Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/535 E. 2022/160 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/535 Esas
KARAR NO : 2022/160

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – ……
DAVALI : … – …

VEKİLİ : Av. … …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili tarafından verilen 16.09.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin ticari faaliyeti bağlamında davalı tarafa 30.07.2017 tarihli, 107280 sıra nolu 63.720,00 TL, 30.06.2017 tarihli, 10781 sıra nolu 30.149.00 TL, 30.06.2017 tarihli, 107285 sıra nolu 97.909.91 TL meblağlı faturalar ile faturaya konu malların satışını yaptığını, fatura içeriği malların da satış mahallinde davalıya teslim edildiğini, ancak davalının anılan fatura bedellerini ödemediğini, faturaya bağlı alacağın tahsili için de Ankara …. İcra Dairesi’nin 2020/8549 esas sayılı icra dosyası ile talep etmiş ancak borçlu taraf vekili kanalı ile herhangi bir borçlarının olmadığından bahisle borca ve takibe küllen itiraz ederek takibin durdurulduğunu, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmama ile sonuçlandığını, açıklanan nedenlerle; itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talebi ile iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
SAVUNMA
Davalı vekili tarafından verilen 17.10.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacının ileri sürdüğünün aksine fatura konusu malların müvekkil şirkete teslim edilmediğini, satım akdinde alacaklı olduğunu iddia eden tarafın alacağını ispat edebilmesi için akde konu malın davalıya teslim edildiğini yazılı delille ispat etmesinin gerektiğini, faturanın tek başına malların teslim edildiği anlamına gelmeyeceğini, davacının faturaya ve icra takibine konu ettiği mallar müvekkil şirkete teslim edilmediğini, davacının elinde malları teslim ettiğine ve bu sebeple faturada yer alan miktarı talep etmekte haklı olduğunu gösterir imzası gerçek yazılı bir delil olmadığı için davacının icra inkar tazminatının da hukuka aykırı olduğunu, açıklanan sebeplerle; davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı aleyhine % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; faturaya dayalı alacak nedeniyle itirazın iptaline yönelik davadır.
Dava; faturaya dayalı alacaktan kaynaklanan itirazın iptaline yöneliktir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminata hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.05.2019 tarih ve 2017/19-823 Esas, 2019/553 E. Sayılı kararında ” faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.

Dosyamız arasına icra dosyası, tarafların BA ve BS formları, ticari defterler alınıp, incelenmiştir.
Dava konusu faturalar davalı ve davacı tarafından BA ve BS formları ile ilgili vergi dairelerine bildirilmiştir. Bu haliyle dava konusu fatura alacağının bulunduğu ve faturalara 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edildiğine dair yazılı delil sunulmadığından fatura münderecatının kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraf defterlerinin incelenmesinde özellikle davalı defterlerinde dava konusu faturaların defterlere işlenmiş olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından dava konusu faturalar iade edilmemiştir. Bu haliyle borcun varlığı sabittir. Konuya ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunda,
10/02/2022 tarihli bilirkişi raporundan özetle, Davaya konu – fatura ve fatura içeriklerine davalı şirketin 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı gibi yukarıda 14 ve 9/b maddelerinde ayrıntılı olarak arz ve izah edildiği üzere anılan faturaların davalı şirkete ait yasal defterlere kayıtlandığı ve ilgili vergi dairesine dönemi ve süresi içerisinde Form/ba beyannamelerinin verilmiş olduğu, KDV indirimine-mahsubuna konu edildiğinin bu çereçevede sabit olduğu, davaya konu 3 adet faturanın yasal defterlerine işlenmesinde her iki tarafça mutabık olunduğu, ancak: Davacı şirketin, kendi yasal defterlerine göre, davalı şirketten 93.869,00 TL lik alacağının görülmesine rağmen, Davalı şirketin, kendi yasal defterlerine göre ise; davacı şirketin alacak miktarının 191.778,91 TL olarak kayıtlandığı, aradaki farakın (191.778,91 TL — 93.869,00 TL — ) 97.909,91 TL olduğu, tespiti yapılan farkın ise 30.06.2017 tarihli, 97.909.91 TL miktarlı, 107285 sıra nolu fatura miktarı ile bire bir uyumlu olduğu, bir başka ifadeyle; anılan fatura miktarı kadar moblağın, davacı şirket kayıtlarına göre çek cirosu gibi işlem ile tahsiline özgü kayıt yapılarak alacak miktarının düşmüş olduğu, oysa; davalı şirket kayıtlarında, davacı şirkete anılan fatura tutarı kadar herhangi bir ödemeye ya da her hangi bir muhasebe kaydına rastlanmadığından, takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere işbu davaya konu fataruralara dayalı davacı şirketin davalı şirketten alacak miktarı konusunda: davacının defter kayıtlarının esas alınması halinde alacak miktarının 93.869,00 TL olduğu, davalının defter kayıtlarının esas alınması halinde ise alacak miktarının 191.778,97- TL olduğu, asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren fiili tahsil tarihi itibariyle hesaplanabilecek değişen oranlarda işleyecek faiz alacağının da oluşmuş olduğu, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Fatura içeriğine itiraz edilmeyerek kesinleşmesi, taraf defterlerinde dava konusu faturaların kayıtlı bulunması, BA ve BS formlarında faturaların ilgili vergi dairelerine bildirilmiş olması nedeniyle faturalardan kaynaklı davacının alacaklı bulunduğu anlaşılmıştır. Açık ve ayrıntılı bilirkişi raporu hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacak faturaya bağlı bulunması nedeniyle likit olup, icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;

1-Davanın KABULÜNE, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2020/8549 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 191.778,97-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına,
Takip çıkışının %20’si olan 38.355,79-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2–Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 13.100,42-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.847,04-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 11.253,38-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 21.875,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 1.847,04-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 4,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.910,34.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2022

Katip … Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR