Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/578 E. 2022/239 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/578 Esas – 2022/239
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/578 Esas
KARAR NO : 2022/239

HAKİM :….. …

DAVACI : …
DAVALI :….
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/10/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 13.04.2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 20.08.2019 tarihinde dava dışı sürücü …yönetimindeki diğer dava dışı Neziroğlu İnşaat Şirketine ait olan ve davalı … A.Ş. İle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunan … plakalı aracın, müvekkili Mustafa Tutmiç’in maliki olduğu dava dışı sürücü …yönetimindeki … plakalı araçla karışmış olduğu trafik kazası sonucu müvekkiline ait araçta meydana gelen bakiye hasar bedelinin ve yine müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin, temerrüt tarihi olan 16.09.2021 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını ve davanın öncelikle zaman aşımından dolayı reddi gerektiğini, işbu davanın hukuka aykırı şekilde belirsiz alacak davası olarak açıldığını, HMK 107. maddesinde belirtilen “objektif belirsizlik hali” bulunmadığından davanın hukuki yarar yokluğundan reddini, davacının mevzuata aykırı olarak dava açılmadan önce müvekkili şirkete başvuru şartını yerine getirmediğini, bu nedenle davacının hasar onarım bedeli taleplerine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılamadığını, hasar tazminatı talebinde, sigortalı aracın anlaşmalı onarım merkezinde onarılmış olması halinde uygulanacak parça, tedarik, işçilik bedellerine göre ödeme yapıldığını ancak davacı tarafından yapılan onarımın kazaya ilişkin olduğunu gösterir belge sunulmamış olmakla birlikte, hasar bedeli anlaşmalı olmayan ve hatta Bosna Hersekde bulunan tamirhane/özel serviste onarım yapılacak şekilde hesaplandığını ve anlaşmalı olmayan bir tamirhanede, parça tutarlarına iskonto uygulanmaksızın sözde yapıldığı iddia edilen onarıma ilişkin bedelin fiili ödeme günündeki kur üzerinden talep edilmesinin mümkün olmadığını ayrıca 31074 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” ile yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalar nedeniyle değer kaybı taleplerinin teminat kapsamı dışında bırakıldığını, bu nedenle davacının değer kaybı talebinin teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek öncelikli olarak davanın usulden reddini, aksi halde davanın esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLER
-Kusur Raporu :
-Yabancı dilde hazırlanmış belge örnekleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; trafik kazası sonucu oluşan hasar bedeli ve değer kaybının tazminine ilişkindir.
Davalı vekilince zamanaşımı itirazında bulunulduğu anlaşılmakta ise de; Davacı tarafça arabuluculuğa 13.08.2021 de müracaat edildiği, son tutanak tarihinin 30.09.2021 olduğu, b durumda arabuluculuk Kanunu 18/A-15 bendi uyarınca sürelerin duracağı gözetildiğinde, Arabuluculuğa başvuru tarihi itibariyle zamanaşımın dolmasına bakiye 7 günlük sürenin bulunduğu, bu 7 günlük sürenin 30.09.2021 sonrasına eklenmesi durumunda 08.10.2021 tarihinde zamanaşımı’nın dolacağı, eldeki davanın ise 07.10.2021 tarihinde açılmış bulunduğu anlaşılmakla davalı tarafın zamanaşımı itirazını reddetmek gerekmiştir.
Hukuk yargılamasında tasarruf ilkesinin sonucu olarak (m. 24), talep olmadan bir dava incelenemez ve taraflarca getirilme ilkesinin sonucu olarak da (m. 25) hâkimin vakıaları kendiliğinden araştırması veya delil toplaması söz konusu değildir. Ayrıca hâkim tarafların talepleriyle bağlıdır (m. 26). Bu sebeple, dava dilekçesi, yargılamayı başlatmakta, hem vakıalar hem deliller yönünden çerçevesini çizmekte ve davada incelenecek talep konusunu belirlemektedir. Bunları da doğrudan tarafın kendisi yapmak durumundadır. Tarafın bu konudaki ihmali, özensizliği ve eksikliğini tamamlamak mahkemenin işi değildir. Böyle bir durumda taraf, bu konudaki davranışlarının sonuçlarına katlanacaktır.( HMK Bakımından Dava Dilekçesinde Eksiklik Halinde Yapılması Gereken İşlemler, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, Özel Sayı 2014, s. 263-300 (Basım Yılı: 2015) Prof. Dr. Hakan PEKCANITEZ’e Armağan)
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda temelde iki yargılama usûlüne yer verilmiştir. Bunlardan birisi, Kanunun asıl yargılama usûlü olarak düşündüğü ve daha geniş uygulama alanı olan yazılı yargılama usûlü; diğeri ise, uygulandığı dava ve işlerin özel olarak belirtildiği basit yargılama usûlüdür. Dava dilekçesinin unsurlarını düzenleyen 119. madde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yazılı yargılama usûlünü düzenleyen üçüncü kısmının, dava açılmasına ilişkin birinci bölümünde yer almaktadır.
Basit yargılama usûlünde davanın açılması ise, bu usûlde dilekçelerin verilmesi kenar başlıklı 317. maddede düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında, dava açılması ve davaya cevap verilmesinin dilekçe ile olacağı belirtilmiş, ancak dilekçenin unsurları tek tek sayılmamıştır. Fakat, 322. maddede, basit yargılama usûlüne ilişkin hüküm bulunmayan hallerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu sebeple, 119. maddede belirtilen unsurlar, basit yargılama usulünde de geçerlidir. Hatta, basit yargılama usûlünün niteliği gereği, tarafın dava açarken yanlışlık yapmaması ve bir eksiklik olmaması için, dava (ve cevap) dilekçesinin Yönetmelikte belirlenecek formun doldurulması suretiyle de verilebileceği belirtilmiş (m. 322/4) ve Yönetmelikte de bu konu ayrıca düzenlenmiştir (Yön. m. 37). Bu düzenleme dahi göstermektedir ki, kanun koyucu yargılamanın sağlıklı yürütülmesi bakımından dilekçeye özel önem vererek, avukatla temsil ihtimalinin daha az olduğu basit yargılama işlerinde dava dilekçesinin eksiksiz olması amacıyla, bir form dilekçeye de yer
HMK m.121 maddesinde “Dava dilekçesinde gösterilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davalı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerinin dilekçeye eklenerek , mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yer alması zorunludur” hükmü yer almakta olup, aynı zorunluluk HMK m.129/2 hükmünün 121. maddeye yaptığı yollama neticesinde davalı bakımından da mevcuttur. Benzer nitelikteki bir hüküm basit yargılamaya ilişkin HMK 318 maddesinde yer almakta olup, HMK m.318 maddesinde ise “ Taraflar dilekçeleri ile birlikte , tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır.” hükmü yer almaktadır.
Aynı şekilde 6100 Sayılı H.M.K.nın 223. maddesinde; yabancı dilde yazılmış belgeye dayanan taraf tercümesini de mahkemeye sunmak zorundadır. Mahkeme kendiliğinden veya diğer tarafın talebi üzerine belgelerin resmi tercümesini de isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkememizce 08.10.2021 tarihli tensip tutanağı ile 20.12.2021 tarihli Ön inceleme duruşmasında davacıya 2 kez kesin süre verilmesine rağmen dava dilekçesine ek olarak yer alan yabancı dilde hazırlanan belgelerin tercümelerinin dosya içerisine sunulmadığı, HMK 94 maddesi uyarınca mahkememizce 2 kez verilen sürenin kesin süre olarak kabulü gerektiği ve anılan madde hükmüne göre de , süresi içinde işlemi yapmayan tarafın bu hakkının ortadan kalkacağı hususunun kanun hükmü gereği olduğu anlaşılmakla, mevcut delil durumu nazara alındığında ispat edilemeyen davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 526,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/04/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır