Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/261 E. 2021/986 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/266 Esas
KARAR NO : 2021/935
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACILAR :…
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2016
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA
Davacı vekili 29/09/2016 tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasındaki mevcut cari hesap ilişkisi nedeniyle cari hesap teminatını teşkil etmek üzere müvekkili tarafından davalıya 4 adet bono verildiğini, müvekkili …’nın ise kefil sıfatıyla bonoları imzaladığını, bono bedellerinin tamamının 30/05/2014 tarihinde davalının banka hesabına ödenmek suretiyle borcun kalmadığını ancak davalı tarafından bedelsiz kalan senetlerin Ankara …. İcra Müdürlüğünün 2016/17801 sayılı dosyasında icra takibine konu edildiğini ileri sürerek müvekkilinin takip konusu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından müvekkilinin hesabına yapılan ödemenin davaya konu senetlerle bir ilgisi olmadığını, davacının müvekkiline halen borcu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2016/765 esas 2017/989 sayılı kararı ile davanın kabulüne dair karar verildiği, Ankara BAM …. Hukuk Dairesinin 2018/1241 esas 2021/436 sayılı kararı ile Mahkememiz kararın kaldırıldığı anlaşılmakla, dosyanın Mahkememizin yukarıda bulunan esasına kaydı yapılmıştır.
Kambiyo senetleri illetten mücerret olsa da TTK’nın madde “687-1 poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez, meğer ki hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmü uyarınca dava konusu bonoların bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi defiyi asıl ve birleşen davacı keşideciler kural olarak, davalı lehdara karşı ileri sürebilir.
Taraflar arasında açık hesaptan kaynaklı borç bulunmaktadır. Borç tutarı dosyaya sunulan Ek-3 muavin defter kayıtlarından 24.12.2013 tarihi itibariyle 19.541,04.TL olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından iş bu borç, 30.05.2014 tarihinde işlemiş faizde gözetilerek 25.000.TL olarak EFT yöntemiyle davalının hesabına gönderilmiştir.
Takip, 2016 yılında açılmış olup, taraflar arasında 2014 yılından 2016 yılına kadar herhangi bir mal alım satım ilişkisi olmamıştır. Bu haliyle 2013 yılı sonu itibariyle açık hesap ilişkisinin bakiyesi 2014 yılında davacı tarafından yapılan eft ile borç kapatılmıştır. Bu haliyle icra takibine konu edilen bonolar bedelsiz kalmıştır. Davacının davasının kabulü gerekmiştir.
Davacı ve davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması için mali müşavir bilirkişi … görevlendirilmiş ve bilirkişi tarafından düzenlenen 03/07/2017 tarihli raporda; tarafların usulüne uygun tutulan ticari ve defter kayıtlarında dava tarihi itibariyle birbirlerine herhangi bir borç ve alacak bakiyesinin bulunmadığı, davaya konu olan toplam 20.000,00-TL’lik 4 adet senedin tarafların ticari defter ve kayıtlarında yer almadığı, cari hesap ilişkisine istinaden düzenlenmediği kanaatinin oluştuğu, bu nedenle takip konusu yapılan toplam 20.000,00-TL bedelli senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınmıştır.
Davalı bedelsiz bonoları icraya konu etmekle kötüniyetlidir. Bu nedenle kötüniyet tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, Davacıların Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2016/17801 esas sayılı takibinde takip dayanağı olan
20/01/2013 tanzim, 20/09/2013 vadeli, 5.000,00-TL bedelli,
20/01/2013 tanzim, 20/10/2013 vadeli, 5.000,00-TL bedelli,
20/01/2013 tanzim, 20/11/2013 vadeli, 5.000,00-TL bedelli,
20/01/2013 tanzim, 20/12/2013 vadeli, 5.000,00-TL bedelli, senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine,
Asıl alacağın %20’si olan 4.000,00-TL kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.366,20-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 459,05-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 907,15-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 29,20-TL Başvuru Harcı, 459,05-TL Peşin/nisbi Harcı, 500,00-TL Bilirkişi ücreti, 306,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.294,25TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2021
Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza