Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/311 E. 2022/487 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/311 Esas – 2022/487
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2021/311 Esas
KARAR NO : 2022/487

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI ….
DAVALI …
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin elektrik-elektronik alanında hizmet veren nitelikli bir firma olduğunu, 15 yıldır aynı sektörde önemli yer tutan … ve elektronik alanlarında çalışmalar yürüten şirketlere mal satışında bulunduğunu ve danışmanlık hizmeti verdiğini, davalının da yine müvekkili gibi aynı firmaların Türkiye distribütörlerinden birisi olduğunu, her iki şirketin sadece çalıştığı alanların değil, aynı zamanda çalıştıkları şirketlerin de ortak olduğunu, bu nazarla davacı ve davalı şirketler arasında yüksek düzeyde bir rekabetin var olduğunu, davalı şirketin, müvekkili şirket bünyesinde uzun yıllar önemli bir pozisyonda çalışan, Telit firması ile ilişkiler ve diğer ticari faaliyetler bağlamında müvekkili şirketin bütün ticari sırlarına vakıf personellerden biri olan …’ı istihdam etmek ve tüm ihtarlarına rağmen adı geçen personelle yaptıkları iş akdini sona erdirmemek suretiyle açıkça haksız rekabette bulunduklarını, davalı yanında çalışmakta olan dava dışı … isimli personelin, 5 yılı aşkın bir süre müvekkili şirkette çalıştığını, müvekkili şirket ile davalının ortak iştigal alanı olan elektronik sektörünü müvekkili şirkette öğrendiğini, müvekkilinin tüm ticari sırlarına vakıf olduğunu, bu durumun gerek müvekkili şirket gerekse personel … tarafından önceden öngörülebilir olması sebebiyle, adı geçen personel ile müvekkili şirket arasındaki iş ilişkisinin kurulması esnasında rekabet etmeme ve gizlilik sözleşmesi de imzalandığını, … arasında yazılı olarak hüküm altına alınmış rekabet yasağına rağmen adı geçen personelin, müvekkili firmaya ihtarname göndererek, aslında rekabet etmeme sözleşmesi ile yasaklı firmalardan birinde çalışmak ve müvekkili firma tarafından kendisi aleyhine açılması muhtemel davaları önlemek amaçlı, zorlama bir haklı fesih nedeni yaratmak suretiyle iş akdini feshettiğini müvekkiline bildirdiğini, işbu ihtarnameden çok kısa bir süre sonra da davalı şirkette işe başladığını sosyal medya hesaplarında ilan ettiğini, taraflarınca bu hususun öğrenilmesini müteakip dava dışı … ile birlikte davalı şirkete ihtarname keşide edildiğini, müvekkili şirket ile söz konusu personel arasında rekabet etmeme ve gizlilik sözleşmesi – imzalandığının – belirtilerek, haksız rekabet niteliğinde olan eylemin sonlandırılmasının talep edildiğini, davalı şirket tarafından cevabi ihtarnamenin keşide edildiğini, davacı müvekkili şirketin davalı şirketçe tanınmadığını, müvekkil, şirketin hangi alanda çalıştığı konusunda davalı şirketin herhangi bir bilgisinin olmadığının, … ile iş akdinin haklı feshe dayandığı iddiasının var olduğunun, rekabet etmeme ve gizlilik sözleşmesinin tarafı olmadıklarını belirterek söz konusu personeli işten çıkarmayı düşünmediklerinin ifade edildiğini, belirterek haksız rekabetin ivedilikle önlenmesi adına ihtiyati tedbir olarak, dava dışı …’ın iş akdinin davalı … Elektronik ile arasında var olan iş akdinin askıya alınmasına; aksi kanaatin hasıl olması halinde iş akdinin feshedilmesine, davalı … Elektronik A.Ş. tarafından devam ettirilmekte olan fiilin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin men’i için dava dışı … ile … Elektronik arasında iş akdinin feshedilmesine, maddi zararın şimdilik 10.000,00 TL olarak belirtmekle birlikte, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilerek davalıdan haksız rekabetin başladığı tarihten itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminat isteminin haksız rekabetin başladığı tarihten itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte tahsiline, karar verilmesini, ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; Davacı tarafça açılan davada gerçekleştiği iddia edilen haksız rekabet eyleminin ne olduğunun tam olarak anlaşılamadığını, müvekkili şirketin elektronik ürün satışı alanında faaliyet gösterdiğini, sektörün en büyük firmalarından biri olduğunu, Müvekkili şirketin yurt dışından almış olduğu onlarca distribütörlüğü olduğunu, hali hazırda yurt içi ve yurt dışından binlerce müşterisi ve yüzlerce çalışanı bulunduğunu, dava öncesi ihtarda da belirtildiği gibi, müvekkili şirket yetkilileri tarafından dava dışı …’ın hiçbir şekilde tanınmadığını, davacı firmanın ise müvekkil şirketin binlerce müşterisinden ve tedarikçisinden biri olduğunu, şirket yönetimi ve insan kaynaklarının bu durumu dava öncesi öğrendiğini, dava dışı …’ın, davacı tarafın eski çalışanı olmakla, davacı şirketin çalışanına karşı göstermiş olduğu yasa dışı tutum ve davranış sebebiyle iş akdini feshettiğini ve müvekkili şirkete iş başvurusunda bulunduğunu, yapılan görüşmeler neticesinde tarafların anlaşmaya vardığını ve dava dışı şahsın müvekkili şirkette işe alındığını, müvekkili şirketin … davacı şirkette çalışmakta iken kendisi ile hiçbir şekilde iş görüşmesi ya da bu anlama gelecek bir görüşmesinin olmadığını, davacı tarafın da bu yönde ne bir iddiasının ne de bir delilinin mevcut olmadığını, dolayısıyla çalıştığı işyerinden ayrılan ve başka bir şirkete iş başvurusunda bulunan kişiyi işe alan müvekkili şirketin adına haksız rekabet denebilecek bir davranış içerisinde dahi olmadığını, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete ihtarname gönderilerek “dava dışı …’ın işten çıkartılmasının” talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından haklı olarak davacı şirkete cevaben bu durumun Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hürriyetine aykırı olduğu ve bu taleplerinin mümkün olmadığının bildirildiğini, kurumsal bir yapıda olan müvekkili şirketin, sırf davacının gönderdiği ihtarname ile çalışanının işine son vermemesi gerektiğinin aşikâr olduğunu, … tarafından davacı şirkete alacak davası ikame edildiğini, …2. İş Mahkemesi’nin 2021/68 E. Sayılı dosyası ile devam eden davada dosya bilirkişiye tevdii olunduğunu ve bilirkişi raporunda dosyaya açıkça davacının çalışanına karşı yasaya ve iş akdine açıkça aykırı davrandığının ortaya konulduğunu, davacı tarafın, davacı ile … arasında rekabet yasağı sözleşmesi düzenlendiğini belirttiğini ve taraflar arasında düzenlendiği beyan edilen sözleşmeyi dosyaya sunduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşme incelendiğinde sözleşmenin 3 yıl süreli düzenlendiğini, yer bakımından bir sınırlandırma içermediğini ve bu hali ile muğlak bir sözleşme olduğunu, T.B.K. Md. 445 gereğince rekabet etmeme sözleşmesinin en fazla 2 yıl süreyle düzenlenebileceğinin aşikâr olduğunu, yine yer bakımından net bir sınırlama içermeyen sözleşmenin geçerli olmayacağının da net bir husus olduğunu, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, haksız rekabetin tespiti ile bu nedenle davacının uğramış olduğu iddia edilen maddi ve manevi zararın tazmini ile haksız rekabetin önlenmesi istemine ilişkindir.
SGK’ya müzekkere yazılarak dava dışı …’ın hizmet dökümüne ilişkin bilgi ve belgelerin celbi sağlanmıştır.
Davalı şirket ticaret sicil özetinin Mahkememize gönderilmesi için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmıştır. Gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflara/vekillerine HMK’nın 222. Maddesi uyarınca ticari defter ve belgelerini ibraz etmek üzere süre verilmiştir. Davacı vekilinin müvekkili şirketin ticari defter ve belgelerinin bulunduğu adresi bildirdiği görülmüştür.
Dosyanın, mali müşavir ve haksız rekabet uzmanı bilirkişi heyetine tevdii ile; davacının ticari defterleri yerinde incelenmek suretiyle, dosyaya gelen müzekkere cevapları da irdeler, davacının beyanlarını karşılar, Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık çerçevesinde rapor tanzim edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
31/05/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; Davalı … Elektronik San. ve Tic. A.Ş. ile Davacı … Elektronik San. Ve Tic. Ltd. Şti.nin aynı ilgili pazar içerisinde yer alabilecek rakip durumunda teşebbüsler olduğu; davanın asıl konusunun davalı … A.Ş.nin davacı eski çalışanlardan …’ı isthdam etmek suretiyle haksız rekabet ettiği iddiasına dayandığı; dava dilekçesinde belirtilen rekabet etmeme yükümlülüğünün davacı eski çalışanı üzerine getirilen bir yükümlülük olduğu ve bu ve benzeri yükümlülüklerin 3. kişileri bağlayamayacağı; davalının dava konusu edilen işe alma fiili ile dava dışı … vasıtasıyla davacının zararına, rakip teşebbüsü rekabette avantajlı hale getirecek bir varlık transferinin (müşteri bilgisi, işletme sırrı, teknik sır vb) somut olarak ortaya konulamaması sebebiyle (rekabet yasağı -varsa ve geçerli ise- ihlal edebilecek bir faaliyette bulunulduğunu) haksız rekabet yaptığını gösterecek somut bilgi ve belgelere dosya kapsamında taahi rastlanılamadığından; dava konusunda herhangi bir haksız rekabet fiilinin ortaya çıkmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Rekabet yasağı 6098 sayılı TBK’nın Genel Hizmet Sözleşmesi hükümleri içinde 444 ila 447. maddelerinde düzenlenmiştir. Bunun nedeni ise rekabet etmemenin sadakat borcunun bir gereği olmasıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Madde 54 – (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların
menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklindedir.
TTK’ nın 56. Maddi uyarınca, iktisadi rekabetin objektif iyi niyet kurallarına aykırı her türlü suistimali haksız rekabettir.
TBK m. 396/4’e göre “İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırlan gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür”.
TBK rekabet yasağı başlıklı 444. maddesinde “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dışı …’ın davacı nezdinde çalışmakta iken işinden ayrıldığı ve sonrasında davalı nezdinde çalıştığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı eski çalışanının davalı şirkette çalıştığını ve rekabet yasağına aykırı davrandığını, TTK’nın haksız rekabet hükümlerine göre şirketin zarar gördüğünü ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Uyuşmazlık davalının rekabet etmeme ve gizlilik sözleşmesi yasağına aykırı davranıp davranmadığı, davalı tarafın haksız rekabet teşkil edecek şekilde fiilinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir. Davacı şirket ile davalı şirkete ilişkin kayıtlar incelendiğinde her iki şirketin iştigal alanı ve konusu benzerlik gösterse de, davacı eski çalışanının davalı yan yanında çalışmasının tek başına haksız rekabet olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı, davacıya ait ticari sır niteliğinde olan unsurların dava konusu olayda şirket sırlarının herhangi bir şekilde menfaatleri doğrultusunda kullandıkları iddiaların somut delillerle belgelendirilmediği, davacı şirketten ilişiği kesilen çalışanların rakip bir firmada çalışmayacağı seklinde çalışma yasağı getirilmesinin Anayasa ile güvence altına çalışma özgürlüğünün ihlali niteliğinde olacağı, davalının davacının zararına olacak şekilde fiil ve eylemlerde bulunduğu ispat edilemediği ve zarar veya zarar tehlikesi koşulunun oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken Maddi ve Manevi tazminat istemine ilişkin olarak 161,40-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 180,15-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Maddi Tazminat İstemine ilişkin olarak davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Manevi Tazminat İstemine ilişkin olarak davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022

Katip…
e-imza

Hakim …
e-imza