı tarihte reşit olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin … 31. İcra Müdürlüğünün 2016/23863 E., sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyeti nedeni ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibinin dava dışı …Basım Yayın Dağıtım Ve Eğitim Hizmetleri Turizm İnşaat İç Dış Ticaret Ltd.Şti tarafından yapıldığını belirterek davanın husumet nedeni ile reddini dilemiştir.
DELİLLER
-… 31.İcra Müdürlüğüne ait 2016/23863 sayılı dosyası: Dosyanın incelenmesinde, takip borçlusunun …Basım…Ltd.Şti olduğu, takip borçlusunun … olduğu, takip tarihinin 15.12.2016 olduğu, takibe esas belgenin 03.01.2016 tanzim, 27.10.2016 vade tarihli, 1.000,00 TL bedelli bono olduğu, takip tutarının 350,00 TL bono ve ferileri olmak üzere 354,93 TL üzerinden belirlendiği anlaşılmıştır.
-Davacıya ait nufus kayıt örneği uyap sisteminden dosya içerisine kazandırıldı. Davacının 06.10.1999 doğumlu olup, bononun tanzim tarihi olan 03.01.2016 tarihinde 18 yaşın altında olduğu anlaşılmıştır.
-… 7.Aile Mahkemesine ait 2010/651 Esas 2010/673 karar sayılı Boşanma ilam örneğinin dosyada yer aldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili eldeki davada; davacının, … 31.İcra Müdürlüğünün 2016/23863 sayılı takip dosyasında işleme konan 03.01.20016 tanzim, 27.10.2016 vade tarihli, 350 TL bedelli bono’nun düzenleme tarihinde 18 yaş altında bulunduğunu, bu nedenle bononun geçersiz sayılması gerektiğini ileri sürmekte olup, buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının bononun tanzim tarihinde fiil ehliyetine sahip olup olmadığı, buna göre bononun geçerli olup olmadığı ile kötüniyet tazminatının yasal koşullarının bulunup bulunmadığı hususunda toplandığı anlaşılmaktadır.
Yargılama esnasında davacı vekilinin taraf değişikliği talebi mahkememizce HMK 124/3 maddesi uyarınca mahkememizce bu doğrultuda dava dilekçesi ve ve ekleri davalı şirketin ticaret sicil adresine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ise de, cevap dilekçesi sunulmamış duruşmalara iştirak edilmemiştir.
… 7.Aile Mahkemesine ait 2010/651 Esas 2010/673 karar sayılı Boşanma ilam örneği dosya içerisine kazandırılmış buna göre davacının Anne ve babasının boşanmış olduğu, boşanma tarihinde davacının velayetinin anneye verilmiş olduğu kararın ise 25.06.2010 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davanın konusu dikkate alındığında öncelikle fiil ehliyeti-sınırlı ehliyetsiz kavramını açıklamak ardından yapılacak açıklamalar ışığında somut olayı değerlendirmek gerekmektedir. Buna göre;
Hukuki ehliyetsizlik kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Bilindiği üzere; davranışlarının ve eylemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin, kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Türk Medeni Kanunun “fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir” biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış, 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek “ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.” hükmünü getirtmiştir.
“Ayırtım gücü” eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek aynı Kanunun 13. maddesinde “yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir” denilmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu kanun ile öteki kanunların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır. Hemen belirtmek gerekir ki, Türk Medeni Kanunun 15. maddesinde ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmaz (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı 11.06.1941 tarih 4/21).
Türk Ticaret Kanunu’nun 582. maddesine göre “Akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe, çek ve bono ile borçlanmaya da ehildir.” Bu hüküm gereğince, bir kişinin kambiyo senedi düzenleyerek borçlanabilmesi için fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla tam ehliyetsiz bir kimsenin kambiyo senedi ile borç altına girmesi hüküm ifade etmeyecektir. Tam ehliyetsiz bir kişi herhangi bir şekilde kambiyo senedi ile borç altına girerse, bu işlem batıldır ve bu herkese karşı ileri sürülen bir def’idir. Sınırlı ehliyetsiz kişilerin kambiyo senediyle kanuni temsilcisinin izni olmaksızın borç altına girmesi durumunda da sınırlı ehliyetsiz kişi bakımından borç herhangi bir hüküm ifade etmeyecektir. Sınırlı ehliyetsiz kişi bunu herkese karşı ileri sürebilecektir.
Dosya kapsamına göre davacının, davaya ve takibe konu olan 27.10.2016 vade tarihli, 1.000,00 TL bedelli bonoda keşideci sıfatıyla yer almakla birlikte, bono’nun tanzim tarihi olan 03.01.2016 tarihinde 18 yaşını ikmal etmemiş olduğu, buna göre yasal temsilcisi tarafından onay verildiğine dair bir delilin ve savunmanın da dosya kapsamında ileri sürülmediği, hal böyle olunca icra takibine esas bono nedeni ile başlatılan icra takibi nedeni ile davacının borçlu olmadığının kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın kabulüne dair karar verilmiş’tir.
Davalının icra takibinde kötüniyetli olduğu ispat edilememiş olmakla, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş bununla birlikte davalı taraf vekilince başlatılan icra takibinde davalı şirket ismi belirtilmiş olmasına rağmen şirket ismi yanına ”adına ”ibaresi” eklemek suretiyle ” …” isminin de büyük harflerle yazıldığı, bu nedenle davacı tarafça açılan davanın evvela gerçek kişi davalı … olarak belirtilmek suretiyle açıldığı anlaşılmakla, HMK 124/3 maddesinde belirtilen ”aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemek” koşulunun somut olayda bulunmadığı kanaatine varılarak, … yararına yargılama gideri bağlamında vekalet ücretine hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın kabulü ile … 31.İcra Müdürlüğüne ait 2016/23863 sayılı dosyasında takibe esas, alacaklısının …Basım Yayın Dağ.Eğt.Tic.Ltd.Şti, keşidecisi … olan, 03.01.2016 tanzim, 27.10.2016 vade tarihli, 1.000,00 TL bedelli bono nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
-Kötüniyet tazminatının yasal koşulları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca ve dava değeri dikkate alınarak belirlenen 354,93 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, tebligat-müzekkere ücreti, masrafı toplamı 147,00 TL olmak üzere toplam 227,70 TL yargılama gideri ile 80,70 TL harç giderinin davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
5-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
6-Davalı olarak hakkında dava açılan … yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekiliin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza