Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/601 E. 2021/820 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/601 Esas
KARAR NO : 2021/820

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin uluslararası piyasaya toptan ilaç ve tıbbi malzeme temin eden bir tedarikçi firma olduğunu, davacı firmanın davalı ile belirsiz süreli iş sözleşmesi, gizlilik ve rekabet sözleşmesi imzaladığını ve bu sözleşmeler doğrultusunda davacının 2016-2020 yılları arasında istihdam edildiğini, davalının iş sözleşmesini davacı şirket ile aynı konuda faaliyet gösteren … Ecza Deposu San. ve Tic. A.Ş. şirketinde çalışmaya başlamak amacıyla sona erdirdiğini, davalının 2017 yılında akdedilen Gizlilik ve Rekabet sözleşmesinin 3. maddesini ihlal ettiğini ve davacı şirkette çalışması sırasında edinmiş olduğu müşteri çevresi ve bilgi birikimini kullanarak 3. Şahıs şirkette çalıştığını, davacı şirket ile aynı sektöre girdiğini, bu çalışması sırasında davacı şirketin tedarik gücü ve fiyatlandırma politikalarını öğrendiğini, davalının bu kilit rolü nedeniyle sözleşmesinde Rekabet Yasağı hükmüne yer verildiğini iddia ederek, davalının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle cezai şart alacağı olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin temerrüt tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkilinin 03.03.2020 tarihinde hiçbir mazeret bildirmeksizin iş akdini feshettiği iddia edildiğini, gizlilik ve rekabet yasağı sözleşmesinin tehdit ve baskı ile imzalatıldığını, iş akdinin davacı işveren tarafından mazeretsiz ve haksız olarak feshedildiğini, rekabet yasağı sözleşmesinin varlığının kabulü halinde dahi müvekkilinin sözleşmeye aykırı davranmamış olduğunu, haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; rekabet yasağının ihlal edildiği iddiasına dayalı taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”, aynı Kanunun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı”düzenlemesi yer almaktadır. Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK’nın 4/1. maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafın da tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi ve işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevinin iş mahkemesine verilmiş olup bu durum Türk Ticaret Kanununun 5.maddesinde belirtilen “aksine durum” ibaresi kapsamında kalmaktadır. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 2021/3076 Esas 2021/9789 karar sayılı ilamı; “İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu’ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla,yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır.” şeklindedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, rekabet yasağı sözleşmesine dayalı, cezai şart istemine ilişkindir. İş mahkemeleri, Ticaret mahkemelerine göre daha özel yetkili mahkemeler olmakla, yukarıda değinilen Yargıtay kararı uyarınca da mevcut dosyada uyuşmazlığın kaynağının iş sözleşmesi olduğu, Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1- Görevli mahkeme Ankara İş Mahkemeleri olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın HMK 114. ve 115. maddesi gereğince usulden reddine,
2-HMK’nun 20. maddesi gereği, Mahkememiz kararının kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dosyanın kesinleştirilerek görevli mahkemeye gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK331/2 maddesi gereğince görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza