Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/773 E. 2023/174 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/773 Esas – 2023/174
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2021/773 Esas
KARAR NO : 2023/174

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR :….
DAVALI :….

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların oluşturduğu iş ortaklığı ile davalı arasında “Bandırma Bor ve Asit Fabrikaları İşletme Müdürlüğü fabrikalarında üretilen %20 toleranslı 625 ton ürünün torbalanması, etiketlenmesi, stoğa taşınması, istiflenmesi, satış durumuna göre jütlenmesi, paketlenmesi, şhrinklenmesi, çemberlenmesi ve sevk araçlarına yüklenmesi” işi kapsamında 31.12.2012-31.12.2014 tarihleri arasını kapsayan sözleşmenin imzalandığı, İhale konusu işte çalışan işçilerden … tarafından Bandırma … Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 2014/72 Esas sayılı dosyası ile davacılardan … Ltd. Şti. ve asıl işveren davalı … İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne karşı tazminat ve alacak davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda dava dışı işçinin önceki çalışma dönemlerini de kapsar şekilde hüküm kurularak davacı şirket ve … İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, yerel mahkeme kararının Yargıtayca onanarak kesinleştiği, taraflar arasında imzalanan Sözleşmenin 23.1.a maddesi uyarınca, davalı ana işveren tarafından işçilere sözleşmelerin tasfiyesi nedeniyle yapılacak ödemeler için davacı şirketin hak edişlerinden kesinti yapıldığı, yapılan kesintilerin kesin kabul yapıldıktan sonra iade edilmesi gerektiği, kararda hüküm altına alınan miktarlara karşılık davalı … İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından toplam 21.060,49-TL’nin hakedişlerden yapılan %10’luk blokeden tahsil edilerek dava dışı işçiye ödendiği, davacı şirket tarafından … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/576 Esas sayılı dosyası ile açılan dosyadaki bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde de hakkedişten kesinti yapıldığının belirtildiği, davacı firmanın sözleşmenin 23.1.a maddesi hükmüne göre dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönem kadar alacaklardan sorumlu olması gerektiği, SGK kayıtları incelendiğinde, dava dışı işçi …’in 06.01.2013- 30.12.2013 tarihleri arasında davacı firmada çalıştığı, dava dışı işçinin kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretine hak kazanabilmesi için çalıştığı iş yerinde 1 seneyi doldurması gerektiği, bu nedenle işçinin davacı firmada çalıştığı dönem göz önüne alındığında adı geçen işçinin kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretine hak kazanmadığı, dava dışı işçi tarafından açılan dava sonunda verilen kararda yer alan yargılama giderleri ile icra takibi ferilerinden davacı firmanın sorumluluğunun bulunmadığını belirterek şimdilik 100,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davalı genel müdürlük ile davacı firma arasında 31.12.2012- 31.12.2014 tarihleri arasında sözleşme imzalandığı, sözleşme hükümlerine göre işçilik alacaklarından davacılar iş ortaklığının sorumlu olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. Maddesinde, borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumlu olduğu yönünde düzenleme yapıldığı, bu düzenlemenin aksinin paylaşılabileceği, davalı genel müdürlük ile davacı firma arasında imzalanan sözleşmede, davalı genel müdürlük tarafından ödenmek zorunda kalınan işçilik alacakları için davacı firmanın kendi ihale dönemiyle sorumlu olmadığı, bilakis tüm işçilik alacaklarından sorumlu olduğu yönünde düzenlemeye yer verildiği, benzer uyuşmazlıklar ilgili olarak verilen kararlarda, davalı genel müdürlüğün iddialarının haklı olduğu hususlarının ortaya konulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesi uyarınca davalı idare tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının davacı hak edişlerinden yapılan kesintinin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; 12.947,25 TL’nin, 31.3.2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yıllık banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dışı …’in SGK hizmet dökümü dosya arasına alınmıştır.
Bandırma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin(İş Mahkemesi sıfatıyla) 2014/72 Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Dosyanın iş ve sosyal güvenlik uzmanı bilirkişiye tevdii ile, taraflar iddia ve beyanlarını karşılar, Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık çerçevesinde var ise dava tarihi itibariyle davacı alacağını belirler rapor tanzim edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; Davacıların oluşturduğu İş Otaklığının, dava dışı işçi … yönünden mahsup edilen 21.060,49-TL’den sorumlu olduğu miktarın 8.113,24-TL olarak hesaplandığı, davalı Genel Müdürlük tarafından, davacı iş ortaklığının hakkedişinden 21.060,49-TL’nin mahsup edildiği bildirildiğinden, fazladan ödenen miktarın (21.060,49 -8.113,24- 12.947,25) 12.947,25-TL olarak hesaplandığı, davadaki talebin 100,00-TL olduğu, mahsubun 31.03.2015 tarihinde yapıldığı, mahsup fişinde birden çok işleme yer verildiğinden, muhasebeye yönelik işlemlerin tam ve doğru olarak tespitinin mali müşavir bilirkişi tarafından yapılmasının uygun olacağı yönündeki tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Taraf vekillerinin beyan ve itirazlarını karşılar ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiş gelen bilirkişi ek raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda özetle; Rapora karşı yöneltilen itirazların rapordaki inceleme ve tespitleri değiştirecek nitelikte olmadığı, belirtilmiştir.
11.09.2014 gün ve 29116 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 6552 sayılı Kanun’un 8.maddesi ile bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kıdem tazminatını düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112.maddesinde; “…4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları;
a) Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur. Bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından,
b) Aynı alt işveren tarafından ve aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılmış olan işçilerden iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanlara, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında farklı kamu kurum ve kuruluşuna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak çalıştırıldığı son kamu kurum veya kuruluşu tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir…” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda da davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludurlar. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167.maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmenin eki niteliğinde bulunan teknik şartnamede sorumluluğun davalı yükleniciye ait olduğuna ilişkin açık hüküm bulunmaktadır.
Tüm dosya ve kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davaya konu sözleşmenin akdedildiği hususunda ihtilaf bulunmamakla birlikte; uyuşmazlık davacılar iş ortaklığı ile davalı arasında akdedilen sözleşme döneminde çalışan dava dışı işçi …’e yönelik işçilik alacağı bedelinin davacıların hakedişinden kesinti yapılması suretiyle alınmasının haklı olup olmadığı, davacıların işçilik alacağı bedelinin tamamından sorumlu bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir. Dava dışı …’in 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamında hizmet alımına ilişkin, davacılar bünyesinde 08/06/2008-02/01/2014 tarih aralığında çalıştığı görülmüştür. Alınan bilirkişi raporu denetime elverişli, usul ve yasaya uygun olduğundan hükme esas alınmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, sözleşme ekinde kıdem tazminatı ödemesi bakımından alt işverenin sorumluluğu konusunda açık hüküm bulunduğu, Yargıtay içtihadı gereğince de sözleşmede asıl işverenin sorumluluğunun bulunduğuna dair düzenleme bulunmadığı, davalının işçinin çalıştığı dönemler sınırlı olmak üzere tam sorumluluğunun olduğu, ihbar ve yıllık izin ücreti alacağından son işverenin sorumlu olması gerektiğinden, davacıların ödenen bedele ilişkin sorumluluğunun 8.113,24 TL ile sınırlı olduğu anlaşıldığından davalı idare tarafından fazla kesinti yapılan 12.947,25- TL’nin kesinti yapılan 31/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
Davanın KABULÜ ile;
1-12.947,25-TL’nin 31/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 884,43-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 278,70-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 605,73-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 59,30-TL Peşin/nisbi Harcı, 219,40-TL Islah Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 268,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.606,50TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Adalet Bakanlığı Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesinin 5.maddesine göre karar kesinleştikten sonra istek halinde taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim ,,,
e-imza