Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/606 E. 2022/482 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/606 Esas – 2022/482
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/606 Esas
KARAR NO : 2022/482

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI : …
DAVALI : ….
DAVA : Rücuen Tazminat (İşçilik AlacaklarındanKaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Rücuen Tazminat (İşçilik Alacaklarından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ; Davacı …Genel Müdürlüğü ile Davalı … Güvenlik Hizmetleri A.Ş. arasında imzalanan 03.08.2015 Tarihli “Hizmet Alım Sözleşmesi” kapsamında çalıştırılan personeller tarafından hem davacı Genel Müdürlük ve hem de yüklenici şirket aleyhine 4857 sayılı yasadan kaynaklı işçilik alacakları için (dilekçede belirtilmiş şekilde ) açılan davalar sonucu, Yargıtay 23. HD. 04.07.2019/1289-3274 Sayılı emsal kararlar doğrultusunda ve taraflar arasında imzalanan sözleşme ile yürürlükte olan sair mevzuat gereği, müvekkil tarafından ödenmek zorunda kalınan toplam 416.306,27 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkil idareye iadesi hususunda arabulucuya başvurulmuş, ancak davalı tarafla — uzlaşmaya varılamamış olduğu belirterek, müvekkil idare tarafından dava dışı işçilere ödenmek zorunda kalınan toplam 416.306,27.TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … Güvenlik Hizmetleri A.Ş. vekili 16.02.2021 Kayıt tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketle davacı …Genel Müdürlüğü arasında, idari birimlerde çalıştırılmak üzere 03.08.2015/621331 İhale kayıt numaralı“7792 Özel Güvenlik Görevlisi Alım Sözleşmesi”nin 9.1 Maddesinde işin süresinin 12 Ay olduğunu ve ayrıca 2605.215/43436 İhale kayıt numarası ile Genel Müdürlüğe bağlı “Bölge Müdürlükleri, Arıtma Tesisleri, Pompa İstasyonları ve Yeraltı Barajı”nda görevlendirilmek üzere 3 Yıl Süreliğine 130 Özel Güvenlik Görevlisi Alımı Sözleşmesi” yapılmış olduğunu; ancak, iş bu sözleşmelerin “…yönetim kurulu kararı” sonucu “asgari ücretin artışı” neden gösterilerek, ihale kapsamında çalışan işçilerin belirli süreli iş akitlerine son verildiğini, buna göre sözleşmelerin — süresinden önce feshedilmiş — olmasında, müvekkil şirketin feshe sebebiyet vermediğinin açık olduğunu, feshedilen ihaleler sebebiyle davacı idare tarafından dava dışı işçilere yapılan ödemeler ve işçilik alacaklarından sorumlu olmadığını, Kaldı ki, süresinden önce feshedilen ihaleler sebebiyle davalı şirketin maddi ve manevi zarara uğramış olduğunu idare tarafından hakkediş ve alacakları ödenmeyerek mağdur edildiğini, bu sebeple işçilere yapılan ödemelerin davacı idare tarafından hıfzedilen hak edilişlerden yapılmış olabileceğinin araştırılması gerektiğini, ihalenin feshine kusur veya ihmali bulunmayan davalı şirketin, dava konusu alacaklardan sorumlu bulunmadığını, nitekim, davacı idare tarafından yayımlanan “01.10.2014/9416 Sayılı Genelge” ve 08.02.2015 Tarihli Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkındaki Yönetmelik” 5/2 ve 8. Maddeleri hükümlerine göre Kıdem Tazminatı” ödemelerinden kamu kurumu olan davacı ASKİ’nin sorumlu olduğunu, yine bu bağlamda belirtilen yönetmelik sonrası bizzat davacı idare tarafından çıkartılan 23.02.2015/…000183 Sayılı Genelge ile İdare bünyesinde alt işverenlerce çalıştırılan işçilerin tazminatlarının idare (ASKİ) tarafından ödeneceği, düzenlemesi getirilmiş olduğunu belirterek, söz konusu genelge ve düzenlemeler gereği, davacı tarafından ödenen dava konusu işçilik kalemlerinden hiçbir sorumluluğu bulunmadığı açık olmakla müvekkil şirketin açıklanan yönetmelik ve genelge hükümlerine güvenerek söz konusu ihale sözleşmelerini akdetmiş olduğunu, davacının bu genelgelerle kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünün kendisine ait olduğunu ikrar etmiş olmasına rağmen açtığı davanın kötü niyet nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; işçilik alacağı sebebi ile rücuen tazminata ilişkindir.
1475 sayılı İş Kanunu’nun “İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler gözönüne alınarak hesaplanır. İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. 12/7/1975 tarihinden itibaren (2) işyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. 12/7/1975 tarihinden evvel (3) işyeri devrolmuş veya herhangi bir suretle el değiştirmişse devir mukavelesinde aksine bir hüküm yoksa işlemiş kıdem tazminatlarından yeni işveren sorumludur.” hükümlerini haizdir.
Yerleşik Yargısal içtihatlar nazara alındığında (Yüksek Yargıtay 23. H.D 01.07.2020 Tarih ve 2017/732 Esas ve 2020/2372 Karar) Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Mahkememizce, mahkeme, icra dosyası ve sözleşmeler dosyamız arasına alınıp, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 14.11.2014, 03.08.2015 tarihli hizmet alımına ait sözleşmeler ile dosyamız arasına alınıp, incelenmiştir. Sözleşmede işçilik alacaklarından davacı idarenin sorumlu tutulduğuna dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Sözleşmenin parçası olan teknik şartnamede, 12.6- Yüklenici, yürürlükteki İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı hükümlerine göre çalıştıracağı elemanların hür türlü özlük haklarını karşılamak zorundadır. Mevzuata göre işçi alınması, işçi çıkarılması, işçi haklarının ödenmesi ve sair konularda tüm sorumluluk yükleniciye aittir, hükümlerini haizdir.
30/09/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle, Dava dilekçesinde belirtilen şekilde icra takip dosyalarına …tarafından dava dışı 24 işçi adına yapılan bu ödemeler bakımından davacının davalıdan talep edebileceği tutar, taleple bağlı kalınması halinde 416.306,27 TL olacağı, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Taraflar arasında hizmet alımına dair sözleşmeler imzalanmış, bu sözleşmeler çerçevesinde davalı tarafından işçiler çalıştırılmış, işçilerin iş akitlerinin son bulması üzerine davacı tarafından müteselsil sorumluluk kapsamında işçilerin kıdem tazminatları ve işçilik alacakları dava dışı işçilere ödenmiştir. Yargıtay uygulamalarına göre üst işverenin konumundaki idarenin işçilik alacakları nedeniyle sorumluluğuna gidilebilmesi için sözleşmede açıkça üst işverenin sorumlu olduğu yazılması gerekmektedir. Taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri ve ekleri incelenmiş, davacı üst işveren idarenin sorumlu olduğuna dair açık herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Tam aksine davalının sorumlu olduğuna dair hükümler bulunmaktadır. İşçilere ödenen tutarların yerinde olup olmadığı yönünde bilirkişiden rapor da alınmıştır. Bilirkişi raporunda işçilere ödenen tazminat ve işçilik alacaklarının davacının açtığı dava örtüştüğü bilgisi verilmiştir. Bu haliyle davacının davasının kabulü gerekmiş, açık ve ayrıntılı bilirkişi kök ve ek raporu hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 416.306,27-TL rücuen tazminatın 06/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 28.437,88-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 7.109,48-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 21.328,40-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 37.591,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 7.109,48-TL Peşin/nisbi Harcı, 4.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 87,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 11.250,88TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde…Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/06/2022

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR