Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. …6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/380 Esas – 2022/457
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/380 Esas
KARAR NO : 2022/457
HAKİM …
KATİP :….
DAVACI :….
DAVALI : …
DAVA : itirazın iptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2021
KARAR TARİHİ : 13/06/2022
G.K.YAZILDIĞI TARİH : 14.06.2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin şahıs şirketi olarak kendi üzerine kayıtlı iş makinesi ile davalı firma adına Angora Bulvarı üzerindeki …Gazi Uyum Evi Yol-Asfalt Projesinde çalıştığını ve çalışmasının karşılığı olarak davalı firmaya 5 adet fatura gönderdiğini, davalı tarafından bu faturaların hiçbirisine itiraz edilmemiş ve ticari kayıtlarına da işlendiğini, faturalara karşılık bir kısım ödemede bulunulduğunu, bakiye 31.563,26 TL’nin ödenmemesi üzerine …25. İcra Müdürlüğünün 2021/5270 Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalı tarafça takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamını, davalının itirazının kötü niyetli olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ancak cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER
-…25.İcra Md.2021/5270 E.sayılı dosya örneği
-Fatura örnekleri
-Vergi Dairesi yazı cevabı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkindir.
6100 sayılı yasanın 5. Maddesine göre; Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ayrımı kaldırılarak görev ilişkisi kurulmuştur. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre; Ticaret Mahkemelerinin görev alanına, her iki tarafın ticaret işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan kaynaklanan davalar girmektedir.
Bu noktada , ticari dava ile ticari iş ayrımına dikkat çekmek gerekmektedir, zira, ticari iş kavramı ile ticari dava kavramı birbirinden farklı olmaktadır.
Ticari dava TTK 4. maddede tanımlanmıştır. Madde metninde, ticari iş değil, ticari dava kavramı kullanılmış ve tarifi yapılmıştır. Buna göre, Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren ticari davalar, her iki tarafın tacir olmaları koşulu ile, ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan oluşmak durumundadır.
TTK’nın 3.maddesinde ise “Bu kanunda düzenlenen hususlarla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi yer almakta olup, aynı yasanın 19/2 maddesinde ise, “Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılır. ” hükmü bulunmaktadır. Dolayısıyla, her ticari dava, ticari iş içermekte ise de, her ticari iş, ticari dava niteliğinde değildir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkememizce vergi dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapla, davalının işletme defteri tuttuğu belirtilerek, müzekkere ekinde hasılat durumunu gösterir belge örneklerinin mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 23.11.2021 tarihli beyan dilekçesi ile müvekkilinin defter tutma yükümlülüğü bulunmadığını belirtmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun [TTK] 11’inci maddesine göre, “ticari işletme”, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı (02.07.2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 192’nci maddesiyle burada yer alan “Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir” ibaresi “Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir” şeklinde değiştirilmiştir) kararıyla belirlenir.
TTK m.12 uyarınca, bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye “tacir” denmektedir.
TTK m.15 uyarınca, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.
5362 No lu Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. Maddesinde Esnaf ve sanatkâr: İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler, olarak tarif edilmektedir.
5362 No lu Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. Maddesinde belirtilen işletme hesabı esasına göre deftere tabi kimselerin kimler olabileceğini görmek için Vergi Usul Kanunu’nun İkinci Sınıf Tüccarlar başlıklı 178. Maddesine bakmak gerekmektedir. 178/1 maddeye göre Vergi Usul Kanunu’nun 177. Maddesine yazılı bulunan 1. Sınıf tüccarların dışında kalan tüccarlar 2. Sınıf tüccardırlar. Bunlar İşletme Hesabı esasına göre defter tutarlar. Bunlar 2015 yılı için belirlenen kriterlere göre;
1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 160.000,00 TL veya satışları 220.000 –TL’yi aşanlar,
2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 88.000 –TL’yi aşanlar;
3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 160.000 –TL’yi (2020 yılı İçin 280.000,00 TL, 2021 yılı için 300.000,00 TL , 2022 yılı için ise 400.000,00 TL ) aşanlar; Birinci sınıf tüccardırlar. Bunların dışında kalanlar ise 2. Sınıf tüccardırlar ve işletme hesabı esasına göre defter tutarlar.
2007/12362 sayılı Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının “Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayicinin ayrımı” başlıklı 1 inci maddesine göre;
“(1) 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63 üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 12’nci ve 17’nci maddelerinin uygulaması bakımından;
a) Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazetede yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177’nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkârlar odalarına kaydedilmeleri…..kararlaştırılmıştır.”
Dolayısıyla 2.sınıf tüccar olunsa dahi 2007/12362 sayılı Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının “Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayicinin ayrımı” başlıklı 1 inci maddesinin (a) bendine göre (1) ve (3) numaralı bentlerdeki nakdi limitlerin yarısı, (2) numaralı bentte yazılı nakdi limitin tamamını aşmayan gelire sahip kişilerin ise esnaf ve sanatkar sayılması gerekmektedir.
Dava mutlak ticari dava değildir, davalı şirket tacir olmakla birlikte, davacı tacir sıfatına sahip bulunmamaktadır. Bu durumda mahkememizin görevli olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu anlaşıldığından (Benzer mahiyette Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 22/03/2017 Tarih, 2017/148 Esas, 2017/899 Karar, Yargıtay …Dairesi’nin 30/09/2016 Tarih, 2016/12927 Esas, 2016/17597 Karar Sayılı ilamları) davanın görev nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli …NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde …Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
E imzalıdır
Hakim…
E imzalıdır