Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/36 E. 2021/957 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/36 Esas
KARAR NO : 2021/957

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : … – …

VEKİLİ : Av. … ….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı Vekili Av. … tarafından Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan 18/01/2021 tarihli Dava Dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketten 20/10/2017 tarihinde 720 adet ve 11.485,81 TL tutarlı, 19/12/2016 tarihinde 480 adet ve 10.769,52 TL tutarlı PHF-05012 antifriz kırmızı organik 3 lt -45 derece adlı ürünleri satın aldığı, söz konusu antifrizlerin asit oranının normalden çok daha fazla olduğu, bu nedenle bu antifrizlerin kullanıldığı radyatörlerde kaçaklara, silindir kapaklarında çürümelere, paslanmalara, oksitlenmelere, devir daim su pompalarında ve hortumlarında hasarlara neden olduğu, bunların sonucunda müvekkilin müşterilere sattığı ürünlerde iadeler olduğu ve müvekkilin müşterilerin nezdinde ticari itibarının zedelendiği, hasarlı araç parçalarının müvekkilin kendi bütçesiyle tamir ettirildiği, akabinde davalı şirkete bildirimde bulunulmuş ise de davalı şirket tarafından, satılan ürünlerin gizli ayıplı olduğunun kabul edilmediği, müvekkilin zararının giderilmediği, satın alınan antifrizlerin ayıplı olduğu ve müvekkilin zarara uğratıldığının tespiti için Trabzon …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/8 Değişik İş sayılı dosyasıyla bilirkişi raporu aldırıldığı, raporda satın alınan antifriz dolayısıyla 15.903,76 TL, hasar gören motor ekipmanları nedeniyle ise de 16.981,72 TL maddi zarar kaybı olacağının tespit edildiği, mevcut tespit raporu ile davalı şirkete Yomra 2. Noterliğinin 11/11/2019 tarih ve 5225 yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek zararın giderilmesinin talep edildiği, buna rağmen davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı tarafın temerrüde düşmesi akabinde …İcra Müdürlüğünün 2019/36124 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının yetki ve görevli mahkeme itirazı üzerine dosyanın Ankara İcra Dairelerine gönderilerek Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2020/2294 Esas numarasını aldığı ve davalıya işbu dosya üzerinden yeniden ödeme emri gönderildiği, davalının dosyaya itiraz ederek takibin durdurulmasına sebep olduğunu, davalı tarafın haksız, dayanaktan yoksun ve mesnetsiz itirazları neticesinde …Arabuluculuk Bürosunun 2020/46282 sayılı dosyasıyla arabuluculuk yoluna gidildiği, ancak görüşmelerde davalı taraf nedeniyle anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafın sırf sürüncemede bırakmak amacıyla kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiği, yapılan itirazın müvekkilin alacağına ulaşmasını geciktirmek ve takibi sürüncemede bırakmak amacıyla yapıldığını belirtilerek davalı borçlunun itirazının iptali ve fazlaya dair her türlü hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla takibin Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2020/2294 Esas sayılı dosyası üzerinden devamı, davalının %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep etmiştir.
Davacı Vekili Av. … tarafından Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan 15/03/2021 tarihli Cevap Dilekçesine Karşı Beyan Dilekçesinde özetle; davalı şirketin her ne kadar husumet itirazında bulunmuş ise de dava konusu ürünlerin satışından kaynaklı oluşacak zararlar nedeniyle üretici firma ile satıcı firmanın müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, dolayısıyla davalını bu itirazının yersiz olduğunu, dava konusu antifrizlerin gizli ayıplı olduğu, bu hususun aldırılan tespit raporu ile de ispatlandığı, ürünlerin ayıplı oldukları öğrenildikten sonra makul süre içerisinde davalı firmaya bildirim yapılmış olması nedeniyle zaman aşımının işlemeyeceğinin açık olduğu, zira gizli ayıplı ürünlerin söz konusu olması durumunda zaman aşımı mefhumundan bahsedilemeyeceğini, davalı firmanın “bildirim yapılsaydı ödeme yapılırdı” şeklindeki beyanına karşın söz konusu ürünlerle ilgili davalı firmaya defalarca telefon ile ulaşıldığı ve resmi yollarla bildirim yapıldığı ancak davalının olumlu bir dönüş yapmadığı, kaldı ki arabuluculuk aşamasında da davalı firma ile anlaşma sağlanamadığı, davalı tarafından tespit raporunun tebliğ edilmediğinden bahisle geçersiz olduğu iddia edilmiş olsa da raporun usulüne uygun olarak tebliğe verildiği, tebligat her ne kadar geri iade dönmüş olsa da rapor aldırtıldığı hususunun davalı firma tarafında öğrenildiği, raporun tebliğe çıkarıldığı adresin davalı firma yetkilisi İlyas Uyanık’ın vekaletname verirken noterliğe bildirildiği adres olduğu, buraya gönderilen tebligatın çalışanın beyanıyla şirketin tanınmadığından bahisle iade edildiği, dolayısıyla gelen tebligatın firma yetkilisi tarafından öğrenilmiş sayılacağı, dava konusu antifrizlere ilişkin olarak tespit raporu aldırıldığı hususunun davalı firmaya gönderilen ihbarnamede de açıkça belirtildiği, buna rağmen davalı firma tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı, dolayısıyla davalı firmanın tespit raporunun aldırıldığını işbu dava açılmadan önce öğrendiğini ve itiraz etmeyerek mezkur raporu örtülü olarak kabul ettiği, talep sahibinin haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunan hallerde, karşı tarafa tebligat yapılmaksızın da delil tespitinin yapılabileceği, (HMK 403/1) belirtilerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile delillerinin toplanarak davanın kabulüne ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı Vekili Av. … tarafından Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan 23/02/2021 tarihli Dilekçede özetle; Davalı müvekkil şirketin dava konusu antifrizlerin üreticisi olmadığı, sadece pazarlamasını yaptığı, üretici firmanın Schutz Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, bu nedenle davanın üretici firma olan şirkete yönetilmesi gerektiği, husumet itirazında bulundukları, taraflar arasındaki satışın her iki tarafında tüccar olduğu bir satış olduğu, ticari satımlarda ayıptan doğan hakların kullanılabilmesi için TBK 231/1 maddesi gereğince, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü davanın satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yılı geçmekle zaman aşımına uğrayacağı, davacı yanın antifrizlerin ilk partisini dilekçesinde de belirttiği gibi 19/12/2016 tarihinde teslim aldığı, ikincisini ise 20/10/2017 tarihinde teslim aldığı, davacının ayıp halinde kendisi için doğan seçimlik haklarını teslim aldıktan sonra 2 yıl içinde kullanmadığı, bu süre içinde bir ayıp ihbarında bulunarak, seçimlik hakları içinde yer alan TBK 227 maddesinde belirtilen haklarını kullanmadığı, bu sebeple süresi 231/1 hükmü gereğince süresi içerisinde açılmayan davanın zaman aşımına uğradığı, bu nedenle reddi gerektiği, taraflar arasında ticari satışa konu olan antifriz satışının, TTK 18/2 maddesinde belirtilen, her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi koşulu çerçevesinde teslim tarihinden itibaren 8 gün içinde kontrolünü yaptırmakla yükümlü olduğunun açık olduğu, davacının bu süreç içinde herhangi bir ayıp tespitinin olmadığı, dava dilekçesinde, teslim tarihinden 2 yıl geçtikten sonra …2. Sulh Mahkemesinde yaptırıldığı söylenen tespitin hukuken geçersiz olduğu, ticari işin niteliği gereği bu tespitin tarafların katılımı ile yapılması, bu konuda satıcı davalı şirkete uyarı yapılması, hatta üretici firmanın konudan haberdar olmasının zorunlu olduğu, bilirkişiye tespit için verilen antifrizin kimin üretimi olduğunun belli olmadığı, numune alırken 3 adet alınması gerektiği, birinin alıcıda, diğerinin satıcıda kalacak şekilde mühürlenmesi gerektiği, üçüncünün de bilirkişiye verilerek objektif tespit yapılması gerektiği, hatta en önemli hususlardan birinin de verilen raporun üretici firmada tutulan şahit numunesi ile karşılaştırılması gerektiği, bunlara dikkat edilmeden tek yanlı ve ehil olmayan yerlerde kimden alındığı belli olmayan malla yapılan tespitlerin hukuken hükümsüz olduğu, davacı tarafından 2016 ve 2017 yıllarında davalıdan ticari olarak alınan antifrizlerin kullanıldığı araçlara zarar verdiğinden söz edildiği, ancak bunlara ilişkin somut bir tespit sunulmadığı, oysaki böyle bir somut durum ortaya çıktığında durumun davalı firmaya derhal bildirerek basiretli tüccar olarak ayıplı mal halinde davacının seçimlik haklarını kullanabileceği, davalı firmaya bu ürünleri iade edebileceği, bilirkişi raporunda somut bir zarardan söz edilmediği, varsayım ile zarar tespiti yapıldığı, bu nedenle gıyaplarında yapılmış olan bu raporun davada delil olarak kullanılmasına itiraz ettikleri, zaman aşımı süresi dolduktan sonra davalı yanın ve üretici firmanın gıyabında yapılan tespitlere itiraz ettikleri, bu tespitlerin satılan mallar için yapıldığının dahi belli olmadığı, yapılan tespitin Türk Standartları Enstitüsünün belirlediği ölçümlere uygun yapılmış tespitler olmadığı, dava konusu alanda 23 adet testin mümkün olduğu, davacı tarafından belirtilen pH değerlerinin de bölgeden bölgeye değişen değerler olduğu, bu nedenle davalı firmadan alınmış ve şahit numuneleri ile karşılaştırılmış, tarafların katılımı ile yapılmış bir tespitin hukuken geçerli olması gerekirken bunlara aykırı şekilde gıyapta yaptırıldığı belirtilen tespitlerin davalı yanı bağlayıcı olmadığı, müvekkil davalının satışını yaptığı antifrizlerden davacının aldığı 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin satışlarda hiçbir şikâyetle karşılaşmadığı, aynı üretim içinde de herhangi bir şikâyet gelmediği, alıcının ayıp nedeniyle zarara uğradığı iddia ettiği satışların yapıldığı tarihin 19/12/2016 ve 20/10/2017 iken ihtarın yapıldığı tarihin 11/11/2019 olduğu, davacının dava konusu ettiği ürünü iki defa ve 10 ay arayla satın aldığı, bahsedilen ürünün ayıplı olması durumunda 10 ay içerisinde ikinci siparişe kadar ürünün kusurunun fark edilmesi gerektiği, davacının tamamen kötü niyetli olarak davalının itibarına zarar vermek amacında olduğu, ortada ayıplı bir mal olmadığı, davacının bu yöndeki iddiasını 8 gün içinde ispatlamadığı, iki yıl sonra tespit yaptırmış olsa dahi bunu bile yasanın belirttiği gibi derhal davalı yana bildirmediği, davacının 25/05/2018 tarihinde tespit yaptırdığını belirtip bunu bile Yomra 2. Noterliğinden 11/11/2018 tarihinde gönderdiğini açıklamakla ayıplı mal hakkında zorunlu olan yaptırımlara uymadığını ikrar etmiş olduğu, bu nedenle ayıba karşı tekeffül süresinin de geçmiş olduğunun açık olduğu, hususları belirtilerek masraf, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; ayıplı mal satışı sebebi ile itirazın iptaline yöneliktir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminata hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
İcra dosyası ile tespit dosyası dosyamız arasına alınıp, incelenmiştir. Davacı, davalı şirketten 19.12.2016 ve 20.10.2017 tarihlerinde işletmesinde satmak üzere 480 adet ve 720 adet 3 litrelik -45 dereceye kadar donmayan, kırmızı renkli organik antifiriz satın almıştır. Satıma ilişkin faturalar tespit dosyası ekinde olup, taraflar arasında dava konusu antifirizlerin davalıdan alındığı sabittir. Davacının müşterilerinden antifirizin belirtilen özellikleri taşımadığı, bu nedenle araçlarının zarar görmesi araçlara ait fotoğraflar ve tamir evraklarının şikayet yoluyla davacıya ulaştırılmış, davacı da ilgili antifrizler üzerinde …2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/36 D.iş dosyası ile tespit yaptırılmıştır. Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda “2018 yıllarında muhtelif firmalardan tespiti isteyen tarafından silindir kapağı satın alındığı, Ford Otosan firması tarafından düzenlenen incele frmunda silindir kapağı incelemesi sonucu kapağın soğutma suyu kanallarında dökülmeler olduğu, nedenin soğutma suyunda kimyasal madde kullanılmış olması olduğu, tespiti isteyen tarafından AYT otomotive 2 adet silindir kapağı ve devirdaim iade faturası kesildiği anlaşılmıştır. Dava dosyasında bulunan ve davaya konu PHF-05012 antifriz kırmızı 3 lt-45 C ve PHF-05003 Antifriz mavi antifrizlerin tespiti isteyen …tarafından 25.05.2018 tarihinde Castrol Labcheck labaratuarında yapılan uygunluk testlerinde iki antifrizin de PH seviyelerinin 5,75 ve 5,84 olarak çıktığı dikkate alınırsa normade bir antifrizin PH değerinin 8 ile 14 arasında olması gerektiği ve raporlara göre dava konusu antifrizlerin bu raporlara göre uygun olmadığı, PH düzeyindeki uygunsuzluk nedeni ile karşı taraftan satın alınan dava konusu PHF-05012 Antifriz kırmızı 3 LT-45C ve PHF05003 Antifriz mavi ürünlerinin beklenen faydayı sağlamadığı, dava konusu antifrizlerin gizli ayıplı olduğu kanaatinde olduğunu, motor parçaları üzerinde yapmış olduğu tespitte motor bloğu su kanallarında, radyotörlerde ve devirdaimde korozyon ve oksitlenmenin oluşarak hasar meydana geldiği, antifriz bedellerinin 15.903,76.TL, Motor parçalarının 16.981,72.TL olduğu yönünde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu “Madde 219- Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” hükümlerini haizdir. Davalı tarafından dava konusu ürünlerin davacıya satıldığı dosyaya sunulan faturalar ile sabittir.
Satılan ürünlerin, satıcı tarafından belirtilen ve ürün üzerinde belirtilen özellikleri taşımadığı, antifrizin araçlarda kullanılması ve üzerinden belli bir sürenin geçmesinden sonra anlaşılabilir. Çünkü araçlarda meydana gelen korozyon zamanla oluşabilecek bir olgudur. Bu durum ise gizli ayıp niteliğindedir. Ürünlerin belirtilen nitelikte olmadığı ancak kullanılan araçların arıza yapması neticesinde anlaşılabilmiştir. Araçların arızalanmasına davalının sattığı ürünler sebebiyet vermiştir. Satılan ürün bedelleri ile bu nedenle araçlarda meydana gelen zararlardan da davalıyı sorumlu tutmak gerekmiştir.
Konuya ilişkin mahkememiz tarafından da bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi de aynı yönde rapor vermiştir.
15/07/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle, normal şartlar altında araçlar için kullanılan antifrizlerin pH değerlerinin ideal olarak 8 ila 10 arasında olması gerekirken davaya konu “PHF-05012 Antifriz Kırmızı 3 Lt -450C” ve “PHF-05003 Antifriz Mavi 3 Lt -450C” antifrizlerin pH seviyelerinin sırasıyla “5,75” ve “5,84” çıktığı, bu nedenle davalı taraftan alınan bu ürünlerin kendilerinden beklenen faydayı sağlayamadığı, ürünlerin gizli ayıplı oldukları, 2016 ve 2017 yıllarında satın alınan antifrizler için davacı tarafından davalıya toplamda 17.544,23 TL ödendiği, bu doğrultuda davacının söz konusu antifrizler nedeniyle uğradığı maddi zarar kaybının 17.544,23 TL olduğu, davaya konu yüksek asit seviyesine sahip antifrizlerin kullanılmasının araçların radyatör, silindir kapakları ile devridaim pompalarında hasarlara, korozyonlara ve oksitlenmelere neden olabileceği, davacı tarafından dosyaya sunulmuş olan, davaya konu antifrizlerin kullanılması sebebiyle araçlarda meydana geldiği iddia edilen zararlara ilişkin fatura ve belgelerdeki toplam tutarın 31.681,74 TL olduğu, yine davacı tarafından dosyaya sunulmuş olan, davaya konu antifrizlerin kullanılması sonucu araçlarda meydana geldiği iddia edilen zararlara ilişkin düzenlenmiş olan iade faturalarındaki toplam tutarın 2.816,81 TL olduğu, bu bedellerin toplamının 34.498,55 TL olduğu, 08/04/2019 tarihli Bilirkişi Raporunda da belirtildiği üzere, tespiti yapılan hasarlı motor parçalarının hangi tarihte ve hangi araçlardan çıkarıldığı, davacı tarafından alınarak hasarlı araçlara takıldığı belirtilen parçaların hangi araçlara ve ne zaman takıldığı, söz konusu araçlarda başkaca ne gibi iş ve işlemlerin yapıldığı ile ilgili dosya muhteviyatında herhangi bir bilgi ve belge yer almadığı, söz konusu hasarlara ilişkin davacının uğradığı zarar ile ilgili kararın Mahkemeniz takdirinde olduğu” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınmıştır. Alacak faturaya bağlı nitelikte bulunduğundan likit olmakla icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2020/2294 esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin aynı şartlarla devamına,
Takip çıkışının %20’si olan 6.797,84-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 2.321,23-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 580,31-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.740,92-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 580,31-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.500,00-TL Bilirkişi ücreti, 46,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.186,11TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2021

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR