Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/424 E. 2021/727 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/424
KARAR NO : 2021/727

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … …

DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … -….

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 26/06/2015
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH: 08/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; davalı kooperatifin üniversite menfaatine faaliyet göstermek amacıyla kurulduğunu, ancak son yıllarda özel bazı kişilerin yönetime girerek üniversite ve mensuplarının menfaatlerinin hiçe sayıldığını, üniversite aleyhine kooperatif tarafından birçok dava açıldığını, suç duyurusunda bulunulduğunu, 27/02/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6525 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 9. maddesiyle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nu eklenen ek 4 madde ile; “Üniversiteler bu Kanun’un 9. maddesine göre ortak oldukları kooperatiflerin yönetim kurullarında üye tam sayısının çoğunluğunu geçmemek üzere üye bulundurabilirler. Bu hakkını kullanmak isteyen üniversiteler, yönetim kurulu üyelerinin seçileceği genel kurula adaylarını önerir. Genel kurul, bu şekilde seçilecek üyeleri üniversitelerce önerilen adaylar arasından seçer. Bu şekilde seçilen yönetim kurulu üyeleri genel kurul tarafından seçilen diğer üyelerin hak, yetki ve görevlerini haizdir. Üniversiteler, bu üyelerin kooperatif yönetim kurulu üyesi sıfatıyla işledikleri fiillerden ve yaptıkları işlemlerden dolayı kooperatife ve onun alacaklılarıyla ortaklarına karşı sorumludur. Üniversitenin rücu hakkı saklıdır.” hükmünün getirildiğini, getirilen bu hükümle üniversitelerin ortak olduğu ve üniversitelerin ve öğrencilerin yararına kurulmuş olan kooperatiflerde ilgili üniversitenin etkin ve yetkin olmasının amaçlandığını, aynı Kanun’a eklenen geçici 5. madde ile bu Kanun’un ek 4 maddesine göre “…. ortağı olduğu kooperatifin yönetim kurulunda üye bulundurmak isteyen üniversitenin kooperatife yazılı talebini izleyen 2 ay içinde toplanacak şekilde genel kurul, yönetim kurulunca toplantıya çağrılır. Bu süre içinde genel kurul toplanamadığı takdirde ilgili üniversite tarafından Bakanlığa yapılacak başvuru üzerine genel kurulu çağrı yetkisi başvuru sahibine verilebilir. Bu toplantı gündeminde, kooperatif ana sözleşmesinin bu Kanun’un ek 4. madde hükmüne intibakının ve yönetim kurulu üye seçiminin bulunması zorunludur. Mevcut yönetim kurulu üyelerinin görevi bu genel kurulun toplantı tarihinde sona erer.” denildiğini, yapılan bu kanun değişikliğinin amacının üniversitenin ortak olduğu kooperatiflerinin genel kurullarının bir an önce yapılması ve yapılacak yönetim kurulu seçiminde de üniversitenin önereceği adayların yönetim kuruluna seçiminin sağlanması olduğunu, 14/05/2014 tarihinde yapılan genel kurulda kanun değişikliğinin yerine getirilmeyerek üniversite ve koopreatif aleyhine karar alındığını, yapılan genel kurul kararlarına karşı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/403 esas sayılı dosyasında genel kurul kararlarının iptalinin istendiğin, yargılamanın devam ettiğini, 16/06/2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda yapılan değişiklik gereği gerçekleştirilmiş olmasına rağmen kanun değişikliğinin dikkate alınmadığını ve hukuka aykırı olarak alınan kararların 17/06/2015 tarihinde tescil edildiğini, muhalefetin tutanağa geçirildiğini, 16/06/2015 tarihli genel kurulda alınan kararlarla ilgili öncelikle icranın geri bırakılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve genel kurulda kanunun emredici hükümlerine aykırı bir şekilde alınan kararların ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili savunmasında özetle; İptali istenen kararların alındığı genel kurulun tutanağı incelendiğinde davacı üniversite adına genel kurula katılmış olan Rektörün dava açacağına ilişkin herhangi bir şerhi ya da muhalefet dilekçesinin yer almadığını, sadece ret oyu kullandığını, bunun dava açmak için yeterli olmadığını, davacının iddiasının aksine müvekkili kooperatifin 6525 sayılı Yasa’ya uygun davranarak her türlü intibak sağlayıcı işlemi zamanında gerçekleştirdiğini, kooperatifin 6525 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren ana sözleşmenin yasaya uyumu için yönetim kurulu kararı alarak sözleşme değişikliği kararı aldığını, Bakanlık’tan ön izin alındığını, 14/05/2014 tarihinde yapılacak genel kurulun gündemine yönetim kurulunun gündemini de koymak suretiyle kanunun gereklerinin yerine getirildiğini, ana sözleşme değişikliğinin kabul edildiğini ve tescil edildiğini, yasanın TBMM’de kabul tarihinin 20/02/2014 olup Cumhurbaşkanı’nın onay tarihinin ise 26/02/2014 olduğunu, yasal düzenlemeden hemen sonra Cumhurbaşkanlığı’nca onaylanmasından önce 31/12/2013 tarihinde ortaklardan birine ait payın Balkan Üniversitesi adlı üniversiteye devredildiğinin iddia edildiğini, kooperatifin üniversiteler dışındaki tüm ortaklarının Gazi Üniversitesi öğretim üyeleri ve mezunlarından oluştuğunu belirterek davanın öncelikle usul yönünden, sonra da esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

3.Mahkememizin 2015/399 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen 15/11/2017 tarihli kararda; Dosyaya kazandırılan bilirkişi raporuna göre davanın süresinde açıldığı, davacının dava açma hakkının bulunduğu, iptale konu kararların yasaya, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı bir yön içermediği anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir.

4. Davacı vekili başvurusu sonucu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …Dairesi’nin 24/03/2021 tarih 2018/777 E. 2021/490 K. Sayılı İlamında; “HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli olmakla hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.

5-Davacı vekili başvurusu sonucu Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 23/06/2021 tarih 2021/4572 E. 2021/2968 K. Sayılı ilamında; “davacı vekili 11.06.2021 havale tarihli dilekçesi ile davadan ve temyiz isteminden feragat etmiştir. Davadan feragat, 6100 sayılı HMK’nun 311 inci madde hükmü uyarınca, kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu gibi, aynı Kanun’un 309/2 nci maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmamaktadır. Öte yandan, aynı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca davadan feragat, karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür. 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 29’uncu maddesi ile HMK’nın 310’uncu maddesine eklenen 3’üncü fıkraya göre, ‘‘Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir” hükmünü içermektedir. Bu itibarla, davacı şirketler yetkilisinin davadan feragatin az yukarıda açıklanan etkisi de gözetilerek davacı vekilinin davadan feragat iradesine öncelik tanınıp, gerekli araştırma yapılarak bu husus ile ilgili ek karar verilebilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.

6.Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, 16/06/2015 tarihli genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.

Temyiz incelemesi aşamasında davacı vekili 11/06/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, dosyaya sunduğu vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.

HMK’nin 5. Kısım 3. Bölümünde yer alan ve davaya son veren taraf işlemlerinden olan feragat, 6100 sayılı HMK’nin 311/(1). maddesi hükmü uyarınca, kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu gibi, aynı Kanun’un 309/(2). maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmamaktadır. Öte yandan, aynı Kanun’un 310/(1). maddesi uyarınca davadan feragat karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür. Bu sebeple davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davanın FERAGAT SEBEBİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ne göre hesaplanan 4.080.- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek, davalıya ödenmesine,
5-HMK 333. maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesini müteakip yatırana iadesine,

Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 gün içerisinde Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)