Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/709 E. 2022/210 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/709 Esas – 2022/210
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/709 Esas
KARAR NO : 2022/210

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI :…
DAVALI :…

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/12/2021
KARAR TARİHİ : 28/03/2022
G.K.YAZILDIĞI TARİH : 05.04.2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Eser Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme konusu imalat, kaplama ve montaj işlerinin eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde, süresinde ve iş planına uygun olarak müvekkili şirketçe yapılarak davalı şirkete teslim edildiğini ancak müvekkilinin hak etmiş olduğu kesin hakediş bedelinin tamamının ödenmemesi üzerine Ankara … Müdürlüğünün 2020/8046 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ve müvekkili şirketin kayıtlarındaki karışıklık nedeni ile Ankara … Hukuk Mahkemesinin 2021/519 Esas sayılı kararı ile takibin iptaline karar verildiğini belirterek; sözleşme konusu işe ait müvekkili şirkete ödenmesi gereken bakiye bedel olan 109.078,62 TL’nin 31.01.2012 tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar işlemiş avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımına uğradığını, 5 yıllık sürenin dolmuş olduğunu, davalı şirketin davacıdan alacaklı durumunda olduğunu, davacının başlattığı icra takibinin iptal edilmiş olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davacı vekilince mahkememize sunulan 25.03.2022 tarihli beyan dilekçesi ile ; Davalı tarafça sözleşme ile kararlaştırılan bedelin ödenmesi amacıyla kendilerine 24.02.2012, 30.03.2012, 13.04.2012 vade tarihli 3 adet kambiyo senedi (çek) verildiğini ayrıca 23.837,62 TL nakit verileceğinin de beyan edildiğini , 6978558 numaralı … bankasına ait 24.02.2012 vade tarihli 75.000,00 TL bedelli, 6978559 numaralı … bankasına ait 30.03.2012 vade tarihli 85.241,00 TL bedelli, 1013067 numaralı Şekerbank’a ait 13.04.2012 vade tarihli 85.241,00 TL bedelli çeklerin verilmesi nedeni ile artık TBK 156/2 maddesi gereğince zamanaşımı süresinin 10 yıl olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER
-Ankara … Müdürlüğünün 2020/8046 Esas sayılı dosyası
-Teklif formu : 04.08.2011
-Faturalar ve Hakedişler : Davacı tarafça tanzim olunan ve dava konusu işe ilişkin olarak düzenlenen 2012 yılına ait fatura örnekleri
-İş Bitirme Belgesi: Dava konusu işin 24.06.2013 tarihinde teslim edildiğine dair davalı taraf kaşesi ve imzası taşıyan belge fotokopisi
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden bakiye kalan ödenmesi amacıyla açılan alacak davasıdır.
Davalı vekilince süresi içinde sunulan cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazı ileri sürülmüş olup, bu nedenle öncelikle ileri sürülen taleplerin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti gerekmektedir.
Dosya içerisinde yer alan teklif formu iş bitirme belge örneği nazara alındığında, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
İş Bitirme teslim belgesi, Teklif formu, Hakediş belgeleri ve fatura tarihleri nazara alındığında gerçekleşen somut olayda 818 sayılı BK değil 6098 sayılı TBK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
6098 sayılı TBK 126/4 maddesi uyarınca; eser sözleşmelerinden doğan alacaklar bakımından 5 yıllık zamanaşımı süresinin öngörülmüş olduğu, yerleşik yargısal içtihatlarda vurgulandığı üzere; eser sözleşmelerinde, iş bedeline ilişkin olarak zamanaşımı süresinin işin teslim tarihi ile başlayacağı, sözleşmenin feshi veya sözleşmeden dönme hallerinde ise 5 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin, fesih iradesinin karşı tarafa ulaştığı tarih olduğu, bu tarih itibariyle alacağın muaccel olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmaktadır.(Benzer yöndeki kararlar için Bkz. Yüksek Yargıtay …HD 07.12.2006 T. 2006/7107 E. 2006/7172 K., 30.11.2001 T. 2011/6282 E. 2011/7054 K.)
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacı tarafça üstlenilen işin 24.06.2013 tarihinde teslim edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmayıp buna göre işin teslim tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekilince mahkememize sunulan 25.03.2022 tarihli beyan dilekçesi ile; davalı tarafça hak ediş bedeline karşılık olarak kendilerine çek verildiği bu nedenle zamanaşımı süresinin TBK 156/2 maddesi uyarınca 10 yıl kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; beyan dilekçesinde belirtilerin çeklerin tarihleri nazara alındığında, işin teslim tarihinden de evvel düzenlenen çekler olduğu, bu nedenle TBK 156 maddesi kapsamında değerlendirme yapılmasının mümkün bulunmadığı, yine davacı tarafça sunulan kayıtlara göre de, taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen bir durumun da mevcut bulunmadığı, eldeki davadan evvel davalı aleyhine icra takibi yapılmış ise de, takibin iptaline karar verilmiş olduğu, takip tarihi 29.09.2020 olup, bu tarih esas alınsa dahi takip tarihine kadar yasal 5 yıllık sürenin dolmuş bulunduğu anlaşılmakla, davanın Zamanaşımı nedeni ile reddine dair, aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL harcın peşin alınan 1.862,80 TL’den mahsubu ile bakiye 1.782,10 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca tarafından yatırılan gider ve delil avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine
6-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır