Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/635 E. 2021/624 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/533 Esas
KARAR NO : 2021/610

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/11/2020
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 05.11.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, İstanbul … Belediye Başkanlığının açtığı ihale sonucu … Belediyesi Kültür Merkezinin bakım ve tamir işlerini yapmaya başladığını, davalı şirketin, üstlendiği işlerin bir kısmını yaptırmak için müvekkili şirket ile anlaştığını ve taraflar arasında taşeronluk ilişkisi kurulduğunu, davacı şirketin, davalının kendisine verdiği tüm işleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, işlerin bir kısmını bizzat kendisinin yaptığını, bir kısmını ise alt taşeron ilişkisi kurduğu dava dışı firmalara yaptırdığını, … Belediyesi Kültür Merkezinde yapılan işler karşılığında düzenlenen 23.11.2015 tarihli, 008386 sıra numaralı ve KDV dahil 336.300,00 TL tutarlı faturanın davalı şirkete gönderildiğini, ancak davalı şirketin, faturaya Ankara …. Noterliğinin 30.11.2015 tarihli, 27779 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz ettiğini ve faturayı müvekkiline iade ettiğini, bahsi geçen ihtarnamede, …Teknik Şirketi ile…Elektrik Şirketi arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığı, faturaya konu işin…Elektrik şirketine yaptırılmadığı, şirket kayıtlarında da iki şirket arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığının tespit edildiği belirtilmiş ve 23.11.2015 tarihli, 008386 sıra numaralı faturaya itiraz edildiğini, davalı şirketin ihtarnamedeki “taraflar arasında hiçbir ticari ilişki bulunmamaktadır” itirazının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin faturaya konu işi yaptığını ve davalının müvekkiline borcunu ödemediğinin tarafların ticari defter ve kayıtlarından, cari hesap ilişkisinden ve diğer tüm delillerden tespit edileceğini, davalının 17.12.2015 tarihinde temerrüde düştüğünü, alacak taleplerine bu tarihten itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiğini,beyanla, davanın kabulü ile 336.300,00 TL alacaklarının, davalının temerrüde düştüğü 17.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretine mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 29.11.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça, müvekkili şirkete 27.11.2015 tarihinde, 23.11.2015 tarih ve 008386 seri nolu 336.300,00 TL bedelli bir adet fatura tebliğ edildiğini, taraflarınca tebliğ edilen faturayı ve içeriğini kabul etmediklerini yasal gerekçeleri ile birlikte izah etmiş ve Ankara … Noterliğinin 30.11.2015 tarih ve 27779 yevmiye nolu ihtarnamesi ekinde iade ettiklerini, davacının davasını ve davaya dayanak faturasını kabul anlamına gelmemek üzere, davacının yapmış olduğu bir iş var ise, iş ortaklığının tüzel kişiliği olmaması bakımından ve davalı şirketin iş ortaklığında özel ortak olması ve ortaklığı tek başına temsile yetkisi olmaması, tek başına iş ortaklığı adına borçlanma yetkisinin bulunmaması nedenleriyle faturanın iş ortaklığının pilot ortağı olan … Yol Yapı San. ve Tic. A.Ş.’ne kesilmesi gerektiğini, davacının, davalı ile aralarında taşeronluk sözleşmesi olduğunu iddia ettiğini, ancak bu iddianın gerçek dışı olduğunu, taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, davacının müvekkilinin taşeronu olmadığı ve kendisine faturada yazılı işin yaptırılmadığı da … Belediyesi kayıtları ile sabit olduğunu, keza müvekkilinin … Belediyesine yapmış olduğu işlerin resmi, kamu ihalesi olup idarenin bilgisi ve kaydı olmadan müvekkilinin taşeron sözleşmesi yapması ve işi başka bir firmaya yaptırmasının da mümkün olmadığını, davacının taraflarına tebliğ etmiş olduğu fatura içeriğine de süresi içinde itiraz ettiklerini, davacı tarafın fatura içeriğine, “… Belediyesi Kültür Merkezinde Yapılan Muhtelif İşler” açıklamasını yaptığını, ancak dava dosyasında da görüleceği üzere yaptığı işlerin neler olduğu, neye dayanarak yaptığı ve borcun kaynağının ne olduğuna dair bir belge açıklama da sunmadığını beyanla, öncelikle husumet, dava şartı yokluğu ve zamanaşımı itirazları yönünden davanın reddine, esas yönünde inceleme yapılması halinde ise haksız ve mesnetsiz davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında akdedildiği iddia edilen taşeronluk sözleşmesi uyarınca faturaya dayalı alacak istemine ilişkindir.
Tarafların bağlı bulundukları Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak davaya konu faturalara ilişkin BA ve BS formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş, cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflara Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222. Maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmek üzere süre verilmiş, davacı vekilinin müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişiyi bildirdiği, davalı vekilinin defterleri dosyaya ibraz ettiği görülmüştür.
Dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan kayıtların neler olduğu, Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevapları da değerlendirilerek ve mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde rapor tanzim edilmesi istenilmiş, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle;Her iki tarafa ait ticari defter kayıtları karşılaştırıldığında, davacının davalı adına 27.04.2015 tarihli 008372 nolu 23.600,00 TL tutarlı bir adet fatura düzenlediği ve 20.04.2015 tarihinde davalıdan 20.000,00 TL tutarında banka havalesi aldığı, söz
konusu 27.04.2015 tarihli 23.600,00 TL tutarındaki faturanın ve 20.000,00 TL tutarındaki banka havalesinin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve söz konusu kayıtların taraf defterlerinde birbiri ile uyumlu olduğu, ancak dava konusunu oluşturan ve davacının davalı adına düzenlediği 23.11.2015 tarihli 4-008386 nolu 336.300,00 TL tutarlı faturanın davacı ticari defterlerinde yer almasına rağmen davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, Davacı…Elektrik Elektromekanik İnş. San. İç Dış Ticaret Ltd. Şti. tarafından davalı …Teknik İnşaat San. ve Tic. A.Ş. adına 23.11.2015 tarihli A-008386 nolu 336.300,00 TL tutarlı fatura bedelinin ödenmediğini ileri sürdüğü, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacı yan, söz konusu işi yaptığına ilişkin dayanak olarak kendisi adına davadışı şirketler tarafından düzenlenen faturaları beyan ettiği, anılan faturaların tetkikinden, farklı 9 (dokuz) davadışı şirket tarafından davacı adına 29.06.2015-23.11.2015 tarihleri arasında toplam 499.773,75 TL tutarında 19 adet faturanın düzenlendiği, anılan faturaların 15’inde açıklama olarak “… Belediyesine Yapılan İşler”e ilişkin olduğunun belirtildiği, uyuşmazlıkla ilgili hukuki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, belirtilmiştir.

İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, faturaya dayalı alacağın tahsili için eldeki davayı açmıştır. Uyuşmazlığın davacı tarafından düzenlenen faturaya konu borcun bulunup bulunmadığı, taraflar arasında taşeronluk sözleşmesi akdedilip akdedilmediği hususlarından kaynaklandığı görülmüştür. Davacı…Elektrik Elektromekanik İnş. San. İç Dış Ticaret Ltd. Şti.’ye ait 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı ve mübrez 6102 sayılı TTK.’nun 64. ve müteakip maddeleri sahibi lehine delil gücüne sahip olmadığı, her iki tarafa ait ticari defter kayıtları karşılaştırıldığında, davacının davalı adına 27.04.2015 tarihli 008372 nolu 23.600,00 TL tutarlı bir adet fatura düzenlediği ve 20.04.2015 tarihinde davalıdan 20.000,00 TL tutarında banka havalesi aldığı, söz konusu 27.04.2015 tarihli 23.600,00 TL tutarındaki faturanın ve 20.000,00 TL tutarındaki banka havalesinin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve söz konusu kayıtların taraf defterlerinde birbiri ile uyumlu olduğu ancak dava konusunu oluşturan ve davacının davalı adına düzenlediği 23.11.2015 tarihli 336.300,00 TL tutarlı faturanın davacı ticari defterlerinde yer almasına rağmen davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı görülmüştür. Taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı tarafta olup, dosya içeriğinde davacı tarafından davalıya fatura içeriği hizmetin ifa edildiğine ilişkin bir delil bulunmadığı, davalı tarafın BA formlarında da ilgili faturanın vergi dairesine bildirilmediği ve davalı tarafın defterinde fatura ve faturaya ilişkin bedelin kayıtlanmadığı anlaşıldığından, ispat yükü kendisinde olan davacı davasını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1- Davanın REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında peşin alınan harçtan mahsubu ile artan 5.683,17 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 31.991,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5-6235 sayılı Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi 13. Maddesi gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.