Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/91 E. 2021/880 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/91 Esas – 2021/880
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/91
KARAR NO : 2021/880

BAŞKAN :….
KATİP : ….

DAVACI : …..

DAVALI : ….

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/01/2017
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
G.K.YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; Davalı bankanın müvekkili aleyhine Ankara ….. İcra Müdürlüğünün 2016/20055 esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, takibin dayanağının genel kredi sözleşmesi ve ipotek senedi olduğunu ve müvekkilinin kredi sözleşmesinde kefil olarak imzasının bulunduğunu, ayrıca müvekkiline ait bir adet taşınmaz üzerine banka lehine 230.000 TL bedelli birinci dereceden ipotek oluşturulduğunu fakat her iki belgedeki imzanın da müvekkilinin dolandırılması suretiyle alındığını, kredi kullananın dava dışı ve davacının oğlu … olduğunu, …’ın banka müdürü … ve müşteri temsilcisi …ile birlikte müvekkilini ikna edip imza attırdıklarını, müvekkilinin, imza ve okuma yazma bilmediğini söylemesine rağmen ”şuraları karala” denilmek ve anne sıfatı ile imza atması yönünde ikna edilmek suretiyle imzaların alındığını, banka çalışanları hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin imza atamayan bir kişi olması nedeniyle usule uygun borçlandığının söylenemeyeceğini, ayrıca asıl borçluya gidilmeden kefile gidilemeyeceğini, müvekkilinin kefillik hususunda eşinin bilgisi ve haberinin bulunmadığını ve bu yönüyle de kefaletin geçersiz olduğunu beyanla takipten dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili savunmasında özetle; Davacının, oğlu …’ın kullandığı kredilere istinaden kendisine ait taşınmazı 230.000 TL birinci dereceden ipotek verdiğini ve ayrıca 550.000 TL lik şahsi kefaleti bulunduğunu, davacının imzasının bulunduğu 2 adet muvafakatname, hem imzasının hem de el yazısı ile isminin bulunduğu kefaletname ve ipotek resmi senedi bulunduğunu, ipotek resmi senedinin tapu sicil memuru önünde imzalandığını, okuma yazma bilmediğini iddia etmesinin resmi senet kapsamında imza ve yazısı mevcutken kötü niyetli olduğunu, hile ve aldatma iddiasının asla kabul edilemeyeceğini, eş muvafakatının mevcut olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.

3. Mahkememizin 2017/76 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen 04/07/2018 tarihli, 2018/468 sayılı kararda; “22/09/2017 tarihli duruşma 3 nolu ara kararı ile, davanın menfi tespit davası olduğu, takip tutarının 331.727,94 TL olduğu, bu durumda eksik harcın tamamlattırılması gerektiği belirtilerek ve ihtarda bulunarak harç ikmali için davacı vekiline süre verilmiş, davacı tarafça harç ikmali yapılmamış ve davacı vekili 22/12/2017 tarihli celsede; müvekkilinin ekonomik durumunun iyi olmadığını, bu nedenle adli yardım talebinde bulunmak ve dayanak belgeler ibraz etmek üzere süre talep etmiş ve davacı vekilinin adli yardım talebi 06/03/2018 tarihli ara karar ile reddedilmiş, red kararının tebliğine rağmen eksik harç yatırılmamıştır. Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe takip eden sonraki işlemler yapılamayacağından (Harçlar Kaınunu 32.madde ve 27.madde), peşin harçlar ödenmeden bir dava inceleyip karara bağlanamayacağı gibi mevcut hali ile menfi tespit konulu davada kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı ve davanın usulden reddinin gerektiği gibi dava esas açısından ele alındığında da; Ankara CBS’ca 26/01/2017 tarihli karar ile davacı tarafından yapılan suç duyurusunun kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmekle sonuçlandırılmış olması ve davacının tapu memuru önünde düzenlenen resmi ipotek senedi tanzimi sırasında imza da atmış olması değerlendirildiğinde, imza atmasını bilmediği hususundaki iddiasına itibar edilemeyeceği gibi kefaletin TBK çerçevesinde geçerli olduğu, eşin muvakkatının alındığı da anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir.

4.Davacı vekilinin temyiz başvurusu sonucu Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 19/11/2020 tarih 2020/2762 E. 2020/5206 K. Sayılı kararında; ” Harçlar Kanunu 30.md. göre, yargılama sırasında tespit edilen dava değerinin dava dilekçesinde belirtilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnızca o celse için yargılamaya devam edilerek müteakip celseye kadar noksan değer üzerinden harcın ikmali için davacıya süre verilmesi, bu süre zarfında da bakiye harcın yatırılmaması halinde de, HMK’nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılması, anılan maddede geçen süre zarfında harç ikmal edilmek suretiyle dava yenilenmediği takdirde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile Mahkememiz kararı bozulmuştur.

5.Yargıtay bozma ilamı sonrası yapılan yargılama ; Taraf vekillerinin beyanı alındıktan sonra yargıtay Bozma İlamına uyulmasına karar verilmiştir.

6.Delillerin değerlendirilmesi, hükme esas gerekçe; Açılan dava, banka kredi sözleşmesine yönelik menfi tespit davasıdır.

Dosyanın tetkikinde; Tahkikatın devamı sırasında davacının adli yardım talebinin reddi sebebi ile 09/05/2018 tarihli celse dava değeri üzerinden noksan harcın ikmali için Harçlar Kanunun 30. Maddesi uyarınca gelecek celseye kadar kesin süre verildiği, yasal ihtaratın yapıldığı, davacı tarafın verilen kesin sürede noksan harcı yatırmadığı, buna göre sonraki 04/07/2018 tarihli celse HMK’nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılması gerekirken, bu usuli işlemin yapılmadığı görülmüştür.

Mahkemece bu konuda karar verilmemiş olsa bile, dosyanın işlemden kaldırılmasını gerektiren hallerden birinin gerçekleştiği anda dosya işlemden kaldırılmış sayılır (Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış medeni Usul Hukuku, Legal Yayınevi, Agustos-2016, s.613).

Buna göre, 04/07/2018 tarihli celse HMK’nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmış sayılması gerektiği, HMK 150. Maddesinde belirtilen 3 aylık süre zarfında harç ikmal edilmek suretiyle dava yenilenmediğinden, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,

2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90- TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,

3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

4-Karar tarihinde yürülükte olan AAÜT uyarınca takdir edilen 4.080.- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,

5-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatırana iadesine,

Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Katip ….
(E-imzalıdır)