Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/264 E. 2021/599 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/264 Esas
KARAR NO : 2021/599

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –

VEKİLLERİ : Av. … -…
Av. … – …
DAVALI : 1- … – …

VEKİLİ : Av. …….
DAVALILAR : 2- … – …
3- … –
, …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2017
KARAR TARİHİ : 09/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili tarafından verilen 26.12.2018 tarihli dilekçesinde; Davacı Şirketin Bolu İlinde inşaat faaliyeti sürdürdüğünü, davacı bu firmayı 25.10.2013 Tarihinde … İnşaat Ltd. Şti ‘nin ticari unvan ve adresini devralarak kurduğunu, … Ltd. Şti.’nin Ticaret Sicil Müdürlüğünde belirtilen “… Mah. … Sitesi No:… BOLU” adresinde herhangi bir değişikliğe gitmediğini, fakat işi gereği ne kendisi ne de herhangi bir şirket yetkilisinin fiili olarak bu adreste bulunmadığını, davacı Şirket yetkilisi işçileri ile birlikte inşaatını gerçekleştirdiği yapıların başında bulunduğunu, davalı alacaklı … diğer davalılar borçlu San İnşaat Taahhüt Otomotiv Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve şirket yetkilisi … hakkında Ankara … Müdürlüğü’nün 2015/5995 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, iş bu borçlu şirketin, davacı şirket yetkilisinin erkek kardeşi …’nın Ankara ilinde kurduğu ve faaliyetini sürdürdüğü bir firma olduğunu, davacı şirket ile borçlu ve borçlu şirketin ticari, fiili ve hukuki hiçbir bağı bulunmadığını, buna rağmen davalı alacaklı vekili tarafından icra dosyasında borçlular hakkında işlem yapmak yerine, borçlular ile herhangi bir bağı, ticari ilişkisi bulunmayan, İcra Dosyası ile herhangi bir bağı bulunmayan 3. Şahıs davacı şirket hakkında işlem yapma cihetine gidildiğine, davalı alacaklı vekili tarafından davacı şirketin ticaret sicil müdürlüğündeki adresinin celp edildiğini, davacı şirket yetkilisinin de memis adresinin çıkartıldığını, belirlenen adreslere çıkartılan haciz ihbarnamelerinin nihayetinde TK 35. Maddesine göre kapıya yapıştırılmak suretiyle tebliğ edildiğini, davalı alacaklıların kötü niyetli olarak bu eylemi yaptıklarını, akabinde de kötü niyetli bir şekilde davacı şirketin adına kayıtlı araç ve gayrimenkuller ile banka mevduatları üzerine haciz konulduğunu, Mevcut durum ve hacizler nedeniyle davacı şirketin ticari hayatının durduğunu, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, bu usulsüz tebligatlar neticesinde yapılan işlemlerin iptalinin gerektiğini, Davacının dava dışı borçlu …ve … ile herhangi bir ticari ilişkisi yada herhangi bir borcu bulunmadığım, dolayısıyla davalı alacaklıya da herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı tarafın davacı şirketi borçlandırmaya yönelik tüm işlemlerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davanın mahiyeti gereği ispat külfetinin davalıda olduğunu, işlemleri gerçekleştiren davalı …’ın, davacı şirketin icra dosyasına ve icra dosyasına konu borca ne şekilde ve ne sebeple borçlu olduğunu, hangi belgeye dayalı olarak davacı şirketin borçlandınldığını ispat etmesi gerektiğini, davanın kabulünü talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin cevaben verdiği 07.03.2017 tarihli dilekçesinde, Sarı İnşaat yetkilisi … ile Sarı Kent’in yetkilisi …’nın kardeş olduklarını, kardeştir, çeşitli zamanlarda ticari ilişki içerisine girdiklerini, Davacının beyanlannın gerçeği yansıtmadığını, …’nın, belirli zamanlarda, …’ya maddi yardımlarda bulunduğunu, inşaat işi için malzeme alarak, …’ya temin ettiğini, Sarı Kent yetkilisi …’nın da, inşaat işini ilerlettikçe …’ya olan borcunu parça parça ödediğini, …’nın, halihazırda, Sarı İnşaat ve Adem San’ya olan borcunun bitmediğini, …’nın, birinci / ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerine itiraz süresini kaçırdığını, hesaplanna, taşınmazlanna konan hacze kendisinin sebebiyet verdiğini, …’nın, ödemekle yükümlü olduğu bedelin, icra takibinde rıyer alan miktar kadar olmadığını, …’ın, halihazırda, Sarı înşaat’a, 45.000 TL borçlu olduğunu, dolayısıyla, …’ın, Sarı înşaat’tan olan alacak miktarının, Ankara … Müdürlüğü’nün 2015 / 5595 Esas sayılı dosyada belirtilen miktar olmadığını, …’ın, San İnşaat ve Adem San’dan olan alacağının yargılama sonunda tespit edileceğini, alacak tespit edilirken, taraflarınca sunulan senedin de dikkate alınması gerektiğini, davanın reddedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; İİK 89 Madde gereği Menfi Tespit davasına ilişkindir.
Ankara BAM 23. Hukuk Dairesinin 2021/78 esas sayılı dosyası ile Mahkememizce verilen 10/09/2020 tarihli kararın kaldırıldığı görülmüştür.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “89-3 … İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./18.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.” hükümlerini haizdir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ” Madde 2- (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükümlerini haizdir.
Menfi tespit davası için görevli mahkeme, (bankanın zimmetinde sayılan borç miktarına bakılmaksızın) asliye hukuk mahkemesidir. (Baki Kuru icra ve iflas hukuku 2016-sf 232)
Dava, 3. Haciz ihbarnamesine karşı açılan menfi tespit davası niteliğindedir. Davanın davacısı şirket olmasına rağmen davalıları gerçek kişidir. Ayrıca 89 haciz ihbarnamelerine karşı açılan davalar asliye hukuk mahkemelerinde açılmalıdır. Bu nedenle mahkememizin görevsiz olduğuna, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115.2.maddesi davanın usulden reddine, karar kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Yargılama giderlerinin HMK331/2 maddesi gereğince görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2021

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR