Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/529 E. 2022/185 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/529 Esas – 2022/185
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/529 Esas
KARAR NO : 2022/185
HAKİM :…
KATİP :…
DAVACI …
DAVA : İtirazın İptali (Sigortacının kendi sigortalısına Rücu)
DAVA TARİHİ : 14/09/2021
KARAR TARİHİ : 14/03/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 15.03.2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Rucuen tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının maliki olduğu …plaka ile şirketlerine sigortalı araç ile 22.09.2020 tarihinde vuku bulan trafik kazası sonucu … plakalı aracın hasar masraflarının müvekkili şirketçe ödendiğini, kaza sırasında sigortalı ticari aracı kullanan kişinin 65 yaş üzeri olması nedeni ile müvekkili şirketin ödemiş olduğu tazminatı rücuen talep tahsil hakkı doğduğunu, bu nedenle Ankara … İcra Dairesinin 2021/10132 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlattıkları takibin davalının itirazı sonucu durduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptalini ve %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunulmamış, duruşmalara iştirak edilmemiştir.
DELİLLER
-Kaza Tespit Tautanağı
-Hasar ve Poliçe dosyası
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; ZMSS genel şartları gereğince, davacı sigorta şirketi tarafından davalı sigortalısı aleyhinde itirazın iptali şeklinde açılan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Trafik Sigortası Genel Şartları gereğince sigorta şirketinin, sigortalısına rücu etme hakkının bulunduğu durumlarda, zarar sigortalı (işleten) tarafından karşılanmış ise sigortalı yapmış olduğu ödemeyi sigortacısından rücuen talep edebilecektir. Ne var ki bu tür davalarda haklılık durumu, sigorta şirketinin sigortalısına rücu etme hakkının bulunup bulunmadığına göre belirlenmelidir.
Buna göre; Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı “B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, …………………………..” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir.
İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Davacı sigorta şirketinin rücu isteminin dayanağı olan Sigorta Genel Şartlarında “Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise…” sigortacının rücu hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak aranan kusurun, asli kusur değil, kasta yaklaşan bir kusur olması gerekmektedir. HGK’nun 10/12/2003 gün, 2003/11-756-743 sayılı ilamında da bu husus“ ağır kusurda, hal ve şartların yüklediği özen gösterme ve tedbir alma ödevlerine veya bir hareket tarzı emreden kurallara tam bir aldırmazlık söz konusudur. Ağır kusur bağışlanması kesinlikle olanaksız olan irade eksikliği esasına dayanır.” şeklinde açıklanmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki TBK.74 maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır.
HMK 266 madde hükmüne göre ise; kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları gözönüne almalıdır.
Tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
Davacı vekilince tanzim olunan dava dilekçesinde, davalının ağır kusuruna dayanılmaksızın, yalnızca sürücünün yaşına atıfta bulunulmak suretiyle dava açıldığı anlaşılmış ise de; davacı vekilince ön inceleme duruşmasında bu husus somutlaştırılmak suretiyle, davalının ağır kusuruna dayanılmak suretiyle eldeki davanın açıldığı belirtilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut kaza tespit tutanağına göre; kazanın davalı şirkete ait kamyon sürücüsünün, kamyonun arka kapağını kapatmaması nedeni, kamyonun hareket ettikten sonra açık kalan arka kapağın, 16 H 7778 plakalı aracın ön camına çarpması neticesinde meydana geldiği anlaşılmakta olup, kazanın oluş şekline ilişkin olarak da davacı vekilince başka bir hususun da ileri sürülmediği anlaşılmasına göre, mahkememizce yapılan değerlendirmede, davalı şirkete ait araç sürücüsünün kusurlu olmakla birlikte, eyleminin kasıt veya ağır kusur kapsamında değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 149,17 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 68,47 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
5-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14.03.2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır