Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/71
KARAR NO : 2021/642
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … ….
Av. … ….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/01/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari mal alım satım ilişkisi olduğunu, 29.12.2010 tarihli seri A 101295 sıra nolu, 31.01.2011 tarihli seri A 101304 sıra nolu, 27.02.2011 tarihli seri A 101342 sıra nolu sevk irsaliyeleri ile …Gıda Tarım Ürn. Paz. İnş. Nak. ve Tic. Ltd. Şti.’ne imza karşılığı teslim edilen emtiadan dolayı, 31.12.2010 tarihli 339726 nolu 24.780,00 TL, 31.01.2011 tarihli 339736 nolu 35.400,00 TL,28.02.2011 tarihli 339781 nolu 36.816,00 TL fatura düzenlendiğini, ancak davalı yanın teslim alınan emtia bedeli olan toplam 96.996,00 TL’yi ödemediğini, bunun üzerine aleyhine toplam 96.996,00 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu itirazın iptali ile takibin devamına, davalının takibe haksız olarak itiraz etmesi nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, Ünye ilçesinde müteahhitlik yapmakta iken, davacıdan 2010 yılında inşaat için fiyat teklifi aldığını, ancak ürünlerin bedelinden dolayı ürünleri teslim almadığını, davacının dava dilekçesinde sunmuş olduğu sevk irsaliyelerinin uyap ortamında okunmamakla birlikte teslim alanın kim olduğu ve imzasının bulunmadığını, davacı tarafın söz konusu malların Ankara’da teslim edildiğinden söz ettiğini, ancak sevk irsaliyelerinde ne alıcı adının ne malzemelerin yüklendiği kamyonun plakasının ne de şirketin kaşesinin bulunmadığını, davaya konu, davalının ihtiyacı olan malları başka firmadan aldığını, davaya konu faturaların müvekkile teslim edilmediğini ve taraflar arasında ticari ilişkinin de bulunmadığını, öncelikle davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının esastan reddi, alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında ticari ilişki olduğu iddiasıyla, davacı tarafından davalı aleyhine faturaya dayalı alacak için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Ankara 14. İcra Müdürlüğü’nün 2011/10901 Esas sayılı dosyasının celbi sağlanmış olup takip dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine başlatılan takipte borçlunun yetki ve borca itirazı ile takibin durduğu, görülmüştür.
Tarafların bağlı bulunduğu Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak davaya ve takibe konu faturaların BA ve BS formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup cevabı yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflara/vekillerine HMK. 222. maddesi gereğince akdi ilişkinin başından itibaren defter ve kayıtları mahkememize sunmaları yönünde 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilinin davacı şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişinin bilgilerini bildirdiği, davalı tarafın defter ibrazında bulunmadığı görülmüştür.
Dosyanın konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye tevdi ile davacının, defterlerini yerinde incelemek suretiyle tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere davacı alacağının tespitinin yapılması istenilmiş olup,13/04/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; davacı yan tarafından incelemeye sunulan 2010, 2011 yılına ait yevmiye defterleri ile 2010 yılı envanter defterinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden; süresinde açılış tasdiklerinin yapıldığı, ancak ilgili yıl yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı, yine; 2010 yılı defteri kebir ile 2011 yılı envanter ve defteri kebirin incelemeye sunulmadığı, görüldüğünden, ilgili yıllara ait ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfının bulunmadığı, davacı şirket tarafından davalı şirket adına 3 adet toplam 96.996,00 TL bedelli fatura tanzim edildiği, taraflar arasında yazılı bir sözleşmeye dayanmayan ticari bir ilişkinin bulunduğu, davacı yanın davalı yana satışını yapmış olduğu muhtelif inşaat malzemelerini sevk irsaliyesi düzenlemek suretiyle davalıya sevk ettiği ve işbu sevk irsaliyelerin Muammer ERGÜN tarafından teslim alan olarak imzalandığı, davacı yanın 2010 yılı Aralık döneminde davalıya düzenlediği 1 adet toplam 21.000,00 TL (KDV Dahil 24.780,00 TL) tutarlı faturanın, davalı şirket tarafından 2010 yılı Aralık döneminde “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bildiriminin yapıldığı, davacı yanın 2011 yılı Ocak döneminde davalıya düzenlediği 1 adet toplam 30.000,00 TL (KDV Dahil 35.400,00 TL) tutarlı faturanın, davalı şirket tarafından 2011 yılı Ocak döneminde “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bildiriminin yapıldığı,davacı yanın 2011 yılı Şubat döneminde davalıya düzenlediği 1 adet toplam 31.200,00 TL (KDV Dahil 36.816,00 TL) tutarlı faturanın, davalı şirket tarafından 2011 yılı Şubat döneminde “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bildiriminin yapıldığı, ve dolayısıyla işbu faturaların davalı yanca kabul edildiği; davacı yanın incelemeye sunulan ticari defterler kayıtlarında davalı yandan 96.99600 TL alacaklı olduğu, belirtilmiştir.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
YARGITAY …. HUKUK DAİRESİ’nin 2007/18006 Esas, 2007/19088 Karar sayılı ilamı; ” İİK.nun 78. md. göre; alacaklının haciz isteme hakkı, bir yıllık süreye tabidir. Haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer (m.78,II c. 1) ve takip dosyası işlemden kaldırılır (m.78.IV). Ancak yenileme talebi ile takip devam etmekte kaldı ki davacı dava yolu ile (İİK.md.67) itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmektedir. İİK.nun 66.maddesi uyarınca takibe itiraz üzerine takip durmakta, itirazın iptaline ilişkin ilamın icra dairesine verilmesi ile takibe devam olunmaktadır. Bu halde, iptal kararı esas alınarak takibin yürütülmesi gerekir. Yeniden icra emri tebliğ edilmez ve yenileme emrinin gönderilmiş olması takip kesinleştiği için borçluya yeniden itiraz imkanı vermez. O nedenle İİK.md.78 uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmış olması, itiraz üzerine duran takibe itirazın iptali talebinin incelenmesine engel teşkil etmemelidir. Bu itibarla davaya bakılarak yapılacak yargılama sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Davalı vekilinin yetki itirazı TBK’nın 89. maddesi, zamanaşımı itirazı TBK’nın 146. maddesi uyarınca reddedilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile aralarındaki ticari mal alım satımına ilişkin faturaya dayalı alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında yetkiye, borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak hizmetin ifa edildiği davacı defterleri, fatura içeriğinden ve vergi dairesinden gelen BA/BS formlarıyla görüldüğü, davalının ihtaratlı davetiyeye rağmen defter ibrazında bulunmadığı, 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile değişen HMK 222. Maddesine göre taraflardan birinin defter ibraz etmemesi halinde karşı tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerin lehine delil kabul edileceği, İİK.md.78 uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmış olması, itiraz üzerine duran takibe itirazın iptali talebinin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği anlaşıldığından tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetin ifa edildiği, davacı tarafından ispat edilmiştir. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, takibe konu asıl alacağın davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın KABULÜNE, davalının Ankara …. İcra Müdürlüğünün 2011/10901 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 96.996,00 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 96.996 TL’nin %20’si olan 19.399,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.625,80 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 1.656,45 TL harcın mahsubu ile kalan 4.969,35 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.710,85 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 79,5 TL tebligat ve posta gideri, 800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 879,5 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 13.164,62 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
8-Arabuluculuk ücreti olan suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının/vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
(E-imzalıdır)
Hakim …
(E-imzalıdır)