Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/621 E. 2022/358 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/621 Esas – 2022/358
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/621 Esas
KARAR NO : 2022/358

HAKİM : …
KATİP : ..

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ..
DAVALILAR : 1…
VEKİLİ : Av…
DAVA : İtirazın İptali(Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtrazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Banka ile asıl kredi borçlusu …. arasında 08.02.2017 tarihli 700.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalılar ..in 875.000 TL limitli sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla taraf olduğunu, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine… Noterliğinin 02.08.2019 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtanamesinin keşide edildiğini, ihtarname ile tanınan süre içinde ödeme yapılmaması nedeniyle borçlular hakkında …esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçluların itirazı üzerine takibin durduğunu, dava şartı olarak arabuluculuk müessesine başvuruda bulunulmuş olmasına karşın anlaşma sağlanamadığını, kefillerin borcun tamamından sıra gözetilmeksizin birinci derecede sorumlu olduklarını, temerrüt faizi oranının sözleşmeye uygun olarak belirlenmiş olması nedeniyle bu husustaki itirazın yersiz olduğunu, dava konusu icra takibinin başlatıldığı tarih itibariyle ile … tarafından ödeme yapılmamış olmakla birlikte, ödeme yapılmış olsa dahi müvekkili Bankanın icra takibine devam etmesi gerektiğinden ödenen tutarların icra dosyasındaki borç miktarından düşülmemesi gerektiğini, belirtere… E. sayılı dosyasından yapılan takibe karşı asıl borçlu ve kefiller hakkında takip rakamı üzerinden yasal dayanağı bulunmayan itirazlarının iptaline ve takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu sözleşmenin TBK 583. Madde hükmündeki şekil şartlarına uygun olarak hazırlanmadığını, bu sebeple kefalet sözleşmesinin hükümsüz olduğunu, davaya konu Genel Kredi Sözleşmesinde TBK 584/1 uyarınca geçerli bir eş rızası bulunmadığını, müvekkillerinin takip tarihinden önce yapmış olduğu kısmi ödemelerin Banka tarafından kredi hesabından düşülmeden takibe konulduğunu, sözleşmeye uygulanan %40 faiz oranının hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine, itirazın kabulüne, davacı hakkında takip miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine davalı/borçluların itirazı üzerine duran takibin devamına, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… Esas sayılı takip dosyasının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş gelen cevabı yazı dosyamız arasına alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlular aleyhine başlatılan takipte borçluların itirazın üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davacı bankadan takip dosyasına dayanak kredi sözleşmesi ve ekleri celbedilmiştir.
Dosyanın konusunda uzman bankacı bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere var ise takip tarihi itibariyle davacı alacağının tespitinin yapılması istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle; Kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı hususuna ilişkin olarak; Davacı Banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında akdedilen 08.02.2017 tarihli 700.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinde davalı …’in 875.000,00 TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefalet limiti, kefalet tarihi ve kefaletin müteselsil olduğu hususlarının el yazısı ile yazılmış olduğu dikkate alınarak, söz konusu el yazısı ibarelerin davalı … eli ürünü olması hal ve kaydıyla kefalet sözleşmesinin Borçlar Kanunu hükümlerine uygun olarak tesis edildiği, davalı kefil …’in davalı asıl borçlu şirketin ortağı ve yöneticisi sıfatına haiz olması nedeniyle kefaletine ilişkin olarak eş muvafakatinin alınmasına yasal gerek bulunmadığı, kredi sözleşmesine ilişkin kısmi ödeme bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olarak; takibe konu kredilerden; (…) nolu taksitli ticari kredinin 200.000,00 TL üzerinden 10.02.2017 tarihinde kullandırıldığı ve söz konusu krediye 26 taksit ödemesi yapıldıktan sonra borcun 66.061,33 TL’ye düştüğü, … nolu taksitli ticari kredinin 12.02.2018 tarihinde 250.000,00 TL tutarında taksitli ticari kredi kullandırıldığı ve söz konusu krediye 14 taksit ödemesi yapıldıktan sonra borcun 171.020,60 TL’ye düştüğü, kat tarihinden sonra ve fakat takip tarihinden önce olmak üzere; 07.08.2019 tarihinde 6.209,91 TL, 09.08.2019 tarihinde 6.355,03 TL, 26.08.2019 tarihinde 65,27 TL, 29.08.2019 tarihinde 943,83 TL, 02.09.2019 tarihinde 1.872,45 TL, 06.09.2019 tarihinde 3.387,67 TL, 10.09.2019 tarihinde 6.568,95 TL, tutarlarında kısmi ödeme yapıldığı, belirlenmiş olup, davacı Banka tarafından söz konusu ödemeler borca mahsup edilmek suretiyle kalan borç tutarı üzerinden davalılar hakkında icra takibine girişildiği, banka tarafından talep edilen faiz oranının sözleşmeye uygun bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olarak; szleşmenin 1. Bölüm 10. maddesinde, temerrüt halinde en yüksek faiz oranının % 50 fazlası ile tespit olunacak oranda temerrüt faizi uygulanacağı hükme bağlandığı, dosyaya sunulan 10.08.2018 tarihli Merkez Bankası bildirim listesinde en yüksek faiz oranı % 40 olarak yer almakta olup bu oranın % 50 fazlasının % 60’a tekabül ettiği, davacı Bankanın % 60 oranında temerrüt faizi talep hakkı mevcut iken takip talebinde 40.00 oranından istemde bulunulduğu, belirlenmiş olup, takibe konu alacak için istemde bulunulan % 40.00 oranının sözleşme hükmüne uygun olarak saptanmış olduğu, takip tarihi itibariyle davacının alacak isteminin yerinde olup olmadığı hususuna ilişkin olarak, yapılan hesaplamalar neticesinde, davacının takip tarihine göre davalılardan talep edebileceği tutar; (…) kaynaklanan 221.979,10 TL Asıl Alacak, 10.909,63 TL İşlemiş faiz, 545,48 TL Faizin % 5,00 Gider Vergisi 233.4434,21 TL Toplam ticari Kredilerden şeklinde 233.434,21 TL olarak tespit edilmiş olup, asıl alacak tutarı 221.979,10 TL’ye takip tarihinden itibaren %40.00 oranından işlemiş faiz talep edilebileceği görüş ve kanaatinde bulunulmuştur.
Beyan ve itirazları karşılar ve mahkememizce tespit edilen…. yönünden de eksikliği giderir ek rapor tanzimi için dosyanın yeniden bilirkişiye tevdine karar verilmiş, gelen bilirkişi ek raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Ek raporunda özetle; Hesaplamalar sonucu davalıların davacı Bankaya takip tarihi itibariyle 233.434,21 TL tutarında borçlu oldukları belirlenmiştir.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır. Davanın süresinde açıldığı görülmüştür.
6098 Sayılı TBK’nın 583. Maddesi; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ve kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” şeklindedir.
6098 sayılı TBK nun “Eşin rızası” başlıklı 584. maddesinde ” Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz. ” şeklindedir.
TBK MADDE 586- Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.”
Davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında akdedilen 08.02.2017 tarihli 700.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinde davalılar ….in 875.000,00 TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi kök rapor ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı, asıl borçlu ve kefiller arasında sözleşme akdedildiği, davalıların sözleşmeden kaynaklanan borcunu ödemediğini, alacaklarının tahsili için başlattıkları icra takibine davalıların haksız itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğine yönelik ihtilaf bulunmamakla birlikte uyuşmazlığın, kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, kredi sözleşmesine ilişkin kısmi ödeme bulunup bulunmadığı, Banka tarafından talep edilen faiz oranının sözleşmeye uygun bulunup bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının alacak isteminin yerinde olup olmadığı, davalı borçlular tarafından takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı hususlarına ilişkindir. Mahkememizce alınan bilirkişi kök ve ek raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu raporlar hükme esas alınmıştır. Davaya konu alacağın kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, takip talebinde talep edilen temerrüt faizi oranının uygulanmasının taraflar arasındaki sözleşme ve mevzuata uygun olduğu, kefillerin asıl borçlu şirket yöneticisi olduğu, akdedilen sözleşmede kefillerin geçerli kefaletinin bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davalıların Ankara …. Esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile, takibin aynı şartlarla devamına, yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likit olduğu ve tazminat talebinin de yerinde olduğu görülerek toplam alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalıların …. Esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile, takibin aynı şartlarla devamına,
2-Hükmolunan 233.434,21-TL’nin %20’si olan 46.686,84-TL icra inkar tazminatının borçlu davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 15.945,89-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 2.819,31-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 13.126,58-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 24.790,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 2.819,31-TL Peşin/nisbi Harcı, 900,00-TL Bilirkişi ücreti, 100,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.873,71TL’nin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar/vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde …. Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/05/2022

Katip ….
e-imza

Hakim….
e-imza