Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/612 E. 2022/883 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2021/612 Esas
KARAR NO : 2022/883

HAKİM : … …
KATİP …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 2/10/2021
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari bir faaliyet neticesinde davalının faturalara dayalı bakiye cari hesap nedeni ile davacıya 18.962,74 TL borcunun bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla davalının aleyhine başlatılan takipte borca ve tüm ferilerine itirazda bulunduğunu ve bu nedenle takibin durduğunu, takip açılış tarihine kadar olan 98,26 TL işlemiş faiz alacağından feragat ettiklerini, bu nedenle iş bu davada asıl alacak miktarı üzerinden harca esas değer beyan ettiklerini, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptal edilerek icra takibinin devamına karar verilmesi için bu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu belirterek davalı borçlunun … Esas sayılı takip dosyasındaki borca ve ferilerine yönelik yapmış olduğu itirazın iptal edilerek takibin 18.962,74 TL üzerinden devamına, davalı borçlunun itirazının haksız ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olması sebebiyle %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, ticari ilişkiye dayalı fatura alacağına ilişkin başlatılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Ankara 19. İcra Dairesi’nin 2020/8289 Esas sayılı dosyasının celbi sağlanmış olup Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından fatura dayanak gösterilerek başlatılan takipte davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Tarafların bağlı bulunduğu Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak davaya ve takibe konu faturaların BA-BS formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş gelen müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı vekiline Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222. Maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmek üzere süre verilmiş, davacı vekilinin müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişiyi bildirdiği, davalının usulüne uygun tebliğe rağmen defter ibrazına yönelik beyan dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan kayıtların neler olduğu, Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevapları da değerlendirilerek ve mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde rapor tanzim edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle; davacı yasal defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemelerde; taraflar arasındaki ilişkinin ticari bir faaliyet neticesinde 23/06/2020 tarihinde başladığının tespiti ile, bu ticari ilişkinin kapsadığı 2020 yılına ait defter, belge ve kayıtlar incelenmiş olduğunu, davacı defterlerinin E-Defter olarak tutulduğu, Noterlik tarafından tasdik edilmesi gereken envanter defterinin zamanında tasdik ettirildiği, defterlerde yer alan davaya konu alacağa ait; E-Defter beratlarının zamanında oluşturulduğu ve yevmiye kayıtlarının defter-i kebir kayıtları ile birbirini doğrular şekilde kayıt edilmiş olduğu, dosya kapsamındaki Vergi Dairelerinden gelen müzekkere cevapları ve yerinde görülen BA-BS formları esas alındığında; davalı ile davacıya ait 07/2020 ayı BA-BS formlarının birbirini doğruladığı, 06/2020 ayında aralarında 1 adet belge karşılığı KDV hariç 7.024,00 TL fark olduğunun görüldüğü ve davacı BS formundaki beyanının defter kayıt ve belgeleri ile uyumlu olduğu, davacı ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemelere göre; davacının davalıdan icra takibinin başlatıldığı 28/07/2020 tarihi itibari ile 2 Adet fatura karşılığı olan 18.962,74 TL bakiye alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
TBK’nın 89. Maddesi uyarınca davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazına itibar edilmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile ticari ilişkiye yönelik alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak hizmetin ifa edildiği davacı defterleri, fatura içeriğinden ve vergi dairesinden gelen BA/BS formlarıyla görüldüğünden, davalının ihtaratlı davetiyeye rağmen defter ibrazında bulunmadığı, 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile değişen HMK 222. Maddesine göre taraflardan birinin defter ibraz etmemesi halinde karşı tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerin lehine delil kabul edileceği anlaşıldığından, tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetin ifa edildiği, davacı tarafından ispat edilmiştir. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, takibe konu asıl alacağın davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2020/8289 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 18.962,74-TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 18.962,74-TL’nin %20’si olan 3.792,55-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.295,34-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 228,53-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.066,81-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 228,53-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 143,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.430,83TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

7-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Adalet Bakanlığı Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesinin 5.maddesine göre karar kesinleştikten sonra istek halinde taraflara İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza