Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/318 E. 2022/365 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/318 Esas – 2022/365
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/318 Esas
KARAR NO : 2022/365

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
DAVALILAR : …

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2021
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 13.06.2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili Osmanhan Oğuz’un 2004-2017 yılları arasında davalı … A.Ş’de yönetim kurulu üyesi ve firma ortağı olarak çalıştığını, 2017 yılı Ekim ayında hisselerini şirketin büyük ortağı olan …’a devrederek yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini ve davalı şirket ile olan tüm hukuki bağını sonlandırdığını, müvekkilinin davalı şirkette görev aldığı dönemde, yönetim kurulu başkanı ve büyük ortağı olan diğer davalı …’un haksız fiilleri sonucunda şirketi kasten ve kötü niyetli olarak zarara uğrattığını, gayri resmi olarak gelir elde ettiğini, aynı zamanda Kıbrıs’ta faaliyet gösteren Finecolor Digital Control Systems Co Ltd. Adında bir şirket kurmuş olduğunu, ilgili firmayı yeğeni olan İsmail Kavla adına kurup, tüm resmi işlemleri vekaletname aracılığı ile kendisinin gerçekleştirdiğini, …’un davalı … A.Ş’nin kendi işlerinde kullanmakta olduğu tüm ürünleri Uzak Doğu’dan direkt … A.Ş’ye ithal etmek yerine öncelikle Finecolor şirketi üzerinden normal fiyatından ithal ettiğini, sonrasında aynı ürünlerin fahiş fiyatlarla … A.Ş’ye satıldığını ve bu sürecin iki ayağının da tamamıyla … tarafından yönetildiğini, bu sayede …’un diğer davalı … A.Ş’nin giderlerini olduğundan çok yüksek, karını da olduğunun çok altında göstermiş olduğunu, diğer yandan Finecolor firmasının yüksek karlar elde etmiş ve … A.Ş’ye yapılan satıştan elde edilen paranın tamamının da Finecolor isimli şirkette kaldığını, Finecolor firmasının karı, firmanın kağıt üzerindeki sahibi ve aynı zamanda yeğeni olan İsmail Kavla’nın Batıkent Şubesi Halkbank hesabına aktarıldığını, bu paraların vekaletname ile … tarafından elden çekildiğini, … A.Ş’nin potansiyel karının Fine Color ve İsmail Kavla üzerinden …’un zimmetine geçtiğini, tüm bunların sonucunda davalı … A.Ş’nin potansiyel karının çeşitli yöntemlerle eritmesi neticesinde; müvekkilinin devretmiş olduğu hissesini gerçek değerinin çok altına satmış olup bu duruma davalıların hileli ve kusurlu eylemleri sonucu müvekkilinin iradesinin sakatlanmasının sebebiyet verdiğini, yine bu hukuka aykırı eylemlerle müvekkilinin alması gereken kar payı miktarının da olması gerekenin çok altında kaldığını ve müvekkilinin bu şekilde de zarara uğradığını belirterek şimdilik 500,00 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının 2016 yılının sonuna kadar fiilen müvekkil şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, Ekim 2017 tarihinde müvekkili şirketin yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini ve hissedarlığından ayrıldığını, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde yaptığı bir kısım hukuka aykırı ve hileli işlemlerle müvekkil şirketi zarara uğrattığının anlaşılması üzerine davacı aleyhine Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/219 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacının bu dosyadan aleyhine karar çıkması muhtemelen sorumluluğu ortadan kaldırmak yahut azaltmak muradıyla işbu davayı açtığını, davacının, ithalat ve ihracat iş ve işlemlerinden tek sorumlu olduğunu, hukuka aykırılık var ise bunun müsebbibinin sadece davacı olabileceğini, müvekkili şirketin bilançoları ve defterleri incelendiğinde, dava konusu iddiaların hayal mahsulü olduğunun ortaya çıkacağını belirterek davanın reddini dilemiştir.
DELİLLER

-Devir Sözleşmesi
-Davalı şirkete ait ticaret sicil Kayıtları
-Ankara C.Başsavcılığına ait Takipsizlik Kararı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalı şirkete ve davalı şirket hissedarı olan diğer davalı gerçek kişiye karşı haksız fiil nedeni ile açılan tazminat davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesi ve mahkememiz ara kararı uyarınca sunduğı bila tarihli beyan dilekçesi ile; davacının, davalı şirketin eski hissedarı olduğunu, hisselerini davalı gerçek kişiye değerinin altında bir bedelle devrettiğini, bunun nedeninin ise, davalı şirket hissedarı olan gerçek kişinin haksız eylem niteliğindeki davranışları olduğunu, bu davranışlar neticesinde şirket hissesinin değerinin düştüğünü belirtmiş, eldeki davada ise taleplerinin; davacının şirket hissedarı olduğu dönemde alamadığı kar payları ile hisselerin gerçekte olması gereken değer ile satış değeri arasındaki farkın tespiti ile kendisine ödenmesini istemiştir.
Mahkememizce Ticaret sicil kayıtları ile taraflar arasında düzenlenen hisse devir sözleşmesi örneği dosya içerisine kazandırılmış, buna göre ; davacı ile davalı … arasında tanzim olunan 07.10.2017 tarihli sözleşme ile, davacının davalı şirket nezdinde bulunan 20 payını 250.000,00 TL devir bedeli karşılığında davalı …’a devrettiği, devir bedelini aldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket bakımından yapılan değerlendirmede;
Davacı vekilince açılan dava ile, davanın davalı şirket tüzel kişiliğine yöneltildiği anlaşılmış ise de; dava dilekçesi ve beyan dilekçesi içeriğine göre, davacının eldeki davadaki talebinin, davalı gerçek kişinin haksız fiil niteliğinde tanımlanan eylemlerine dayandırıldığı, buna göre davalı şirket tüzel kişiliğine karşı yöneltilebilecek bir talebin söz konusu olamayacağı, kar payına yönelik talep açısından yapılan değerlendirmede ise; davacının hisselerini devir sözleşmesi ile birlikte devrettiği anlaşılmakta olup, var ise kar payı alacağına ilişkin bir talep hakkınının, devir sözleşmesi ile birlikte davalı devralan gerçek kişiye devredilmiş olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmakla, davalı şirket tüzel kişiliğine yönelik davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … bakımından yapılan değerlendirmede ise;
Davacı vekili dava dilekçesinde, hisse devir bedelinin düşük belirlenmesinin nedeninin davalı gerçek kişinin hileli hareketlerine dayandığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 36/1 maddesi (881 sayılı Borçlar Kanunu’nun 28/1 maddesinde) açıklandığı üzere “Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeye bağlı değildir. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir.
İncelenen devir sözleşmesi içeriğine göre, 07.10.2017 tarihli sözleşme ile tarafların serbest iradeleriyle bir araya gelerek hisse devir bedelini belirledikleri ve bu doğrultuda yazılı ve geçerli biçimde devir sözleşmesini imzaladıkları, sözleşmenin geçerli olup, her iki tarafı da bağlayıcı nitelikte olduğu, bir an için hisse devir bedelinin tespitinde davalının hileli hareketlerinin belirleyici olduğu kanaatine varılsa dahi devir tarihi ile eldeki davanın açılış tarihi(26.05.2021) ve aradan geçen süre nazara alındığında hile iddiasının süresinde ileri sürüldüğünün kabulüne olanak bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından, dava dosyasında peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 2,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına AAÜT uyarınca takdir edilen 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine,
5-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
6-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

23/05/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır