Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/238 E. 2021/584 K. 06.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/238 Esas
KARAR NO : 2021/584

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
: 2- … – …

DAVALI KISITLI : 3-… – …

VASİ : … – …

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 26/11/2018
KARAR TARİHİ : 06/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.09.2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının, Ankara ili, Mamak ilçesi, Fahri Korutürk Mahallesi, 50961 ada 3 no.lu parselde kayıtlı arsa sahibi olduğunu, davacı ile yüklenici … ve … arasında Ankara …. Noterliğinin 25.02.2014 tarih ve 01407 yevmiye numarası ile düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, aynı davalılar tarafından, aynı arsa olan Ankara ili, … ilçesi, … Mahallesi, 50961 ada 3 ve 4 no.lu parseldeki mülk sahiplerine karşı haksız icra takibi başlatıldığını, davalıların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve inşaata başlamadığını, davacı ve diğer bir kısım arsa sahipleri, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden dolayı kendi paylarına düşen daire için yetmeyen arsa payına karşılık gelen değer tutarında icra takibine konu olan senedi, “bu arsaların üzerine bina yapılıp teslim edildiğinde ödenmek üzere” “ödenme tarihi doldurulmadan” ve “düzenleme tarihi boş bırakılarak” sadece miktar kısmı yazılı ve üzerinde davacının imzası bulunacak şekilde verildiğini, özellikle davalı yüklenici yan açık hükmü dolanmak amacıyla senet üzerindeki düzenleme ve ödeme tarihini kendileri doldurmak suretiyle aslında hiçbir alacakları olmadığı halde iş bu bonoları diğer davalıya ciro ederek tüm arsa sahipleri aleyhinde icra takibine başladığını beyanla öncelikle ihtiyati tedbir talebinin teminatsız kabulü ile davacı hakkında Ankara …. İcra Dairesi 2018/13851 takip no.lu dosyasının tedbiren durdurulmasını, davacının davalılara hiçbir borcu olmadığının tespiti ile hukuki dayanaktan yoksun olarak icra takibine konu senedin ve icra takibinin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Ankara ili, … ilçesi, … Mahallesi, 50961 ada 3 ve 4 no.lu parsellerde yer alan pay sahiplerinin çoğunluğuyla düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı İnşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmede davalılardan … ile kendisinin yüklenici konumunda olduğunu, davacı ve diğer arsa ortaklarının bir kısmı kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre kendilerine düşen daire için yetmeyen arsa payına karşılık gelen arsa payları değeri tutarında vade ve ödeme tarihleri boş olarak senet imzaladıkları ve bu senetler de binaların yapımının bitiminin ardından tahsil edilmek üzere kendisine verildiğini, dava konusu senetlerin şarta bağlı olarak verildiğini, ancak senet üzerine bu şartın yazılmadığını, bazı arsa sahipleri ile sözleşme yapılmadığından, kendisi ve diğer davalı … tarafından Ankara …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1547 E. Sayılı dosyası ile izale-i şüyu davası ikame edildiğini, diğer taraftan sözleşmenin Rezidans inşaata devir edildiğini, devir aşamasında senetlerin dava dışı Rezidans inşaat yönetim kurulu başkanı … Demir’e teslim edildiğini, daha sonra bu devir sözleşmesinin fesih edildiğini, ancak senetlerin dava dışı … Demir tarafından iade edilmediğini, senetlerin iadesi konusunda yapılan girişimlerin sonuçsuz kaldığını, dava konusu senet dahil tüm senetlerin açık ciro şeklinde olduğunu, tahsil amacıyla bu senetlerin icraya konulmasının tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira dava konusu senet dahil tüm senetlerin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tüm gereklerinin yerine getirilip bitirildikten sonra tahsil edilmek üzere düzenleme ve vade tarihleri boş alındığını, sözleşme yerine getirilmediğinden, sözleşme nedeniyle davacının bir borcunun bulunmadığı beyanla davanın kabulü ile davacının senede dayanak borcu bulunmadığının tespitine, icra takibine ilişkin kusur ve kötüniyeti bulunmadığından aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, her türlü yargılama giderinin davalı… Tanıtım şirketine yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı… Tanıtım Organizasyon Danışmanlık Rest. San. Tic. Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılar ile müvekkil şirket arasında imzalanan herhangi bir sözleşme bulunmadığı, müvekkil şirketin dava konusu bonoyu diğer davalı …’dan ciro yoluyla devraldığını, senet üzerindeki ciro zincirinde herhangi bir kopukluk olmadığını, tamamen usulüne uygun ciro işlemleri yapıldığını, dava konusu senedin yetkili hamili konumundaki müvekkil şirket işbu hususlar ışığında iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, diğer davalılar ile davacı arasındaki sözleşme ilişkisi müvekkil şirketi bağlamadığını, Davacı, dava konusu bononun düzenleme ve vade tarihi boş olarak sadece keşideci imzası atılarak iehdara teslim edildiğini iddia ettiğini, ilgili bono müvekkil şirket uhdesine geçtiği anda düzenleme tarihi, bedel kısmı ve vade tarihi dolu olmakla beraber davacı hiçbir şekilde senet üzerinde yer alan bilgilerin sonradan doldurduğunu ileri sürmeyeceği beyanla davacının ihtiyati tedbir yoluyla icra takibin durdurulması talebinin reddine, haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen iş bu davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen kararın İstinaf edilmesi üzerine verilen Ankara BAM …. HD’ne ait 2021/164 Esas ve 2021/336 Karar sayılı karar ile mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına dair karar verilerek dosya mahkememize iade edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 26/11/2018 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi gereğince de göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzeninden olup, taraflarca yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemelerce de resen dikkate alınmak zorundadır.
Somut olayda, davacı arsa sahibi olup, tacir olmadığı gibi 6102 sayılı TTK’da eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Bu durumda, eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nce görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunlu olup, arsa sahibi olan davacı tacir olmadığından ve dava konusu uyuşmazlık eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığından davanın Ticaret mahkemesinde görülüp karara bağlanması olanaklı değildir.
Açıklanan nedenlerle, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, mahkememizce davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nın 114 ve 115 mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı… Şirket vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda karar verildi.06/09/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.