Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/14 E. 2022/171 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/14 Esas – 2022/171
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/14
KARAR NO : 2022/171

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI :…
DAVALILAR : …

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2013
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 03/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkili idare ile davalılar arasında akdedilen sözleşmeler ile …Termik Santralindeki çeşitli işlerin davalılara verildiği, davalılar işçilerinden …’nin 16/09/1996-15/03/2011 tarihleri arasında davalılar emrinde çalıştığı, iş akdinin feshedilmesi nedeniyle …Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan alacak davası neticesinde müvekkili idare ile birlikte davalılardan … Kimya’nın alacaklardan müteselsilen sorumlu tutulduğunu, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, takip neticesinde toplam 31.892,92-TL ödeme yapıldığını, davacı/işçinin, o davada dava dışı olan diğer davalıların işçisi olarak da çalıştığı, davalılar ile yapılan sözleşmelerde her türlü alacaklardan davalıların sorumlu olacağının kararlaştırıldığını belirterek, işçiye yapılan toplam 31.892,92-TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans/yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı … tarafından dosyaya ibraz edilen beyan dilekçesinde özetle; 23/12/1996-15/02/1998 tarihlerinde …Termik Santralinde iş yaptığını, kayıtların tetkikinden …’ye ait bilgiye rastlanmadığından, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3.Davalı … Kimya vekili savunmasında özetle;Rücu davasına konu olan işçinin şirketlerinde 12/09/2009-08/02/2011 tarihleri arasında çalıştığını, davacının iş akdinin müvekkili firma tarafından feshedilmediğini, işçinin 15/03/2011 tarihinde emekli olarak işten ayrıldığını, 08/02/2011 tarihinde ihalenin sona ermesiyle birlikte tüm işçilerin ihaleyi kazanan firmaya geçtiklerini, müştereken ve müteselsilen tahsili talebini kabul etmediklerini, müvekkili olan şirketin sorumlu olduğu kabul edilebilecekse bile sadece çalıştırılan süre ve ücretle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceklerini, son iş veren olmadığından yıllık izin, mahkeme masrafı ve icra vekalet ücretlerinden sorumlu olmadıklarını, zira davanın müvekkili firmaya açılmadığını, ihale sözleşmesinde ve şartnamesinde kıdem ve diğer işçi alacaklarının maliyet hesabına dahil edilmediğini, şirkete matbu sözleşme imzalatıldığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

4.Davalılar … firması vekili savunmasında özetle; Davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı kurumun rücu hakkının olmadığını, işçinin müvekkili firma emrinde çalışmış olsa da aynı zamanda davacı kurumunda işçisi olduğunu, işçinin sözleşme gereği çalıştırıldığını, davacının asıl iş veren ve ihale makamı olarak iş yerini ihale sonucu önceki firmadan devraldığını, sözleşme gereği edimlerin yerine getirildiğini, iş mahkemesi dava dosyasında alınan raporun eksik olduğunu, dava dışı işçinin müvekkili firmada 12/08/2007-11/08/2009 tarihleri arasında çalıştığını, bu nedenle işçinin kıdem tazminatı ve yıllık izin alacakları hakkının bulunmadığını, yıllık izinlerinin kullandırıldığını, kıdem tazminatından ise çalıştırılan süre üzerinden sorumlu kılınmaları gerektiğini, imzalanan tip sözleşmede sözleşme bedeline dahil olan ücretlerin sayıldığını, bunlar arasında kıdem tazminatı ile yıllık izin alacağı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

5. Diğer davalılara dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ olunduğu halde, davaya cevap vermemişlerdir.

6.Mahkememizin 2013/164 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen 12/04/2016 tarihli ve 2016/272 sayılı kararda; “26/02/2013 tarihinde kurum tarafından ödeme yapılmış iş bu dava 08/03/2013 tarihinde açıldığından TBK’nın 73. maddesi gereğince zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir. Görev itirazında bulunulmuş ise de tacirler arasında akdedilen sözleşmeye dayalı iş bu rücu davası açıldığından TTK. 4. ve 5. maddeleri gereğince mahkememiz görevli addedilmiş, yargılamaya devam olunmuştur. Dava dışı işçinin davacı iş veren ile asıl son alt iş veren davalı aleyhine açtığı işçilik haklarına ilişkin dava sonucu hüküm altına alınan miktarlar davacı asıl iş veren tarafından ödenmiştir.4857 sayılı İş Kanunun 2/b bendinde; “Bir iş verenden, iş yerinde yürüttüğü mal hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereğiyle teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer iş veren ile iş aldığı iş veren arasında kurulan ilişkiye asıl iş veren- alt iş veren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl iş veren, alt iş verenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt iş verenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt iş veren ile birlikte sorumludur.” hükmüne yer verilmiştir. Davacı iş veren anılan madde hükmüne dayalı sorumluluğu nedeniyle dava dışı işçiye kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı ödemiş ise de davacının bu tazminatlardan sorumluluğu anılan yasa maddesine göre işçilere karşı olan bir sorumluluktur. Bu durumda uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Dava dışı işçinin iş mahkemesinde görülen davada kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı çalıştığı tüm süreler gözetilerek hesap edilmiş ve davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Bu durumda asıl iş veren konumunda olan davacı …dava konusu olan kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının tamamından sorumlu olup yıllık ücretli izin alacağı fesihle birlikte muaccel olan bir alacak olduğundan bu alacaktan feshin gerçekleştiği tarihte son alt iş veren konumunda bulunan … Kimya sorumlu olacak, diğer davalıların bu kalem alacaktan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmayacaktır. İş bu dava rücu davası olup Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2013/2874 Esas 2013/3750 karar sayılı 03.06.2013 tarihli Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2013/4007 Esas 2013/15433 karar sayılı 11.09.2013 tarihli kararlarında da ifade edildiği üzere kıdem tazminatı yönünden davalıların davacıya karşı olan sorumluluğu kendi dönemiyle sınırlı bulunduğundan davalıların kıdem tazminatına ilişkin sorumluluğunun buna göre belirlenmesi ve sonucuna göre davalılardan kıdem tazminatına ilişkin rücuan istenebilecek alacağın tespiti gerekecektir. Mahkememiz dosyasına sunulan bilirkişi ek raporu; taraflar arasında akdedilen sözleşmeye, sunulan delillere ve yukarıda açıklanan izahatlara ve Yargıtay kararlarına uygun detaylı, gerekçeli hazırlandığından hükme esas alınabilir mahiyette görülmüş, ek rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
1-Davalı … yönünden açılan davanın sicilden terkin edildiği anlaşılmakla, taraf ehliyeti olmadığından reddine,
2-Diğer davalılar yönünden açılan davanın kısmen kabulüne,
A) Kıdem tazminatı açısından; Davalı …’ ın 3,53 TL, Davalı …’ nun 37,58 TL, Davalı … Ltd. Şti’ nin 1.847,02 TL, Davalı … Ltd. Şti’ nin 2.272,75 TL, Davalı … Ltd. Şti’nin 2.211,59 TL, Davalı … Kimya Ltd. Şti’nin 1.434,76 TL’ den sorumlu olduğu,
B) 5.947,00 TL yıllık ücretli izin alacağından davalılardan … Kimya Ltd. Şti’ nin tek başına sorumluğu olduğu,
C) İlam icra giderleri ile faiz alacağı açısından; Davalı …’ın 2,56TL ,Davalı …’ nun 27,27 TL, Davalı … Ltd. Şti’ nin 1.340,12 TL, Davalı … Ltd. Şti’ nin 1.649,01 TL, Davalı … Ltd. Şti’nin 1.604,63 TL, Davalı … Kimya Ltd. Şti’nin 4.053,90 TL’ den sorumlu olduğu,
Her bir alacağın ayrı ayrı ödeme tarihi olan 26/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan sorumlu olduğu miktarla sınırlı olmak üzere tahsiline, Fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir.

7.Davacı vekili ile davalı … Kimya vekillerinin Mahkememiz kararına yönelik temyiz başvurusu sonucu Yargıtay … Hukuk Dairesinin 03/12/2020 tarihli, 2018/1065 Esas ve 2020/4014 Karar sayılı ilamı ile; “1-Davalı … Kimya şirket vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
2-….İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde işçiye ödenen kıdem tazminatının işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak davalının sorumluluğu belirlenerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesi ile Mahkememiz kararı bozulmuştur.

8.Bozma Sonrası Yapılan Yargılama Ve Hükme Esas Gerekçe; Taraflara Yargıtay bozma ilamı tebliğ edilmiş, duruşmaya gelen tarafların beyanları alınmış, akabinde Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.

Davalılardan …’ın 17/06/2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmakla, davacı vekiline davayı bu davalının mirasçılarına yöneltmesi için süre verilmiş, davacı vekili13/07/2021 tarihli dilekçesi ile bu davalı yönünden davayı takip etmediklerini bildirmesi üzerine, 04/11/2021 tarihli celsede, davalı … yönünden açılan davanın taraflarca takip edilmemesi sebebi ile dosya işlemden kaldırılmış, karar tarihine kadar da dava yenilenmemiştir.

Bozma sonrası yapılan tahkikatta, bozma ilamında belirtilen kriterler doğrultusunda hesap bilirkişisinden rapor aldırılmıştır.

Hesap bilirkişisinin hükme esas alınan 26/01/2022 tarihli raporunda özetle; “Davacı ile Davalı arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda, tüm sorumluluğun davalılara devredildiği değerlendirildiği takdirde, davacının rücu edilebilecek sorumluluk tutarları; … Mirasçılarına 349,68.- TL, HarmanşaLtd.Şti.’ne 4.450,23.-TL, … 1.791,31.-TL, … Ltd.Şti. 3.574,37.-TL, … Ltd.Şti. 4.385,90.-TL, … Kimya Ltd.Şti. 10.118,47 TL, Yeşil Vadi Ltd. Şti. 7.222,96.-TL rücu edebileceği” hesaplanmıştır.

Somut olayda tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Açılan davada, asıl iş veren sıfatıyla davacı, dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağını, taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak, alt iş veren olan davalılardan rücuen tahsilini istemektedir.

…Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/91 Esas sayılı dosyasında; dava dışı işçi …’nin davacı …ile davalı … Kimya Şirketi aleyhine hak kazandığı kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağının tahsili istemiyle dava açtığı, davanın mevcut davalı kişi ve firmalara ihbar edildiği, davanın kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, alacağın tahsili yönünde icra takibi yapıldığı, davacının 26/02/2013 tarihinde icra dosyasına toplam 31.892,92-TL yatırdığı takip ve dava dosyasından anlaşılmıştır.

Davacı ve davalılar arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğu, hizmet alım sözleşmesi kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirildiği, iş aktinin de yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilafsızdır. Sözleşmeye göre işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen, rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşme uygulanmalıdır. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre; İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.

Buna göre; Davalı … Ltd. Şti.’nin sicilden terkin edildiği anlaşılmakla, bu davalıya yönelik davanın taraf ehliyeti olmadığından reddine, davalı …’a yönelik açılan davada ise, taraflarca takip edilmeyen ve işlemden kaldırıldığı tarih itibari ile 3 ay içinde yenilenmeyen davanın HMK 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, diğer davalılar yönünden, yukarıda belirtilen Yargıtay kriterlere uygun olarak düzenlenen, dosya kapsamına uygun bilirkişi raporundaki hesaplama dikkate alınarak, açılan davanın kısmen kabulü ile, davalı … ‘dan 1.791,31 TL’nin ödeme tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davalı … Ltd. Şti’nden 4.385,90 TL’nin ödeme tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davalı…Ltd. Şti’nden 7.222,96 TL’nin ödeme tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davalı … Ltd. Şti’nden 4.450,23 TL’nin ödeme tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davalı … Kimya Ltd. Şti.’nden 10.118,47 TL’nin ödeme tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.

Kısa kararda karara karşı başvurulacak kanun yolu maddi hata sonucu sehven istinaf olarak gösterilmişse de, Yargıtay bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucunda karar verildiğinden ve temyiz kanun yoluna tabi olması sebebi ile kanun yoluna yönelik maddi hata gerekçeli kararda düzeltilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davalı … Ltd. Şti. Yönünden açılan davanın şirketin sicilden terkin edildiği anlaşılmakla taraf ehliyeti olmadığından REDDİNE,
2-Davalı …’a yönelik açılan davanın HMK 150/5 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Diğer davalılar yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ ile,
a)Davalı …’dan 1.791,31 TL’nin ödeme tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
b)Davalı … Ltd. Şti’nden 4.385,90 TL’nin ödeme tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
c)Davalı…Ltd. Şti’nden 7.222,96 TL’nin ödeme tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
d)Davalı … Ltd. Şti’nden 4.450,23 TL’nin ödeme tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
e)Davalı … Kimya Ltd. Şti.’nden 10.118,47 TL’nin ödeme tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.910,55 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 544,70 TL harcın mahsubu ile kalan 1.365,85 TL harcın davalılardan (davalı … Ltd. Şti ve davalı … hariç) müştereken ve müteselsilen alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 569 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Ltd. Şti ve davalı … hariç) alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 1.555,95 TL tebligat ve posta gideri, 2.300 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.855,95 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 3.381,52 TL’sinin davalılardan (davalı … Ltd. Şti ve davalı … hariç) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı … Ltd. Şti ve davalı … hariç) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
8-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı … Ltd. Şti. Ve davalı … Kimya Ltd. Şti. yararına takdir edilen 3.924,05 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
9-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)