Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/614 Esas – 2022/597
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
… GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/614
KARAR NO : 2022/597
BAŞKAN : …
KATİP :…
ASIL DAVA :
DAVACILAR ….
DAVALI …
DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 25/10/2021
BİRLEŞEN … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2021/758 ESAS SAYILI DAVA:
DAVACILAR : …
DAVALI : …
DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
G.K.YAZILDIĞI TARİHİ : 27/09/2022
Mahkememizde görülen davaların yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1. DAVACILAR VEKİLİNİN ASIL DAVADA İDDİASINDA ÖZETLE:
Müvekkillerinin 2005 yılından beri davalı Kooperatifin üyesi olduklarını, davalı kooperatifin üyelerinin konut ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 84 adet parselden oluşan arsa üzerinde villa konutlar yapmak üzere kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, kooperatifin kurulmasından bu zamana kadar geçen uzun zaman zarfında inşaatlara başlandığını, sözleşmeye göre yapımına başlanan villaların inşaatlarının büyük oranda bitirildiğini, kuralarının dahi çekildiğini, bölgede çok katlı yapılar yapılmaya başlanınca kooperatif yönetimince, arsa sahibinin mirasçılarıyla anlaşmak suretiyle bir önceki, 2018 yılında yapılan genel kurulda alınan karara istinaden, belediyeden imar yoğunluğu arttırımı talep edildiği, belediye tarafından kabul görmeyince, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde girişimde bulunulduğu ve Bakanlık tarafından imar yoğunluğu arttırımı talebinin kabul edildiğini, yoğunluk arttırımı kabul edilirken, Kooperatif Yönetimi tarafından, arsa sahipleriyle Kooperatif arasındaki sözleşmede hüküm olmamamasına, bu konuda alınan genel kurul kararı olmamasına rağmen, 36.000.m2 olan arsanın 11.000.m2’lik kısmının arsa payının terki yetkileri olmadığı halde kabul edildiğini, kooperatif yönetiminin, sürecin hiç bir aşamasından üyelere bilgi vermediğini, böyle bir konuyu kabul yetkisinin genel kuruld a olduğunu,daha önceki imar düzenlemesinde İmar Kanunu çerçevesinde yasal DOP kesintisi yapıldığını, arsanın yaklaşık 1/3’ünün, Kooperatifin, diğer bir ifadeyle üyelerin zararına olacak şekilde elden çıkarılmasına göz yumulduğunu, bu durumun tamamen yasaya aykırı ve üyelerin zararına olduğunu, Kooperatif Yönetiminin, bu durumu 25.09.2021 tarihli genel kurula sunmak suretiyle katılan üyelerin onayını ve ibrasını almaya çalıştığını, kooperatif üyelerinin ekseriyetini Yönetim Kurulu başkanının ailesinden teşkil ettiğinden, genel kurula sunulan hususlar genel itibariyle tartışma konusu dahi olmadan kabul edildiğini, müvekkillerinin Genel Kurula katılarak, tüm engellemelere rağmen, itirazlarının bir kısmını Divan kuruluna dilekçe vermek suretiyle yazılı ve bir kısmını sözlü olarak dile getirdiğini ve Genel Kurul Toplantı tutanağına yazılmasını talep ettiğini, Genel Kurulda, neredeyse tamamlanmış ve yıllardır masraf edilmiş olan villaların yıkılarak hem yıkım ile yapılan tüm yatırımın çöpe gitmesi, hafriyat masrafı yapılması hem de 11.000m2 arsa payının terki ile çok katlı inşaat yapılması hususlarında, üyelere gerekli ve yeterli bilgilendirme yapılmadığı gibi, bu konularda usulüne uygun bir karar da alınmadığını, davalı kooperatif yetkililerince müvekkillerine hesap, bilgi ve belge vermekten kaçınıldığını, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu 24/2-3. maddesine aykırı davranıldığını, yönetimin kooperatife ait olan bir adet boş villayı da bu konuda genel kurulda bir karar almaksızın usulsüz olarak sattığını, davalı Kooperatif Yönetiminin, müteahhit olarak dava dışı Sema İnşaat.. Ltd. Şti. ile noterde Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yaptığını, bu sözleşmede belirtilen sürelere yüklenici şirket tarafından uyulmadığı halde, sözleşmenin feshedilmemesinin yasal olmadığını, bu konu da 25.09.2021 tarihli Genel Kurulda Divan Başkanlığı’na verilen itiraz dilekçesinde yazılı olarak ve ayrıca sözlü olarak tutanağa geçirilmek üzere itirazlarının belirtildiğini,
İnşaat alanının bulunduğu bölgede daha yüksek oranlarda pay alınırken, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından %35 hisse ile yetinildiğini, bu durumun Kooperatif üyelerinin menfaatlerine aykırı olduğunu, davalı kooperatif yönetiminde alınan kararlar ve kararların sonuçları dikkate alındığında yetki aşımı olduğu, yönetim kurulunun hukuken yok hükmünde olan kararları ile ana sözleşmeye, kanuna ve iyi niyet kurallarına aykırı olacak şekilde ve üyelerin kazanılmış haklarına ve kooperatiften bekledikleri menfaatlere aykırı kararlar alındığını, bu nedenle yönetim kurulunca yetki aşımı yapılmak suretiyle alınan kararların hükümsüzlüğünün tespitini talep ettiklerini, inşaatların yapılacağı alanda Bakanlıkça yapılan “Uygulama İmar Planı Değişikliği” ile %65 konut, %35 ticari alan olarak imar değişikliği kabul edilmesine rağmen, 25.09.2021 tarihli Genel Kurulda, ana sözleşmeye aykırı olarak, ticari alanın üyelere açılmayarak, sadece 70.m2 ve 110.m2 iki adet daire verilmesi hususunun kabule sunulduğunu ve bu karara müvekkillerinin itirazlarına rağmen kabul edildiğini, karar ile eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını,
25.09.2021 tarihli toplantıda 2018, 2019 ve 2020 yılları bilanço kar ve zarar hesaplarının ibrasına karar verildiğini, her faaliyet yılının ibrasının bir sonraki yıl yapılması zorunlu olup 3 yılın üt üste aynı genel kurulda ibra edilmesi sözleşmeye ve yasaya aykırı olduğunu, 3 yılın bilanço ve yönetim kurulu ve denetim kurulu raporlarının ayrı ayrı düzenlenmiş ve üyelerin bilgisine sunulmuş olması ve en azından ayrı ayrı üyelerin ibrasına sunulması gerekirken, üç yılın yönetim ve denetim kurulu raporları ile bilanço tek kalemde hazırlanıp, tek oylama ile ibra edilmesinin dahi kooperatifte yasada belirtildiği şekliyle hesap verilmediğini ve bir düzensizlik olduğunu ortaya koyduğunu, müvekkillerinin verdikleri dilekçe ile kooperatif yönetim ve denetim kurulu raporlarını ibra etmediklerini, genel kurul divan başkanlığına bildirdiklerini belirterek, 25.09.2021 tarihli genel kurul öncesinde çok katlı yapıya geçiş ve 11.000M2 arsa payının terki ile bir adet villanın satılması hususlarında alınan kararların hükümsüzlüğünün tespitine,
25.09.2021 tarihli kooperatif genel kurulunda yine usule, yasaya ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
2.DAVACILAR VEKİLİNİN BİRLEŞEN DAVADA İDDİASINDA ÖZETLE:
Asıl davadaki iddialarını tekrar ederek, 25.09.2021 tarihli Kooperatif genel Kuruluna ait toplantı tutanağının müvekkillerine verilmediğini, bu Genel Kurula yönelik açtıkları iptal davaları devam ederken, davalı Kooperatif yönetimince müvekkili Yakup Bulut’a 05.10.2021 tarihli yazı ile 25.09.2021 tarihli genel kurulun toplantı tutanağının gönderildiğini ve bu gönderinin davacı Yakup Bulut’a 01.11.2021 tarihinde iadeli taahhütlü olarak gönderildiğini, diğer davacı müvekkiline ise böyle bir tutanak ve kararın halen gönderilmediğini, davacılardan Yakup Bulut’a posta ile gönderilen genel kurul tutanağında toplantı gündeminde olmayan ve toplantıda hiç görüşülmeyen, üyelerin bilgi ve onayına sunulmayan ve karar alınmayan bir hususun “Madde 5,6” başlığı ile tutanağa geçirildiğinin anlaşıldığını, toplantı tutanağının “Madde 5,6” başlıklı paragrafının 1. kısmı olan “üyelerden borcu olanlara ödeme konusunda ihtarda bulunulması” hususunun görüşüldüğünü ancak 2. paragrafta, 6. madde olarak sonradan eklenmiş bulunan “…Şerefiye dahil en fazla ödeme yapan ortakların yaptıkları ödenmiş aidat olan 358.376.TL’ye eşitlenmesi” kararının genel kurulda görüşülmediğini ve toplantıda böyle bir karar alınmadığını, bu davaları ile toplantı tutanağına sahtecilik yapılmak suretiyle eklenen ve toplantıda hiç görüşülmeyen ve karar alınmayan Madde 5,6 ve 2. Paragrafta, 6. Madde olarak sonradan eklenmiş bulunan “… Şerefiye dahil en fazla ödeme yapan ortakların yaptıkları ödenmiş aidat olan 358.376.TL’ye eşitlenmesi” hususundaki kararın iptali için bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, görevlerini yerine getirirken suça karışan yöneticiler hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/237885 sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu beyan ederek, davalarının kabulü ile 25.09.2021 tarihli genel kurulda “Madde 5,6” başlıklı maddenin 2. Paragrafında 6. Madde olarak sonradan eklenmiş bulunan “… Şerefiye dahil en fazla ödeme yapan ortakların yaptıkları ödenmiş aidat olan 358.376.TL’ye eşitlenmesi” hususundaki kararın, genel kurulda görüşülmemesi ve toplantıda böyle bir karar alınmaması ve bahsettikleri diğer sebeplerle yasaya, iyi niyet kurallarına ve ana sözleşmeye aykırı olması nedenleriyle hükümsüzlüğü sebebiyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
3.DAVALI VEKİLİNİN ASIL DAVAYA YÖNELİK SAVUNMASINDA ÖZETLE:
Davacıların kötüniyetli olduğunu, kardeşleri ile birlikte sahip oldukları 3 kooperatif üyeliğinin satın alınması, aksi halde kooperatif hakkında dava açacağından bahisle dava açmadan önce müvekkili kooperatif yönetimine teklifte bulunduğunu, her bir hisse için 2.000.000-TL olmak üzere toplam 6.000.000-TL talep ettiğini, talepleri kabul edilmeyince de dava açtığını, davacıların, bu şekilde kooperatif yöneticilerini baskı altına alıp, elindeki üyelikleri yüksek bedelle satmak amacıyla hareket ettiğini, Davacıların aslında 31.03.2018 tarihli Genel Kurul Toplantısında alanın kararların iptalini talep ettiğini, dava dilekçesinde dava konusu yapılan kararların tamamının 31.03.2018 tarihli Genel Kurulu Kararı olup, bu kararların tamamının kesinleştiğini, bu kararların iptali için öngörülen hak düşürücü sürenin dolduğunu, 25.09.2021 tarihli Genel Kurul Toplantısında farklı bir karar alınmadığını, 2018, 2019, 2020 yılları bilanço kar ve zarar hesaplarının ibrasına yönelik bilançoların 25.09.2021 tarihli Genel Kurul Toplantısında ayrı ayrı görüşülüp, ayrı ayrı oylanmak suretiyle kabul edildiğini, Ülkemizde ve dünyada etkisini gösteren Covid-19 salgını nedeniyle genel kurullar dâhil insanların toplu olarak bir araya getiren her türlü toplantı ve faaliyetleri ertelendiğini, salgınla mücadele amacıyla alınacak tedbirleri düzenlemek üzere kabul edilen 7244 sayılı Kanunun 2. maddesinin d fıkrasında Kooperatifler Kanunu kapsamındaki genel kurul toplantılarının ertelendiğini ve daha sonra ertelemenin uzatıldığını, ertelemeler sonrasında yapılan ilk toplantıda ise bahse geçen bilançolar tek oylamayla değil, ayrı ayrı oylanarak ayrı ayrı kabul edildiğini,
31.03.2018 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısı’nda ilgili villa ile ilgili olarak yönetim kuruluna oy birliğiyle yetki verildiğini, oy birliğiyle alınan bu kararın aksinin ileri sürülmesinin davacı tarafın kötü niyetli ve haksız olduğunun açık göstergesi olduğunu, 31.03.2018 tarihli genel kurul toplantısının üzerinden 4 yıl geçmiş olmakla, bu genel kurulda alınan bir kararın iptalinin talep edilebilmesi için gerekli hak düşürücü sürenin dolduğunu,
31.03.2018 tarihli Genel Kurul Toplantısı Tutanağı 8. Maddesinde alınan karar ile; arsalar üzerinde yer alan kooperatife ait inşaatın kentsel dönüşüm plan tadilatı gibi imar mevuzatı çerçevesinde yıkılarak, arsa sahipleri müteahit firma ile yapılacak kat karşılığı satış vaadi sözleşmesinde kooperatif hissesine düşen %16,49’dan az olmamak üzere arsa payından her bir hisseye 2 adet daire verilecek şekilde sözleşme imzalamaya ve/veya ek sözleşme yapmaya, müteahite yapım sözleşmesi vermeye, sözleşmeyi iptal etmeye, sözleşmeleri noterden imzalamaya ve bu hususta yapılacak iş ve işlemleri yürütmeye yönetim kuruluna oy birliğiyle yetki verildiğini, kararın oy birliğiyle, yani davacıların da olumlu oy kullanmalarıyla verildiğini,
Davacı yanın DOP (düzenleme ortaklık payları) kesintisi nedeniyle arsanın yaklaşık 1/3’ünün Kooperatifin zararına olacak şekilde ve yasaya aykırı olarak elden çıkarıldığı yönündeki iddiaları da hukuki mesnetten yoksun olduğunu, 31.03.2018 tarihli Genel Kurul toplantısının 8. gündem maddesiyle “… parsellerde bulunan arsalar üzerinde yer alan kooperatife ait inşaatlarda kentsel dönüşüm, plan tadilatı gibi işlemlerin imar mevzuatı çerçevesinde yapılmasına” oybirliği ile karar verildiğini, 7181 Sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin birinci fıkrasında “…bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin %45’ini geçemez.” ifadesinin yer aldığını, Kanunun açık hükmü göz önüne alındığında müvekkilinin, kendisine verilmiş olan yetkiyi imar mevzuatına uygun ve kendisinin de içerisinde bulunduğu kooperatif hisse sahiplerinin yararına hareket ettiğini, davalı yanın ileri sürmüş olduğu yasaya aykırılık iddiasının yerinde olmadığını, müvekkili Kooperatifin bahse konu gayrimenkulün maliki olmadığını,
Bahse konu villaların bulunduğu gayrimenkul üzerinde dava dışı arsa sahibi ve müteahhit ile yapılan Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmesinde belirlenin sürelerin geçmesine karşın sözleşmenin fesih edilmemiş olduğu şeklindeki iddianın da yerinde olmadığını, sözleşmenin derhal fesih edilmesinin sadece kooperatifin tek başına alabileceği bir karar olmadığını, arsa sahibinin sözleşmedeki akid olarak müteahhit ile olan çalışmanın bir anlamda sonuçlarını görmek bakımından kendisine süre tanıyarak işin ilerlemesini görmek isteyip, sözleşmeyi fesih etmediğini, müteahhidin halen faaliyetlerine devam ettiğini, kooperatifin tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih etmesinin hak kayıplarına neden olabileceğinden, bunun yapılmadığını, sözleşmenin fesih edilip edilmemiş olmasının bu davaya müessir bir işlem olmadığını,
Müvekkili kooperatif yönetim veya denetim kurulu üyelerinin bu zamana kadar hiçbir huzur hakkı almadan tamamen gönüllülük esası ile faaliyet gösterdiğini, dönem içinde değişen yönetimler veya denetim kurullarının hiçbir şekilde kooperatifin aleyhine sonuç doğuracak bir işlem yapmadığını, yapılan tüm iş ve işlemlerin Genel Kurul gündemine alınıp, usulünce tartışıldığını ve genel kuruldan bu konuda yetki alındığını, yapılan tüm işlemlerin genel kurul kararlarına, ana sözleşmeye ve kanuna uygun olarak yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
4.DAVALI BİRLEŞEN DAVAYA YÖNELİK SAVUNMASINDA ÖZETLE:
Kooperatif Genel Kurulu Kararlarına karşı iptal davasının, toplantıyı takip eden günden başlamak üzere bir ay içinde açılması gerektiğini, davanın bu süre geçtikten sonra açıldığını, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin dolduğunu, davanın bu sebeple reddi gerektiğini, davacıların toplantıya katıldığını ve alınan kararlardan haberdar olduğunu, davacıların asıl davada 25.09.2021 tarihli genel kurulda alınan tüm kararların iptalini talep ettiğini, bu sebeple birleşen dava ile ileri sürdüğü taleplerin mükerrer olduğunu, dolayısıyla davacının iki farklı davasını talep sonuçları aynı olduğundan işbu davanın usulden reddi gerektiğini, toplantı tutanağına sonradan madde eklendiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, hazirun ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcisi huzurunda hazırlanan ve imza altına alınan genel kurul tutanağına sonradan madde eklenmesinin mümkün olmadığını, bu iddianın davacı tarafın kötüniyetli olduğunu gösterdiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
5. DELİLLER :
Tarafların dayandıkları tüm deliller, savcılık soruşturma dosyası getirtilmiş, dosya ve kooperatif kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
6.HÜKME ESAS ALINAN BİLİRKİŞİ HEYETİNİN 10.05.2022 TARİHLİ RAPORUNDA ÖZETLE:
“Asıl davada, Yönetim Kurulu kararları yönünden, davacı tarafça vilların yıkılarak çok katlı yapıya geçiş ve bu husus için 11000 m2 arsa payının terki Kooperatife ait bir adet boş villanın satılmasına yönelik yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespiti talep edilmiş ise de; Yapılan incelemede söz konusu hususların Kooperatifin 14.01.2017 tarihli Genel Kurulu Gündeminin 8. Maddesinde ve 31.03.2018 tarihli Genel Kurul gündeminin 8. Maddesinde karara bağlanmış hususlar olduğu anlaşılmakla genel kurul kararına istinaden yapılan alınan yönetim kurulu işleminde yasa, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı bir yön tespit edilemediği, Genel Kurul kararı iptali istemi vönünden, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve davacıların iptalini talep ettiği 25.09.2021 tarihli genel kurul kararları yönünden 1163 Sayılı Kanunun 53.Maddesi uyarınca dava açma hakları bulunup bulunmadığının mahkemenin takdirinde olduğu, iptale konu genel kurul gündeminin 3-4 bileşik maddesinde alınan ibra kararlarında yasa, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı bir husus tespit edilemediği, diğer gündem maddelerinde alınan kararlarda da yasa, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı bir yön tespit edilemediği, bir geçersizlik nedeni tespit edilemediği,
Birleşen dava yönünden ise; Davanın süresinde açılıp açılmadığı ve davacıların dava açma haklarının olup olmadığı hususunun Mahkemenin takdirinde bulunduğu, Davacıların iptalini talep ettiği genel kurul gündeminin bileşik 5-6 maddesinde alınan “daha önceki genel kurullarda alınan kararlar gereği yaptırılan inşaatlara yapılacak ödemeler için kooperatifin önceden ortaklardan tahsil etmiş olduğu şerefiye ve diğer tüm ödemeler dahil tüm ödemelerin tam ve en fazla ödenmiş aidat olan (358.376.-TL) ye tahakkuk ettirilerek her üye için eşit durum getirilmesi ve bunun için tahakkuk edecek miktarların ortaklardan hisse başına tahsil edilmesi için yönetim kuruluna yetki verilmesine” ilişkin kararda yasa, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı bir yön tespit edilemediği, yine anılan kararda bir geçersizlik nedeni tespit edilemediği” belirtilmiştir.
7.TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMALARI VE DOSYAYA SUNULAN DELİLLER BİRLİKTE
DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE:
Asıl ve Birleşen Davalar, davalı Kooperatif Yönetim Kurulu ve Genel Kurulunda alınan kararların iptali ve hükümsüzlüğünün tespiti taleplidir.
Kooperatif ortağı olan davacılar, asıl davada; dava konusu 25.09.2021 tarihli Genel Kurul öncesinde, çok katlı yapıya geçiş, 11.000 m2 arsa payının terki ve bir adet villanın satılması hususlarında alınan Yönetim Kurulu kararların hükümsüzlüğünün tespitini, 25.09.2021 tarihli Genel Kurulda alınan kararların usule, yasaya ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmesini, birleşen davada ise; 25.09.2021 tarihli genel kurul toplantısında görüşülmediği, karar alınmayıp, sonradan eklendiğini iddia ettiği madde 5-6 ve 2. Paragrafta, 6. madde olarak “… Şerefiye dahil en fazla ödeme yapan ortakların yaptıkları ödenmiş aidat olan 358.376.TL’ye eşitlenmesi” hususundaki kararın hükümsüzlüğünün tespitini talep etmiş, davalı Kooperatif ise; asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Dosyaya sunulan genel kurul tutanaklarına göre; 14.01.2017 tarihli genel kurulda; Genel kurula kayıtlı 36 ortaktan asaleten ve vekaleten 31 ortağın ve de bakanlık temsilcisinin katıldı; Genel Kurulda, gündemin 8. maddesinde “kooperatif inşaatlarımızın bulunduğu arsa sahibine kat karşılığı yapmış olduğumuz inşaat alanlarındaki hukuki haklarımız üzerinden ki burada inşaatların tamamlanmasının kısmen imkansızlaşması, kısmen ekonomik olmaktan çıkması sebepleriyle bu alanlarda yapılacak her türlü ölçekte imar planı ve imar planları tadilatı, bunlara bağlı her türlü tevhid, ifraz, terkin ve edinim ve muvaffakiyetlerin verilmesi ile devamında yapılacak inşaatların her türlü tapu kadastro işlemlerinin yapmaya, bu inşaatlar için her türlü sözleşmenin sonuçta her ortağa hisse başına en az 180 m2 brüt 2 daire düşecek şekilde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması veya alan için yapılan her türlü sözleşmeye izin vermeye yönetim kuruluna oy birliğiyle yetki verilmiştir. Bu kat karşılığı inşaat sözleşmesi için yönetim kuruluna pazarlık usulü ile sözleşme yapma yetkisi oybirliğiyle verilmiştir. İhale komisyonunun ve kabul komisyonunun yönetim kurulundan oluşmasına, ayrıca teknik ..ve kabul işlemleri için ayrıca bir müşavirlik firması ile ücreti mukabilinde sözleşme yapma yetkisi oybirliği ile yönetim kuruluna verilmiştir.” şeklinde karar alındığı,
31.03.2018 tarihli genel kurulda ise; 36 ortaktan, asaleten ve vekaleten 26 ortağın katılımı ile yapıldığı, hazirun cetveline göre davacıların bu genel kurul toplantısına katılmadığı, genel kurul gündeminin 8. maddesinde; “Kooperatif inşaatlarımızın çok katlı binalara dönülmesi hususunda yapılan çalışmalar ve bağlayıcı kararlar alınması ile ilgili hususun görüşülmesine geçildi. Yönetim kurulu Ramis Bayraktar arsalar hususunda ve yapılması ve takip edilecek yol haritası ile ilgili genel kurula bilgi verdi. Yapılan görüşmeler neticesinde 201 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 parsel, 202 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12 parsel, 204 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13,14, 15, 16, 17, 18, 19, 20 parsel, 205 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12 parsel, 206 ada 1, 2, 3, 4, 5,6, 7, 8, 9, 10 parsel, 207 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 parsellerde bulunan arsalar üzerinde yer alan kooperatife ait inşaatlarımızın kentsel dönüşüm, plan tadilatı gibi imar mevzuatı çerçevesinde yıkılacak arsa sahipleri müteahhit firma ile yapılacak kat karşılığı satış vaadi sözleşmesinde kooperatif hissesine düşen 9016,49 dan az olmamak üzere arsa payından her bir hisseye (paya) 2 adet daire verilecek şekilde sözleşme imzalamaya ve/veya ek sözleşme yapmaya mütcahhide yapım sözleşmesi vermeye, sözleşmeyi iptal etmeye sözleşmeleri noterden imzalamaya ve bu hususta yapılacak iş ve işlemleri yürütmeye yönetim kuruluna oybirliğiyle yetki verildi. Ayrıca kooperatif üzerindeki boş bulunan 201/2 parselde yer alan binanın 2018 yılı tahmini bütçesinde yer alıp kabul edildiği gibi asgari 700.000.TL. (yediyüzbin Türk lirası) başlayan artırma bedeli ile yeni ortak alınması hususunda yönetim kuruluna oybirliğiyle yetki verildi.” şeklinde karar alındığı anlaşılmıştır.
Kooperatif ortaklarının, yönetim kurulu kararlarına ve işlemlerine karşı doğrudan dava açabilmeleri için bizzat şahsi hak ihlalinin olması gereklidir. Ortağın şahsi hakkını bizzat ihlal etmeyen yönetim kurulu kararlarına veya işlemlerine karşı öncelikle genel kurula götürülmesi gerekmektedir. Buna göre dava konusu yapılan, çok katlı yapıya geçiş, 11.000 m2 arsa payının terki ve Kooperatife ait bir adet boş villanın satılmasına yönelik yönetim kurulu kararı ve işleminin davacı ortakların doğrudan şahsi hak ihlaline neden olan bir işlem olmadığı, dolaylı olarak etkileyen işlem olduğu, dava konusu yapılan bu yönetim kurulu kararlarının, 14.01.2017 tarihli genel kurul gündeminin 8. maddesinde ve 31.03.2018 tarihli genel kurul gündeminin 8. maddesinde karara bağlanan hususlar olduğu, buna göre iptale yönelik davanın, davalı kooperatifin 14.01.2017 tarihli ve 31.03.2018 tarihli genel kurul kararına karşı açılması gerektiği, davacıların söz konusu genel kurullarda alınan kararlara yönelik dava açmadıkları, yönetim kurulunun yaptığı işlemlerin, genel kurul kararlarının uygulanması olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, villadan çok katlıya geçiş kararında, davalı kooperatif yüklenicidir. Uzun yıllardır villalar bitirilememiş ve dolayısıyla arsa sahibine karşı yükümlülük yerine getirememiştir. Davalı kooperatifin arsa malikinin onayı ile kentsel dönüşümden istifade ederek villaların yıkılarak yerine çok katlı apartman inşaatı olarak müteahhide vererek, ortaklara 2 adet daire verilecek şekilde, inşaatlarını bitirmeye çalışmasında ortakların menfaatine aykırı bir durum olarak görülmemiştir. Kooperatif genel kurulunun iradesi bu yöndedir. Bu sebeple 25.09.2021 tarihli Genel Kurul öncesi alınan Yönetim Kurulu kararlarının hükümsüzlüğünün tespitine yönelik davacıların talebi yerinde görülmemiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53.maddesine göre genel kurul kararlarına karşı 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde iptal davası açılabileceği belirlenmiştir. Yasa da dava açma koşulları, dava açabilecek kişiler sayılmıştır. Kural olarak bir ortağın genel kurulda alınan kararın iptalini talep edebilmesi için 1163 sayılı Kooperatifler Yasasının 53/1-1 maddesi hükmü uyarınca, karara karşı red oyu kullanıp, muhalefet şerhini tutanağı yazdırması gerekmektedir
Yargıtay kararlarına göre; Kooperatif genel kurul kararı iptali davalarında sırasıyla, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, eğer dava süresinde açılmış ise bu sefer de dava açma hakkı bulunup bulunmadığı, dava açma hakkı bulunması halinde de, alınan kararın yasa, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı hususları incelenmesi gereklidir.
Bilirkişi raporundaki tespitlere ve Genel kurul tutanağı ve hazirun cetveline göre; 25.09.2021 tarihinde yapılan dava konusu genel kurulunda alınan kararların iptali için davanın 25.10.2021 tarihinde, 1 aylık yasal sürede açıldığı, davacıların, genel kurul toplantısına bizzat katıldığı ve gündemin 3-4, 5-6. maddesinin 2. paragrafı ve 7. maddelerinde alınan kararlara karşı red oyu kullanıp, muhalefet şerhi yazdıkları, bu kararlar yönünden dava ön şartının oluştuğu görülmüştür.
Bakanlık temsilcisinin katılımı ile yapılan dava konusu 25.09.2021 tarihli genel kurulda gündem maddelerini içeren genel kurula çağrının ortaklar listesine kayıtlı 34 ortaktan 21 ortağa 24.08.2021 tarihinde PTT aracılığıyla, 13 ortağa da 24.08.2021 tarihinde elden imza karşılığı teslim edildiği, genel kurula çağrı da yasa ve anasözleşmeye aykırı bir yön olmadığı, genel kurul toplantısına listeye kayıtlı 34 ortaktan 25 ortağın asaleten, 3 ortağın da vekaleten olmak üzere toplam 28 ortağın ve Bakanlık temsilcisinin katılımı ile yapıldığı, genel kurul toplantı nisabında anasözleşmeye aykırı bir durum olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu Genel Kurul kararı incelendiğinde; davacılar genel kurulda alınan kararların iptalini istemişse de; Gündemin 1, 8 ve 11. maddelerinde alınan karar olmadığı, 2, 5-6.maddenin ilk paragrafı, 9 ve 10. maddelerinde alınan kararların oy birliği ile alındığı, dolayısıyla bu maddelerin dava konusu olmadığı, gündemin 3-4, 5-6. maddesinin 2. paragrafı ve 7. maddelerinde alınan kararların dava konusu olduğu anlaşılmıştır.
Gündemin 3-4. Maddesi yönünden yapılan değerlendirme de; Davalı kooperatifin 2018-2019-2020 hesap yıllarının bir arada, tek genel kurulda görüşülmesine yönelik olarak, olması gerekenin her mali yılın genel kurulunun takip eden yılda yapılması olmakla birlikte, 3 yılın birleştirilerek yapılmasının tek başına iptali gerektirmediği, her mali yıla ait oylamanın ayrı ayrı yapılmış olması ve Ülkemizde de etkisini gösteren Covid-19 salgını nedeniyle her türlü toplantı ve faaliyetlerin ertelenmesi sebebi de birlikte değerlendirildiğinde davacıların buna dayalı iptal istemlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yönetim kurulunun ibrasının iptali isteminde dayanak olarak ileri sürülen kentsel dönüşümle çok katlı yapıya geçiş ve boş villa üyeliğinin 700.000.TL’dan az olmamak üzere devrine ilişkin işlemlerin, davalı kooperatifin 14.01.2017 tarihli genel kurul gündeminin 8. maddesinde ve 31 03.2016 tarihli genel kurul
gündeminin 8. maddesinde alınan kararlara istinaden yapıldığı, yönetim kurulunca bilançolar hakkında yasada belirtildiği şekilde bilgi verilmedi iddiası yönünden ise de, Ana Sözleşmenin 68. maddesi gereği bilanço ve gelir cetvellerinin genel kuruldan 15 gün öncesinde kooperatif merkezinde ortakların incelemesine sunulacak olması, genel kurulda da isteyen ortaklara dağıtılabileceği, genel kuruldan sonra da birer sureti genel kurul tutanağına ekli olarak Bakanlığa verileceğinden Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden her ortağın dilekçe ile temin edebileceğinden, ayrıca yönetim kurulunun kendi ibrasında oy kullanmayarak oy çokluğu ile ibra edilmesi, kooperatif yönetiminin kooperatifi zararlandırıcı bir eylemine veya bilançonun gerçeği yansıtmadığı vb. hususlara ilişkin somut bir iddia olmaması sebebi ile yönetim kurulunun ibrasına ilişkin genel kurul kararında yasa, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı bir durum olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu olan Gündemin 7. Maddesinde; “ortaklardan hisse başına tekrar aidat alınmamasına ancak daha önce tespit edilen aidatların gecikme cezaları ile birlikte tahsilatına” 2 red oyuna karşılık oyçokluğu ile karar verildiği, bu kararda eşitlik ilkesine aykırı bir yön olmadığı kanaatine varılmıştır.
Birleşen davanın da konusunu oluşturan Gündemin 5-6. Maddesinin 2. paragrafında karara bağlanan “şerefiye dahil en fazla ödeme yapan ortakların yaptıkları ödenmiş aidat olan 358.376.TL’ye eşitlenmesi” yönündeki kararda, davacıların red oyuna karşı muhalefet şerhlerinin bulunmadığı, birleşen davanın 1 aylık yasal süreden sonra açıldığı görülmüştür. Davacılar her ne kadar bu paragrafın karara sonradan eklendiğini, Genel Kurulda görüşülmediğini, butlanla malul olduğunu iddia etmişse de; bu konuda davacıların şikayeti üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07.03.2022 tarihli, 2021/237885 Soruşturma 2022/37256 Karar Sayılı Kovuşturmaya Yer olmadığına Dair Kararında: “Davacılar tarafından davalı kooperatif yönetim kurulu aleyhine yapılan şikayet sonucunda, 25.09.2021 tarihli genel kurul tutanağında herhangi bir karalama veya ekleme bulunmadığı, müştekilerin 2005 yılında üye oldukları kooperatifte şikayetlerine konu zarar gördüklerini iddia ettikleri, kooperatif kararlarının iptali için hukuk mahkemesine dava açtıkları, iddialarının cezai yönden suç oluşturmadığı, genel kurul toplantı tutanağının sahte olmadığı, orijinal imzalı olduğu, alınan kararların çoğunlukla alındığı anlaşılmakla kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildiği görülmüştür. Genel Kurula bakanlık temsilcisinin de katıldığı, tutanakta imzasının olduğu da gözetildiğinde bu yöndeki iddianın da ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davalı kooperatifin 25.09.2021 tarihli genel kurulda alınan dava konusu kararların iptaline ve butlan sebebi ile hükümsüzlüğün tespiti yönelik açılan asıl ve birleşen davaların reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Asıl Davanın REDDİNE,
a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 21,40 TL harcın davacılardan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
b)Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 9.200 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya ödenmesine,
c)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
2-Birleşen … 1. ATM’sinin 2021/758 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın REDDİNE,
a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 21,40 TL harcın davacılardan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
b)Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 9.200 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya ödenmesine,
c)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan…
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır