Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/714 E. 2022/687 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/714 Esas
KARAR NO : 2022/687

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVALI : … – …- …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili 12/10/2021 tarihli, dava dilekçesinde özetle; “Davalı müvekkili aleyhine 3.000,00 ve 6.000,00 TL.lik borcu bulunduğu sebebi ile … E sayılı dosyası ile İlamsız İcra Takibi başlatıldığını, bunun üzerine itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz dilekçesi hazırladıklarını, UYAP sistemi üzerinden göndermeye çalıştıklarını, Fakat sisteme dilekçenin kayıt edilmediğini, bu sebeple de icra müdürlüğünce takibin kesinleştiğini, davalı şirketin müvekkili aleyhine borçlu olarak başlatmış olduğu İcra Takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Müvekkilinin davalı şirkete böyle bir borcu bulunmadığını, alacaklı tarafın aynı alacak için … Sayılı dosyası ile takip başlattığını, müvekkilin takibe konu 9.000,00 TL İik borç yönünden kısmi itirazda bulunduğunu, takibin kalan borç üzerinden infaz edildiğini, alacaklının, kısmi itiraz sebebiyle 9.000,00 TL alacak yönünden dosyanın kapatılmaması gerektiğine ilişkin itirazda bulunmadığını, itiraza konu alacak için takipten vazgeçtiğini veya feragat ettiğini de dosyaya bildirmediğini, … E sayılı dosyası ile takibin dayanağı olarak gösterilen icra Ödeme Emrinde yer alan alacakların daha önce takibe konu edilmiş olmasından dolayı usule ve yasaya aykırı mükerrer ödeme talebi içeren takibin öncelikle iptalinin gerektiğini, müvekkilinin ilk takibe itirazında da belirttiği üzere alacaklı yanca her ne kadar dayanak fatura kesilmiş ise de bu fatura müvekkil ve borçlu arasında ki sözleşmelere, TTK, BK’nuna göre hukuka aykırı olarak kesilen bir fatura olduğunu, vade farkının istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda bir sözleşme bulunması veya taraflar arasında vade farkına ilişkin uygulamanın benimsenmiş olması gerektiğini, Müvekkilinin faturayı öğrendiği andan itibaren tutarlı bir şekilde itiraz ettiğini, fatura ilk takibe konu edildiğinde de itirazda bulunduğunu, davalı şirketle müvekkili arasında vade komisyon farkına ilişkin bir sözleşme olmadığını, uygulamada da böyle bir fatura kesilmesine ilişkin bir durum söz konusu olmadığını, Pandemi sebebiyle müvekkilinin ekonomik olarak zor duruma düşmesine kadarda mal teslimi sonrası ödemelerin 3-6 aylık vadelerde yapıldığını ve alacaklı yanca bu ödemelere herhangi bir itirazın olmadığını, vade farkı komisyon faturası da kesilmediğini, müvekkili ile davalı şirketin Mayıs-Haziran 2018 ayından bugüne kadar ticaret yaptıklarını, davalı yanın davaya konu borcun dayanağı iki adet Vade Farkı Komisyon Faturalarından başka benzer hiç bir fatura düzenlenmediğini, belirterek; yukarıda arz ve izah ettikleri nedenlerle, müvekkilin davalıya borcunun olmadığının tespitine, takibin durdurularak ihtiyati tedbire karar verilmesine, kötü niyetli davalının %20 tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline, karar verilmesini” iddia/beyan ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili 07/01/2022 tarihli, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından … 24. İcra Müdürlüğü’nün 2021/14517 E. Sayılı dosyası ile davacı aleyhine faturadan kaynaklı icra takibi başlatıldığını başlatılan icra takibine konu borçun ise “Vade Farkı Komisyon Oranı” açıklaması yer alan 05.11.2020 tarihli 3.000,00-TL bedelli ve 12.10.2020 tarihli 6.000,01-TL bedelli faturalara dayandırıldığını, İşbu faturaların davacıya tebliğ edildiğini, herhangi bir itirazda bulunulmaksızın ekte sunulan “BS Mutabakat Formu” da davacı tarafından kabul edilerek imzalandığını, davacı tarafından … 29. İcra Müdürlüğü’nün 2021/6640 E. Sayılı dosyası ile aynı fatura bedellerinin takibe konu edildiğini iddia etse de yukarıda belirtilen faturaların daha öncesinde icra takibine konu edilmediğini, davaya konu faturalara davacı tarafından hiçbir şekilde itiraz edilmediğini, olup bu hususta “BS Mutabakat Formu” da imzaladığını, ayrıca taraflar arasında cari hesaptan kaynaklı alacaklar yönünden vade farkı uygulanacağı açıkça kararlaştırıldığını, Ekte sunulan whatsapp yazışmasında davacının Vade farkı da alıyorsunuz. zararda ettirmiyorum..” şeklinde beyanda bulunduğunu, … 24. İcra Müdürlüğü’nün 2021/14517 E. Sayılı dosyası ile başlattıkları icra takibine de davacı tarafından hiçbir itirazda bulunulmaksızın ödeme yapıldığını, belerterek; yukarıda izah ettiklerin nedenlerle ; davanın reddine, davacıların %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini” cevap/beyan, iddia ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; faturaya dayalı takip nedeniyle menfi tespit davasına yöneliktir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Menfi tesbit ve istirdat davaları:
Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.)
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur.” hükümlerini haizdir.
Dosyamız arasına … E. Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
27/09/2022 tarihli bilirkişi raporundan özetle, ticari defterler yönünden davacının 2018-2019 takvim yılı ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunmadığı, 2020 takvim yılı ticari defterlerinin HMK. 222. Maddesi hükümleri gereğince sahibi lehine değil aleyhine delil olma niteliği taşıdığı, ancak 2021 takvim yılı Yevmiye Defteri açılış ve kapanış, Kebir ve Envanter Defterinin açılış tasdiklerini yaptırmadığı dolayısıyla 2021 takvim yılı Ticari Defter kayıtlarının sahibi lehine değil, aleyhine delil olması gerektiği hususunda takdirin münhasıran Sayın Mahkemeye ait olduğu, davalının 2018-2019-2020 ve 2021 takvim yılı ticari defterlerinin HMK. 222. Maddesi hükümleri gereğince sahibi lehine değil aleyhine delil olma niteliği taşıdığı hususunda takdirin münhasıran Sayın Mahkemeye ait olduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıya dava tarihi itibari ile 39.223.96 borçlu gözüktüğü ancak … E. Sayılı dosyasına ve … E.sayılı dosyasına dava tarihinden önce ödediği 43.374,98 TL yi ticari defterlerine kaydetmediği, bu durumda ticari defter kayıtları yönünden davalıya borcu bulunmadığı, davalının ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi itibari ile bakiyesinin bulunmadığı, davacıdan alacağının bulunmadığı, vade farkı faturası düzenlenmesi yönünden davalının keşide ettiği 12.10.2020 tarihli 6.000,01 TL ve 05.11.2020 tarihli 3.000,00 TL “Vade Farkı Komisyon Oranı” açıklamalı iki adet faturanın davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının faturalara itiraz ettiğine dair dosya kapsamında bir bilgi ve belge bulunmadığı, alacağın tahsil edilememesinden dolayı vade fiyat farkı faturasının düzenleneceğine ilişkin herhangi bir sözleşmenin dosya kapsamında bulunmadığı, davalının “Vade Farkı Komisyon Oranı” faturası keşide etmesi yönünden haklı olup olmadığı ve davacının bu faturalar yönünden borçlu olup olmadığı yönünden takdirin Sayın Mahkemeye olduğu, kötü nivet Tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde davacının… E. Sayılı dosyasında dava konusu faturaların bu takibe konu edilmediğini iddia etmişse de dosyanın incelenmesinden davacının takibe kısmi itirazda bulunduğu, dava konusu fatura borcu ayrık tutularak kalan tutar üzerinden ödemeyi kabul ettiği, icra takibine yapılan itiraz için itirazın iptali davası açmadığı anlaşılmıştır. Daha sonra… E. Sayılı dosyasından aynı faturalar için takip başlatmış, davacının itirazının sistem arızası nedeniyle yapılamadığı anlaşılmış, davacının eldeki davayı açmada hukuki yararının bulunduğu anlışılmıştır.
Taraflar arasında mal alımına ilişkin yazılı bir sözleşmenin davalı tarafından dosyaya sunulamadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere fark komisyonu alınacağına dair taraflar arasında bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacı ile davalı arasındaki whatsap kayıtları hususunda davacının açık muvafakati bulunmamaktadır. Taraflar arasında fark komisyonu alınacağına dair sözleşme bulunmaması, daha önce başlatılan icra takibine dava konusu faturaların konu edilmesi, takibe bu faturalar yönünden yapılan kısmi itirazın, itirazın iptali davasına konu edilmemesi davalının bu faturalar nedeniyle alacağının bulunmadığını zimnen kabulü anlamına geleceği, davacının … 24. İcra Müdürlüğü dosyasına 13.12.2021 tarihinde ödeme yaptığının anlaşıldığı, bu haliyle menfi tespit davasının istirdata davasına dönüştüğü anlaşılmakla, açık ve ayrıntılı bilirkişi raporu hükme esas alınarak, ödenen 9.000.TL’nin tarafların tacir olmaları nedeniyle ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 9.000,00-TL alacağın ödeme tarihi olan 13/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 614,79-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 153,70-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 461,09-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 9.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 153,70-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 58,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.271,50TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Adalet Bakanlığı Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesinin 5.maddesine göre karar kesinleştikten sonra istek halinde ve taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2022

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR