Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/92 E. 2021/881 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/92
KARAR NO : 2021/881

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … -….
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; davalı …Ş.’nin kendisine bağlı …Fuel Oil Doğalgaz Çevrim Santrali İşletme Müdürlüğü’nün 1 yıllık ihtiyacı olan 350.000 ton 5 no’lu fuel-oilin nakliye dahil santral teslimi satın alınması işi için 07/10/2008 tarihinde ihale açıldığını, söz konusu ihalenin davacının uhdesinde kaldığını, taraflar arasında 25/12/2008 tarihinde ihale sözleşmesi imzalandığını, 25/12/2008 tarihli 20.915.790,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun davalıya tevdi edildiğini, ihale konusu işe ilişkin olmak üzere müvekkili tarafından davalıya ait …Termik Santrali’ne 16 kez gemiyle teslimat yapıldıktan sonra davalının 16/04/2009 tarihli fesih ihbar bildirimi ile ihale sözleşmesini tek taraflı olarak ve haksız şekilde feshedildiğini, 21/04/2009 tarihinde 20.915.790,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun haksız irat kaydedildiğini, davacının bir yıl süreyle kamu ihalelerine katılmaktan yasaklandığını, davalı tarafından haksız suretle irat kaydedilen teminat mektubu bedelinin haksız işlem ve edimin gerçekleştiği 21/04/2009 tarihinden itibaren hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili savunmasında özetle; Davacının ihale şartnamesini ihlal ederek FO-5 yerine FO-6 teslimatı yaptığı gibi, 18/01/2009 tarihinde teslimi gereken malın da geç teslim edildiğini, müvekkilinin kâr kaybına ve zararına sebep olduğunu, ihalenin haklı feshedildiğini bildirerek, davanın reddini istemiştir.

3.Mahkememizin 2017/660 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen 29/11/2017 tarihli, 2017/957 sayılı kararda; ” Davalı idare tarafından fesih şartı gerçekleşmeden sözleşme feshedildiğinden, davacının haksız irat kaydedilen teminat mektubunun bedelini talep edebileceği, böylece bu davayı açmakta haklı olduğu ve davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Dava değeri 20.915.790,00 TL’dir. Davalı, dava tarihinden sonra teminat mektubu bedelini davacıya ödemiştir. Faize ilişkin talep harçlandırılmadığından teminat mektubunun nakde çevrildiği 21/04/2009 tarihinden itibaren davacının nakde çevrilen teminat mektubu bedelini avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili yerinde olduğundan bilirkişi tarafından yapılan faiz hesabı mahkememizce denetlenmemiştir.” gerekçesiyle Mahkememizce 09/11/2016 tarihli karar verilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 19/07/2017 tarihli kesin kararı doğrultusunda Mahkememizin 09/11/2016 tarihli kısa kararıyla gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilerek yukarıda bahsi geçen gerekçeyle davanın kabulüne, 20.915.790,00 TL alacağın 21/04/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, dava tarihinden sonra 04/09/2009 tarihinde yapılan 20.915.790,00 TL ödemenin BK m.84 (TBK m.100) gereğince öncelikle faizden mahsup edilmek suretiyle infazda dikkate alınmasına karar verilerek” şeklinde hüküm kurulmuştur.

4.Davalı vekilinin İstinaf başvurusu sonucu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 31/10/2018 tarih 2018/1011 E. 2018/1684 K. Sayılı kararında; “Dava; taraflar arasında bağıtlanan ihale sözleşmesinin tek taraflı feshi ve irat kaydedilen kesin teminat mektubunun faiziyle birlikte tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu teminat mektubunun dava açıldıktan sonra davacıya iade edildiği ve davanın asıl alacak yönünden konusuz kaldığı, davaya konu teminat mektubunun 25.12.2008 tarihli sözleşme kapsamında verildiği, davalının 5 numaralı fuel-oil yerine 6 numaralı fuel-oil teslim edilmiş olduğu iddiasının bu sözleşme yönünden geçerli olamayacağı, zira sözleşmede açıkça 5 numaralı fuel-oil yerine şartların gerçekleşmesi halinde 6 numaralı fuel-oilin de teslim edilebileceğinin kararlaştırılmış olduğu, davalının teminat mektubunu iade etmesi gerekirken dava açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın kabulüne asıl alacağa 21.04.2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle birlikte tahsiline, 04/09/2009 tarihinde (dava tarihinden sonra) ödenen 20.915.790,00 TL’nin BK 84. md. (TBK 100. md) gereğince öncelikle faizden mahsup edilmek suretiyle toplam alacaktan mahsubuna, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesi gereğince hesaplanan nispi vekalet ücreti ve yargılama giderinden davalının sorumlu tutulmasında, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün istinaf itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükme yönelik , davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.

5.Davalı vekilinin temyiz başvurusu sonucu Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 02/12/2020 tarih 2020/4750 E. 2020/5621 K. Sayılı kararında; “Dava, davalı tarafından haksız yere nakte çevrilen teminat mektubu bedelinin nakte çevrildiği tarih itibariyle işleyecek faiziyle birlikte tahsilini amaçlayan bir alacak davasıdır. Davalı dava tarihinden sonra 04.09.2009 tarihinde teminat mektubu bedeli olan 20.915.750,00 TL’yi davacıya kayıtsız şartsız ödemiştir. Böylece asıl alacak yönünden dava konusuz hale gelmiş, geriye asıl alacağa işleyen faiz kalmıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince teminat mektubu bedeli yönünden konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı, 20.915.790,00 TL alacak için 21.04.2009 tarihinden ödemenin yapıldığı 04.09.2009 tarihine kadar işleyecek avans faizi hesaplattırılıp sadece bunun hüküm altına alınması ve dava kısmen konusuz kalmış olsa da davacının tamamen haklı olduğu anlaşıldığından yargılama gideri ile vekalet ücretinin buna göre hesaplanması ancak karar ve ilam harcı olarak konusuz kalan dava yönünden maktu, hüküm altına alınan miktar yönünden nispi harca hükmedilmesi gerekirken davanın kabulüne yönelik hüküm kurulması ve bu hükmün istinaf edilmesi üzerine istinaf mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak belirtilen şekilde yeniden hüküm kurulması gerekirken istinaf isteğinin esastan reddine kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.

….Yargıtay bozma ilamı sonrası yapılan yargılama ve hükme esas gerekçe; Taraf vekilleri dinlendikten sonra bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı doğrultusunda 20.915.790,00 TL dava konusu alacak için 21.04.2009 tarihinden, ödemenin yapıldığı 04.09.2009 tarihine kadar işleyecek avans faizi hesaplanmasına yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

02/08/2021 tarihli hesap bilirkişi raporunda özetle; “3095 Sayılı yasaya göre ticari (avans) faiz oranları kullanılarak hesap yapılmasının takdir edilmesi halinde faiz tutarının 1.806.207,40 TL olduğu, Merkez Bankası avans faiz oranları kullanılarak hesap yapılmasının takdir edilmesi halinde faiz tutarının 1.510.521,17 TL olduğu” şeklinde hesaplama yapılmıştır.

Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Açılan davada, taraflar arasında yapılan sözleşmenin tek taraflı feshi sebebi ile davalı tarafından haksız yere nakte çevrilen teminat mektubu bedelinin nakte çevrildiği tarih itibariyle işleyecek faiziyle birlikte tahsili talep edilmektedir.

Yukarıda özetlenen ve uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamında da kabul edildiği üzere; davalı tarafından fesih şartı gerçekleşmeden sözleşme feshedildiğinden, davacının haksız irat kaydedilen teminat mektubunun bedelini talep edebileceği, böylece bu davayı açmakta haklı olduğu ve davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği, dava tarihinden sonra dava konusu teminat mektubu bedelinin davacıya ödendiği, böylelikle asıl alacak olan teminat mektubu bedeli yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, konusu kalmayan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Yargıtay ilamı doğrultusunda, faize yönelik hesap bilirkişinin 02/08/2021 tarihli raporunda yapılan hesaplamaya göre; dava konusu olan 20.915.790,00 TL asıl alacak için 21.04.2009 tarihinden, ödemenin yapıldığı 04.09.2009 tarihine kadar 3095 Sayılı Yasaya göre avans faizi oranları kullanılarak yapılan hesaplamaya göre davacının talep edebileceği faiz tutarının 1.806.207,40 TL olduğu anlaşılmakla, bu bedelin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Yargılama gideri, vekalet ücreti ve harç yönünden; dava kısmen konusuz kalmış olsa da davacının tamamen haklı olduğu anlaşıldığından yargılama gideri ile vekalet ücretinin buna göre hesaplanmış, karar ve ilam harcı olarak da konusuz kalan dava yönünden maktu, hüküm altına alınan miktar yönünden nispi harca hükmedilerek aşağıdaki hüküm verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Teminat mektubu bedeli yönünden konusu kalmayan davada ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-1.806.207,40 TL faiz bedelinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken konusuz kalan dava yönünden 59,30 TL maktu harç ve hüküm altına alınan bedel yönünden hesaplanan 123.382,03 TL nispi karar ve ilam harcı toplamı olan 123.441,33 TL’nin, dava dosyasında peşin alınan 282.363,20 TL harçtan mahsubu ile kalan 158.921,87 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 123.456,93 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

5-Davacı tarafça yapılan 470,60 TL tebligat ve posta gideri, 3.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.970,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 315.844,57 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 gün Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)