Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/140 E. 2022/702 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/140 Esas – 2022/702
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2022/140 Esas
KARAR NO : 2022/702

HAKİM : ..
KATİP : ..

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. ..
DAVALI ..
VEKİLİ : Av..
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/02/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında hizmet alımı işine ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkil Kuruluş tarafından davalı şirketin yüklenicisi olduğu sözleşme kapsamında çalıştırdığı işçilerden …in askerlik görevini yerine getirmek amacıyla işinden ayrılması ve 31.07.2017 tarihli dilekçesi ile çalıştığı sürelere ait kıdem tazminatı ödenmesi istemli talepte bulunması üzerine, 4857 sayılı İş Kanununun m.112/2(a) bendine istinaden, Salih İPEK için hesaplanan 12.224,94-TL kıdem tazminatından 92,79 TL tutarında damga vergisi kesildikten sonra kalan 12.132,15-TL tutarın 24.08.2017 tarihinde ödendiğini, dava dışı ….’nin sorumlu olduğu 4.840,28 TL’nin firmanın takip eden son hakedişinden kesilerek tahsil edildiğini, …e ödenen kıdem tazminatı bedelinin bakiye kısmının rücu edilmesini teminen; ….’ne yazı yazıldığını, herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının sözleşme kapsamında sorumlu olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile toplam 7.384,66-TL’nin, bu bedeli oluşturan her bir kalemin müvekkil tarafından ödendiği tarihten itibaren ayrı ayrı işletilecek olan ticari avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle: dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, davacı kurum olan asıl işverenin sorumluluğunun yasadan kaynaklandığını, davacı kurum ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşmede işçilik alacaklarının ödeneceğine ilişkin bir sözleşme maddesi bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirketin ancak dava dışı işçinin müvekkil şirket nezdindeki çalışması ile diğer alt işveren firmaya devri anındaki ücret seviyesi üzerinden %50’lik kısmından müvekkil şirket nezdindeki çalıştığı döneme ilişkin brüt maaşı üzerinden yapılacak hesaplama ile sorumluluğunun söz konusu olduğunu, ödeme tarihinden itibaren ticari faiz talebinin doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik bedelinin taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesi uyarınca rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Dava dışı işçinin SGK hizmet dökümü Uyap üzerinden alınarak dosya arasına konulmuştur.
Dosyanın iş ve güvenlik uzmanı bilirkişiye tevdii ile tarafların beyanlarını karşılar Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık çerçevesinde var ise dava tarihi itibariyle davacı alacağını tespit eder rapor tanzim edilmesini istenmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
05/08/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle: -Davacı…. ile davalı …. arasında personel hizmet alımına ait sözleşmeler imzalandığı, imzalanan sözleşmelerde işçi alacaklarından yüklenicilerin sorumluluğuna ilişkin düzenlemelerin yer aldığı, davacı işverenin ise işçi alacaklarından sorumlu olacağına dair hüküm bulunmadığı, dava dışı işçi …in hizmet ilişkisinin 1475 Sayılı İş Kanunun yürürlükte bulunan 14.maddesine göre kıdem tazminatının ödenmesini gerektirecek şekilde sona erdiği, Mahkemenin dava dışı işçinin kıdem tazminatından davalı şirketin kendi dönemi ile sorumlu olduğu kanaatine varılması durumunda: Dava dışı işçiye Davacı…. tarafından 24.08.2017 tarihinde toplam brüt 12.224,94-TL kıdem tazminatı ödemesinin 7.385.20 TL’sini davalı ….’nden rücuan tazminini talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
11.09.2014 gün ve 29116 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 6552 sayılı Kanun’un 8.maddesi ile bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kıdem tazminatını düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112.maddesinde; “…4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları;
a) Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur. Bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından,
b) Aynı alt işveren tarafından ve aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılmış olan işçilerden iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanlara, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında farklı kamu kurum ve kuruluşuna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak çalıştırıldığı son kamu kurum veya kuruluşu tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir…” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda da davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludurlar. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.

Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167.maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve eklerinde sorumluluğun yükleniciye ait olduğuna ilişkin açık hüküm bulunmaktadır.
…Karar sayılı ilamı; “İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.” şeklindedir.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi çerçevesinde on yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından dava açılmış olduğundan davalı tarafın zamanaşımı itirazına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının temizlik hizmet alım işi için davalı ile sözleşme imzaladığı, dava dışı işçinin hizmet alımına ilişkin davalı şirket nezdinde belirli bir dönem içinde çalıştığı görülmüştür. Alınan bilirkişi raporu denetime elverişli, usul ve yasaya uygun olduğundan hükme esas alınmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraflar arasında akdedilen sözleşmede işçilik ödemesi bakımından alt işverenin sorumluluğu konusunda açık hüküm bulunduğu, davalının işçinin çalıştığı dönemler sınırlı olmak üzere kıdem tazminatı yönünden tam sorumluluğunun bulunduğu, anlaşıldığından davanın kabulüne, alacağa ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
Davanın KABULÜ ile:
1-7.384,66-TL’nin 24/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 504,45-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 126,12-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 378,33-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 7.384,66-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 126,12-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 60,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.267,32TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

6-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı …Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesinin 5.maddesine göre karar kesinleştikten sonra istek halinde İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde… Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022

Katip …
e-imza

Hakim ..
e-imza