Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/300 E. 2023/416 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/300 Esas – 2023/416
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2021/300 Esas
KARAR NO : 2023/416

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :….
DAVALI :….
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/05/2021
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının aracı kurum yetkilileri ile yaptığı görüşmelerden sonra riskli olmayan alanlara yatırım yapılması amacıyla davalı aracı kurum hesabına 100.000,00 TL aktardığını ve menkul kıymet alımında kullanılmak üzere adına bir de kredi hesabı açıldığını, takip eden süreçte müvekkilin davalı nezdinde çalışan yatırım uzmanının önerdiği alım-satım seçeneklerini kabul ettiğini, davacının yatırım ve hisse senedi alım satımı konusunda bilgisiz, donanımsız ve yetersiz olduğundan, yatırım uzmanının alım satım önerilerini onayladığını hisse senedi alım satımı, faiz ve komisyon adı altında çekilen diğer masraflar ile müvekkiline çok kısa bir süre içerisinde 100.000,00 TL’yi aşkın para kaybettirilmiş olduğunu, aracı kuruluşun faaliyetlerini yürütme sırasında işin gerektirdiği mesleki dikkat ve özeni göstermediğini ve davacının zarar etmemesi için gerekli önlemleri almadığı ve hatta yatırımcının piyasa hakkında bilgisizlik ve tecrübesizliğinden yararlanıp, iyi niyet kurallarına aykırı hareket ederek, gereksiz alım-satım işlemleriyle kendi lehine kazanç sağladığını, zararın giderilmesi için aracı kuruma karşı … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2016/ 779 E. sayılı 10.000,00 liralık belirsiz alacak davasının davalı yanın kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 2018/741 E. sayılı dosyası ile dava yeniden görülerek, … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararının kaldırılarak esas hakkında yeni bir hüküm kurulduğu, fakat; Mahkemece davalının kusurlu davranışları belirlenirken, yanlış bir yorumlama sonucu, davacının zararının bilirkişi tarafından 133.893,37 TL olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen talebin sadece pay alım satım bedeli olan 110.985,80 TL olarak hasredildiğine işaret edilerek ve ayrıca yine hatalı bir yaklaşımla davacı müvekkilinin de kusurlu bulunması gerekçesiyle kusur ve zararın her iki tarafa yarı yarıya paylaştırılmış olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının aleyhe yorumlanan bu hususları yönünden temyiz ettiklerini, halen temyiz süreci devam etmekle birlikte, bu hataların temyiz aşamasında düzeltileceği inancıyla zararın tamamı için ve davalının tam kusur durumuna göre bu ek alacak davasını açtıklarını belirterek, davanın kabul edilerek, … Bölge Adliye Mahkemesi 21.hukuk Dairesinin 2018/741 esas, 2019/1164 karar sayılı dosyasında belirlenen, hüküm altına alınmayan 110.985,80 TL alım satım zararı, 16.325,93 TL işlem komisyon ücreti, 816,33 TL BSMV, 5.711,31TL kredi komisyonu tahsilatı toplamı 133.893,37 TL’den (ilk davada hüküm altına alınan 10.000,00 TL’nin düşümü suretiyle) 123.893,00 TL zararın davalıdan tahsiline; hüküm altına alınacak meblağa ilk dava tarihi olan 06.10.2016 tarihinden itibaren Merkez Bankası Avans Faizi uygulanmasına; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın işbu ek davasının dava tarihinin 17.05.2021 olduğunu, davacının bu dava tarihinden geriye 5 yıllık süre başlangıcı olan 17.05.2016 tarihinden önceki işlemlerinden doğan her türlü alacak talebinin zamanaşımına uğramış olduğunu, bu nedenle, davacının davasının onanması ve hatta lehine bozulması halinde dahi, bilirkişi aracılığı ile sadece 17.05.2016 tarihinden önce gerçekleştirilen işlemlerden doğan zararların hesaplanması ve bunun dışındaki işlemlerden doğan alacak taleplerinin zamanaşımı bakımından reddi gerekmekte olduğunu, davacının, riski ve getirisi çok yüksek olabilecek olan bir alanda yatırım yapmasının kendi tercihi olduğunu, müvekkil şirketin bir banka ile karşılaştırılmasının mümkün olmadığını, davacı ile tüm hisse senedi alım satım işlemlerinden önce telefon görüşmeleri ile teyit ve onay alınmasının ardından hisse senedi alım satım işlemi yapıldığını, davacının bilgisi, onayı icazeti dışında yapılan bir işlem olmadığını, davacının zararının sadece Gübre Fabrikaları T.A.Ş. hisse alımından sonraki fiyat düşüşünden kaynaklanmış olduğunu ki bunun da piyasa riski olduğunu, bu hisseye yatırım yapılması konusunda davacının onayı ve bilgisi olduğunu, bu hususun … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/779 E. Sayılı dosyasından alınan ilk bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin ise tüm itirazlarına rağmen, mübayeneti gidermek için dosyayı görünüşte başka bir bilirkişiye verdiğini, bu konudaki ayrıntılı tüm beyan ve itiraz ve delillerinin Yargıtay safhasında tartışılacak olduğunu ve kararın lehlerine bozulacağı inancında olduklarını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından yapılan yatırımdan davalı tarafın yatırım uzmanı yönlendirmesi ile uğradığı iddia edilen zararın tazminine ilişkin ek alacak davasıdır.
Dosyanın konusunda uzman bankacı bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/779 Esas sayılı dosyası ve … BAM 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/741 Esas sayılı dosyalarını ve dosya kapsamında alınan raporları irdeler, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere var ise dava tarihi itibariyle davacı alacağının tespitinin yapılması istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi 13/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının dava tarihi (17.05.2021) itibarıyla talep edebileceği zararın; 104.279,65 TL anapara ve 66.996,10 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 171.275,75 TL olarak hesaplanmış olduğunu, davalı Kurum yetkilisi ile davacı arasındaki diyalogların SPK mevzuatı kapsamında değerlendirilmesi sonucunda, davalı yatırım kurumu yetkilisinin davacıyı yönlendirdiği ve işlemlerin yatırım danışmanlığı olarak değerlendirildiği, ancak yatırım danışmanlığı niteliğinde verilen hizmet için SPK mevzuatı gereği yapılması gereken sözleşmenin yapılmadığı, yerindelik testi uygulanmadığı, SPK mevzuatına aykırı işlem ve uygulamaları dolayısı ile davacının uğramış olduğu zarardan davalı Yatırım Kurumunun sorumlu olduğunu, buna karşılık, Davacının ise zarara yol açan her bir işleme onay vererek zararın artmasına sebep olduğu kanaatine varıldığını, taraflar arasındaki kusur ve kusur oranlarının takdirinin Mahkemeye ait olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf vekillerinin beyan ve itirazlarını karşılar ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiş gelen bilirkişi ek raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişinin 28/04/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Tarafların 13.02.2023 tarihli asıl rapora yönelik itirazlarının incelenmesi sonucunda, itirazların; rapordaki görüşleri değişikliğe gidilmesini gerektirecek nitelikte olmadığı ancak hesaplama yönünden değişikliğe gidilerek, İstinaf Mahkemesince %50 olarak belirlenmiş olan kusur oranları Mahkemece benimsendiği takdirde, Davalı aracı kurumun ilk dava tarihi (06.10.2016) itibarıyla tespit edilen sorumlu olduğu 114.279,65 / 2 = 57.139,83 TL’den, İstinaf Mahkemesince hüküm altına alınan 10.000,00 TL’nin düşülmesi sonucunda, davalı aracı kurumun 06.10.2016 tarihi itibariyle sorumlu olduğu tutar; 57.139,83 – 10.000,00 = 47.139,83 TL olarak tespit edilmediğini, ilk dava tarihi (06.10.2016) itibariyle tespit edilen 47.139,83 TL tutarındaki davacı alacağına, ilk dava tarihinden işbu huzurdaki dava tarihine (17.05.2021) kadar 30.285,73 TL faiz hesaplanmış olup, sonuç olarak davalı aracı kurumun dava tarihi (17.05.2021) itibarı ile 47.139,83 TL anapara ve 30.285,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.425,56 TL zararın ödenmesinden sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır.
Mahkememiz iş bu dava ek dava niteliğinde olduğundan ve talep haksız fiilden kaynaklandığından davalının zamanaşımı itirazına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı nezdinde çalışan uzman aracılığıyla yatırım yaptığı hususunda ihtilaf bulunmamakla birlikte, uyuşmazlık davacının iddia ettiği zararda davalı tarafın kusuru bulunup bulunmadığı, davacının var ise doğan zararının davalıdan tahsil edilmesi talebinin haklı olup olmadığı, hususlarına ilişkindir. Kural olarak, kısmi davada alınan bilirkişi raporlarının açılan ek dava yönünden kesin delil olmayacağı gerek öğretide gerek yargısal uygulamada kabul edilmiştir. Ne var ki, kısmi davada kesinleşen hükme esas alınan rapor tümüyle inceleme ve itiraz konusu yapılıp, tüm yargısal denetim yollarından geçerek toplam alacak miktarını ortaya koyacak şekilde kesinleşmiş ve taraflar yönünden yargısal denetim yolları tüketilerek usulü kazanılmış haklar gerçekleşmişse, kesin delil olarak değerlendirilmesi gerekir.
Kesinleşen kısmi dava ve bu davada alınan bilirkişi raporu eldeki ek dava için kesin delil oluşturduğundan, … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/779 Esas sayılı dosyasının davacı tarafça istinafı üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/741 Esas, 2019/1164 Karar sayılı ilamı ile, davacının toplam zararının 110.985,80 TL olduğu ancak % 50 oranında kusurlu bulunduğunun belirtildiği ve bu tespit ile kararın kesinleştiği görüldüğünden ilgili dairece yapılan tespit kesin delil olacağından, Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, davacı zararı olan 110.985,80 TL’nin % 50’sine tekabül eden 55.592,90 TL’nin ilk davada hüküm altına alan 10.000 TL’nin tenzili ile 45.492,90-TL’nin ilk dava tarihi olan 06/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
45.492,90-TL’nin 06/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 3.107,62-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 2.115,79-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 991,83-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen kısmı geçemeyeceğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 2.115,79-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 2.175,09TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 1.200,00-TL Bilirkişi ücreti, 64,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.264,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 464,13-TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin 484,70-TL davalıdan, bakiye kısmının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
– Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Adalet Bakanlığı Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesinin 5.maddesine göre karar kesinleştikten sonra istek halinde taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip…
e-imza

Hakim ….
e-imza