Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/187 E. 2021/843 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/187 Esas
KARAR NO : 2021/843

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/03/2021
KARAR TARİHİ : 15/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.11.2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı …’nın … Büro Malzemeleri Tic A.Ş nin %0,5 hissesine ve şirketi vekaletname ile temsile yetkili ortağı olduğunu, dava dışı … Büro Malzemeleri Tic A.Ş ile davalı şirket arasında İşletme Devir Protokolü imzalandığını, protokol gereği tespit edilen ve hüküm altına alınan hak, alacak ve borçları davalı şirkete devrettiğini, davacı şirketin borçlarına karşılık olarak dava dışı 3.şirketlere verilen bonolar üzerinde çift imza bulunması nedeni ile dava dışı 3. kişiler tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını ve müvekkilinin icra baskısı altında ödemeler yaptığını bu ödemelerin davalı tarafça yapılması gerektiğini zira davalı şirketin … şirketinin borçlarını imzalanan 06.03.2019 tarihli işletme devir protokolü ile devraldığını ileri sürerek, davanın kabulü ile davalının Ankara … Müdürlüğü’nün 2021/631 esas sayılı dosyası ile Ankara … Müdürlüğü’nün 2021/635 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın ayrı ayrı iptalini, her bir icra dosyası için %20 oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasını istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı ile … Büro Malzemeleri Ticaret A.Ş arasında “İşletme Devir Protokolü” imzalandığını, devir konusu…AVM’de yer alan … işletmesinin fiili olarak … ye ait olduğunu, protokolün nisbilik ilkesi gereği sadece taraflar arasında hüküm ve sonuç doğuracağını, oysa davacının protokolün bir tarafı olmadığını bu sebeple bu ilişkiden kaynaklı bir borcu davalıdan talep etmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddini talep etmiş ve davanın esastan da reddini dilemiştir.
DELİLLER
-Dava dışı … Büro Malzemeleri Tic A.Ş ile davalı şirket arazında imzalanan 06.03.2019 tarihli İşletme Devir Protokolü başlıklı Belge
-Ankara … Müdürlüğü’nün 2021/631 esas sayılı dosyası ile Ankara … Müdürlüğü’nün 2021/635 esas sayılı dosya örnekleri
-Ankara ….İcra Müdürlüğüne ait 2019/9677 Esas sayılı dosya örneği
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekilince açılan dava ile, davacının hissedarı bulunduğu dava dışı … Büro Malzemeleri Tic A.Ş ile davalı şirket arasında imzalanan 06.03.2019 tarihli İşletme Devir Protokolü başlıklı Belge uyarınca davalının ödemesini üstlendiği borcunmüvekkili tarafından ödendiği ileri sürülerek, ödenen bedelin anılan protokol hükümleri uyarınca davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine vaki itirazların iptali talep edilmektedir.
Davalı tarafça, davalı ile dava dışı … Büro Malzemeleri Ticaret A.Ş arasında “İşletme Devir Protokolü” imzalandığı, protokolün nisbilik ilkesi gereği sadece taraflar arasında hüküm ve sonuç doğuracağı savunularak davanın reddi talep edilmiş olup buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının sözleşmenin tarafı olup olmadığı buna göre eldeki davada taraf sıfatının bulunup bulunmadığına hususundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, Bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) veya bir hakkın elde edilmesi amacıyla kime karşı dava edileceği (o davada davalı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının veya davalısının o dava yönünden davacı veya davalı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanıdır. Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. O halde, dava konusu şey üzerinde kim veya kimler hak sahibi ise, davayı da bu kişi veya kişilerin açması gerekir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı ise tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.
Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
Buna göre taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için defi değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 23.06.2004 gün ve 2004/4-371 E. 2004/375 K., 18.04.2007 gün ve 2007/5-233 E., 2007/221 K. 04.03.2009 gün ve 2009/10-34 E. 2009/104 K., 04.11.2009 gün ve 2009/2-402 E., 2009/484 K., 03.02.2010 gün ve 2010/4-4 E., 4 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir
Yukarıda belirlenen temel ilkeler ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Davaya konu; 06.03.2019 tarihli İşletme Devir Protokolü başlıklı protokolün dava dışı … Büro Malzemeleri Tic A.Ş ile davalı şirket arasında imzalandığı, devir konusunun…AVM’de yer alan … işletmesinin fiili olarak davalı şirkete devrine ilişkin olduğu, protokole ek listede yer alan ve dava dışı … Büro Malzemeleri Ticaret A.Ş’ye ait olduğu belirtilen borçların da bu kapsamda davalı şirket tarafından üstlenildiği, ne var ki, davacının anılan sözleşmede taraf olmadığı, bu nedenle eldeki davada aktif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.180,89 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.121,59 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7 maddesi uyarınca takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
7-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.