Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/735 E. 2022/479 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. …6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/735 Esas – 2022/479
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/735 Esas
KARAR NO : 2022/479

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI :…
DAVALI : …
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü 17.08.2020 tarihli dava dilekçesinde; davalı ile aralarında 14.12.2007 tarihinde imzalanan açık alan kira sözleşmesi ile kiralama yapıldığını, söz konusu sözleşmenin 12. maddesinde belirtildiği üzere sözleşmenin yenilenmesi halinde sözleşmenin sona erme tarihinden bir önceki ay TÜİK tarafından yayınlanan üretici fiyat endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde değişim oranında veya taşınmazın çevresindeki gelişmeler dikkate alınarak tespit edilen rayiç bedel üzerinden artışı yapılır hükmü doğrultusunda yeni kira bedelinin belirlenmesi gerektiğini, ek sözleşmeler incelendiğinde 2009-2019 yılları arasında kira bedellerindeki yıllık artışın 12. Madde kapsamında TÜİK tarafından açıklanan ÜFE(bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde değişim)oranı esas alınarak yapıldığının görüldüğü, 2019 yılı kira bedeli de bu doğrultuda 300.990,- lira olarak belirlendiğini, fakat bu yıl ülkemizde enflasyonla mücadele programı çerçevesinde bu bedelde indirime gidilerek 270.000,- lira olarak kayıt altına alındığını, 2019 yılının bitimine gelindiğinde 14.11.2019 tarihinde TCDD tarafından 2020 kira bedelinin 315.387,- lira olduğunu bildirildiği, sözleşme ve bu sözleşme çerçevesinde 10 yıldan fazla süredir uygulanan teamüle göre 2020 kira bedelinin belirlenmesi esnasında 2019 yılında yayınlanan TÜİK verileri baz alınarak Kasım ayı üfe değişim oranı da artış yapılması gerekirken, 270.000,- liraya 2019 yılı için yüzde 4,26 Kasım ayı ÜFE oranında artış uygulanmak suretiyle 281.502,- lira olması gerekirken 315.387,- lira olarak belirlenmesine 27.11.2019 tarihli yazı ile itiraz edildiğini, bu yazıya TCDD tarafından 06.12.2019 tarihli cevapta 2020 yılı kira bedeli artışının Kasım ayı ÜFE oranından daha fazla olmasının iki hususa dayandırıldığını, çevresel gelişmeler, rayiç bedeller ve ekonomik şartların göz önüne alındığını, 18.01.2019 tarihli Türk Borçlar Kanununun 344 maddesinin 1,2 ve 3.üncü fıkralarında yer alan üretici fiyat endeksindeki artış ibaresinin tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim şeklinde değiştirildiği gerekçesi ile 315.387,-lira olarak belirlendiğinin bildirildiği, Ekim ayı TÜFE oranı olan yüzde 16,81 oranında zam yapıldığını, TCDD tarafından istenen 315.387,- liranın ilgili banka hesabına yatırıldığını, TCDD tarafından yüzde 16,81 ’lik artış için öne sürülen gerekçelerin isabetsiz olduğunu, her şeyden evvel çevresel gelişmeler ve rayiç bedellerin göz önüne alındığı iddiasının soyut bir iddia olduğunu, taşınmazın bulunduğu çevrede meydana gelen değişimlere ilişkin herhangi bir araştırma yapılıp yapılmadığı ve bu araştırmanın sonuçları hakkında herhangi bir bilgi ve belge olmadığı gibi artış oranının direkt 2019 yılı Ekim ayı tüfe oranı olan yüzde 16, 81 üzerinden yapılmasının çevresel gelişmeler ve rayiç bedellerin dikkate alınmadığının göstergesi olduğu, bunun yanında Türk Borçlar Kanununun 344. maddesindeki fıkralardaki değişimlere bakıldığında ilgili hükmün taraflarca aksine bir anlaşma hükmü olmaması durumunda devreye gireceğini, dolayısıyla 16,81 oranındaki artışın sözleşmeye aykırı olduğunu, bu oran üzerinden fazla ödenen 39.984,30 liranın iadesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü 17.09.2020 tarihli cevap dilekçesinde; davalı kurumla aralarında davaya konu taşınmaza ilişkin 27.02.2002 tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 12. maddesinin ikinci fıkrasında sözleşmenin sona erme tarihinden bir önceki ay TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında veya taşınmazın çevresindeki gelişmeler dikkate alınarak tespit edilen rayiç bedel üzerinden artış yapılır denildiğini, 15.12.2017 tarihli ek sözleşmenin 3.4 maddesinde her yıl kira bedeli TÜİK-Yİ- ÜFE oranı ve çevresel rayice göre belirlenecektir şeklinde ifade edildiğini, bu hükümleri uyarınca kiralanan taşınmaza ilişkin kira bedelinin çevresel gelişmeler dikkate alınarak artış yapıldığını, bu hususun davacı kuruma bildirildiğini, davacı kuruma bildirilen 2020 yılına ilişkin kira bedelinin kabul edildiğini ve ödeme yaparak kiracılık ilişkisinin devamını sağlandığını, zira davacı kurumun söz konusu bedeli kabul etmeyip ödemeseydi 27.02.2002 tarihli sözleşmenin 11 ve 12. madde hükümleri gereğince sözleşme feshi ve kiralanan taşınmazın tahliye etmek zorunda kalacağından bu nedenle davacı kurum hem sözleşmedeki kira artışına ilişkin hükmü hem de fesih ve tasfiye tahliyeye ilişkin hükümleri ve bunların sonuçlarını bilerek basiretli bir tacir sıfatıyla sözleşme imzaladığını, sözleşme serbestisi gereğince sözleşmeye konulan kira bedeli hükmüne dayanılarak yapılan kira artışında herhangi bir itirazın söz konusu olamayacağını, normalde olması gereken 2019 yılının kira bedelinin 300.990 liradan sonra 2020 yılına ilişkin çevresel gelişmelerde değerlendirilerek 315.387 lira olarak belirlendiğini ve davacı kuruma bildirildiğini davacı tarafından da bu bedelin kabul edilerek ödeme yapılmış olduğundan kira bedelinin fazla ödendiğine ilişkin haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddi gerektiğini, ayrıca bu davada işin esasına bakıldığında kira bedelinin tespitine yönelik bir talebin söz konusu olduğunu ve bu hususun fazla ödenen kira bedeli alacağı olarak gösterildiğini ancak önce kabul edilip ödenen kira bedelinin daha sonra fazla ödendi iddiasının kabul edilebilir bir tarafı olmadığını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; kira sözleşmesinden kaynaklanan istirdat talebine ilişkindir.
Mahkememizce uyuşmazlık hakkında daha önce esasa dair karar verilmişse de istinaf incelemesi neticesinde kararımız kaldırılmıştır.
…BAM 15. Hukuk Dairesinin 2021/2596 esas ve 2021/2184 numaralı karar ile kaldırıldığı, Mahkememize yukarıda belirtilen numarasına kaydı yapılmıştır.
BAM kararında “Davacı ile davalı arasında 14.12.2017 tarihli açık alan kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava, davacı kiracı tarafından davalıya fazla ödenen kira bedelinin istirdatına ilişkin olduğuna göre HMK 4/1-a maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görev dava şartı olup yargılamanın her aşamasında resen gözönüne alınması gerekir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, davacı ve davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine gönderilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
HMK 4/1-a maddesi “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi
MADDE 4- (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,” hükümlerini haizdir.
Taraflar arasında taşınmaz kirasına ilişkin sözleşme bulunmaktadır. Davanın konusu kira sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlık olması nedeniyle HMK 4-1a, HMK 114/1.c ve 115/2 maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilerek dosyanın …Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
Davanın 6100 sayılı Yasanın 4/1a, 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2- 6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli Nöbetçi …Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3- 6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde …Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 15/06/2022

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR