Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/6 E. 2021/447 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/6 Esas
KARAR NO : 2021/447

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile Müvekkili …, … Sac Kesim şahıs şirketi olarak Ankara OSTİM sanayi bölgesinde plazma sac kesim işi yapmaktadır. Sac kesim işi yapılırken kullanılan makinelerden ötürü çalışanların güvenliğini sağlamak ve yasal şartları uygulamak amacıyla iş güvenliği ve sağlığı hizmeti almaktadır. 01/10/2018 tarihinden itibaren müvekkil ile davalı şirket arasında iş güvenliği ve sağlığı hizmeti sağlanması için sözleşme imzalandığını, 01/10/2018 tarihinden 08/01/2019 tarihine resmi olarak davalı şirket tarafından iş güvenliği hizmetinin yapıldığı ilgili Bakanlığa bildirilmiştir. Ancak davalı şirket tarafından sözde görevlendirilen C sınıfı iş güvenliği uzmanı … ve işyeri hekimi …. işyerinde herhangi bir denetim, uygulama, toplantı yapmamıştır. Bunlar olmadığı gibi davalı şirket ve çalışanları tarafından işyerine gelinmemiştir dahi. Bu durum müvekkilimizin işyerinde çalışanlar Çankaya/ANKARA tarafından da bizzat bilinmektedir. Bu kişilerin tanık olarak dinlenmesini, müvekkilimizin işyerine ait İş Sağlığı Ve Güvenliğine İlişkin Tespit Ve Öneri Defteri davalı tarafından hizmet verilmesi gereken tarihlerde boştur. (Ek-3) İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği ve İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik’e göre söz konusu defterin işveren tarafından saklanması ve iş güvenliği uzmanı tarafından tespitlerin bu deftere işlenmesi zorunludur. Müvekkilimizin işyerine ait İş Sağlığı Ve Güvenliğine İlişkin Tespit Ve Öneri Defteri’nin boş olması bile tek başına davalının hizmet gereğini yerine getirmediğini, belirtilen yönetmeliklerin maddeleri gereğince hizmet gereğini yerine getirmeyip, sözleşme konusunu ifadan kaçınan davalı, sözleşmeden kaynaklı olduğunu anladığımız, 2.900,00 TL cari hesap alacakları olduğu iddiasıyla … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından mesnetsiz bir dayanak ile müvekkil aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkilim ise işlerinin yoğunluğundan dolayı takibe itiraz edemediğini, neticede davalı tarafça 01/08/2019 tarihinde müvekkilin işyeri adresine hacze gelindiğini, davalı vekilleri tarafından hacze gelindiği sırada işyerinde olmayan müvekkil yapmakta olduğu ticari işleri bırakmak zorunda kalmış ve adrese gelmiştir. Bu sırada yapılan haciz işlemi, o sırada işyerinde bulunan müşterilerin, komşu işyerlerinin ve müvekkilin çalışanlarının dikkatini çekmiş ve müvekkilimiz itibar kaybına uğramıştır. Haczi durdurmak amacıyla ve haciz baskısı sebebiyle müvekkil tarafından 1.800,00 TL davalının vekiline ödenmiştir. (Ek-4 Tahsilat makbuzu sureti.) Söz konusu ödeme davalı tarafından icra dosyasına bildirilmemiştir. Bu durum davalı tarafın kötüniyetini göstermekte ve güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarını oluşturduğunu, haciz sonrası ticari itibarı zedelenen müvekkilin aylık cirolarında ciddi bir düşüş yaşanmıştır. (Celbi istendiği takdirde şirket bilançoları sunulacaktır.) Bu durum da davalının kötüniyetini göstermektedir. Haksız takibin tespiti sonrasında maddi ve manevi tazminat davası açılacağını, takip öncesi dönemde ise müvekkil tarafından sözleşme gereği olarak 3.000,00 TL davalı tarafa ödeme yapılmıştır. Ancak davalı tarafından ifadan kaçınılmıştır. Bu hususla da ilgili alacak davası açılacaktır. Yine iş güvenliği hizmetini yerine getirmeyerek, işyeri güvenliğini tehlikeye düşüren ilgililer hakkında da suç duyurusu ve ilgili bakanlığa şikayette bulunulacağını, tüm bu sebeplerden dolayı öncelikle takibin geçici olarak durdurulmasına, neticede icra takibinin iptaline, haciz baskısı altında ödenen 1800,00 TL’nin istidartına ve haksız icra takibi başlatan davalıya takibe esas miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı yükletilmesine karar verilmesini davalı tarafça müvekkil aleyhine … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından açılan takipten dolayı, MÜVEKKİLİN BORCUNUN OLMADIĞININ TESPİTİ ile TAKİBİN İPTALİNE, haciz baskısı altında ÖDENEN 1800,00 TL’NİN İSTİDARTINA ve bu haksız takip nedeniyle davalı tarafa; TAKİBE ESAS MİKTARIN %20’SİNDEN AŞAĞI OLMAMAK ÜZERE KÖTÜNİYET TAZMİNATI YÜKLETİLMESİNE, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile müvekkili … Otk. Sğk Gvn. Brm. Sğk. Eğt. Müh. Dan. Tur. San. Ve Tic. A.Ş iş güvenliği ve sağlığı hizmeti vermektedir. Müvekkil davalı 31.12.2016 tarihinden itibaren davacı yan ile imza edilen işe başlama sözleşmesi çerçevesinde iş güvenliği ve sağlığı kapsamında danışmanlık verildiğini, Davacı yan tarafından alınan hizmetin başlangıç tarihi dava dilekçesinde 01.10.2018 tarihi olarak belirtilmişse de müvekkilin davacı yana hizmet vermeye başladığı tarih 31.12.2016 tarihidir. Bu tarih itibariyle müvekkil şirket, davalı yana sözleşme konusuna ilişkin danışmalık hizmeti vermeye başlamış ek olarak sunmuş olduğumuz iş sağlığı ve güvenliğine tespit ve öneri defterleri ile dönemsel olarak çeşitli denetim ve uygulamalarını tam ve eksiksiz yerine getirildiğini, müvekkil tarafından 31.12.2016 tarihinden itibaren davacı yana sağlanılan danışmanlık hizmeti karşılığı kesilen fatura bedelleri davacı tarafından ödenmemiştir. Müvekkilim tarafından ödeme yapılması için defalarca aranılmasına karşın davacı yan bu bedelleri tam ve zamanında yerine getirmekten imtina ettiğini, Müvekkili tarafından gerçekleştirilen danışmanlık hizmetinin karşılığının ödenmemesi veya eksik ödenmesi üzerine; davacı yan hakkında müvekkilin cari hareket raporları doğrultusunda alacaklı olduğu 2.900,00TL ücretin tahsili amacıyla … Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden 28.01.2019 saat 10:00 da ilamsız icra takibi başlatılmış ve davacı yana ödeme emri gönderilmiştir. Takibin başlatıldığı 28.01.2019 saat 12.20 saatinde davacı tarafından banka havalesi yoluyla 2.000,00TL ödemeyi müvekkil hesabına yapmıştır. Davacı yanın ödeme emrine kanunda belirtilen 7 günlük süre içerisinde itiraz etmemesi sebebiyle takip kesinleşmiştir. (EK-5 Ankara …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası muhteviyatı) Ardından davacı yanın adresine takibin kesinleşmesinden çok uzun bir süre sonra 01.08.2019 tarihinde icra memuru ile hacze gidilmiş, davacı tarafından 1.800,00TL tarafımıza ödenmiş karşılığında davacı yana tahsilat makbuzu verilmiştir. Bu durumların ardından davalı yan mahkemeniz nezdinde takibe konu miktar yönünden borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, haciz baskısı altında ödenen 1.800,00TL bedelin istirdatına, takibe esas miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzre kötüniyet tazminatının tarafımızdan tahsiline karar verilmesini talep ettiğini, takibe konu bedel yukarıda belirtilen tarihlerde davacı tarafından ödenmiş olduğundan söz konusu takibin iptaline karar verilemeyeceği açık ve aşikardır. Bunun yanı sıra davacı tarafından imzalanan sözleşme ve faturalar yapılan ödemeleri gösterir banka kayıtlarının müvekkilin muhasebe kayıtlarının incelenmesi sonrasında açıklığa kavuşacaktır. Tüm bunların yanında Davacı yan müvekkilin kötüniyetli olduğunu iddia etmişse de iddia tamamen asılsız ve mesnetten yoksun olup kesinleşmiş icra takibi dolayısıyla cebri icra yapılmasının hukuka ve kanuna uygunluk gösterdiği açık ve aşikardır. Tüm bu durumun yanı sıra davacı tarafından açılan davanın istirdat davası mı yoksa menfi tespit davası mı olduğunun davacı yana açıklattırılması gerekmektedir. Şöyle ki kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu alacağın davacı tarafından haksız yere ödenmesi halinde ikame edilebilecek dava istirdat davası olabileceği gibi konu hakkında menfi tespit davası açılma imkanı hukuki yarar yokluğu nedeniyle mümkün bulunmamaktadır. davaya konu ödemenin, müvekkile yapılan ödemelerin tam ve eksiksiz olarak icra dosyasına bildirildiği göz önünde tutularak davalı yanın menfi tespit davası açması mümkün olmadığından davacının davasının bu yönüyle usulen bozulması gerektiğini beyanla, Davalı borçlu tarafından açılan davasının reddine, Davacı yanın haksız ve kötüniyetli olarak davası açılması sebebiyle dava miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine Yargılama giderlerinin ve ücret-i vekaletin davalı borçlu üzerine tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; menfi tespit davasına ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 72 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/43 md.)
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükümlerini haizdir.
İcra takibinde 31.12.2016 ve 05.12.2018 tarihleri arasındaki hizmete ilişkin bedelin talebine ilişkindir.
İşyerinde tutulan “iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tespit ve öneri defteri” incelenmiş, davalının 10.07.2014 tarihinden 27.08.2018 tarihine kadar ziyaretlerin kayıt altına alındığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalının kendisine hizmet verilmediğini iddia etmiş, dosyada bulunan defter kayıtları davacının iddiasının aksini göstermiştir. Davalı 2016-2018 yıllarında davacıya hizmet vermiştir. Bu nedenle davalı TTK 20. Madde gereğince anlaşma gereği verdiği hizmetin bedelini isteme hakkı bulunmaktadır. Bu yönde bilirkişi incelemesi de yaptırılmıştır.

Bilirkişi raporundan alınan rapordan özetle, Davalının, 31.12.2016 ile 05.12.2018 tarihleri arasında kabul edilen hizmet süresince sadece 18.08.2017, 13.09.2017 ve 05.12.2017 tarihlerinde hizmet vermeyi taahhüt ettiği “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri” yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılabileceği, Geçerli sayılabilecek 18.08.2017, 13.09.2017 ve 05.12.2017 tarihli onaylı defter suretleri tarihleri incelendiğinde, çalışan başına her ay hizmet verme zorunluluğunun ihlal edildiği, Geçerli sayılabilecek 18.08.2017, 13.09.2017 ve 05.12.2017 tarihli onaylı defter suretleri içerikleri incelendiğinde, işyeri çalışanı ….’a iş güvenliği eğitimi verildiğinden (13.09.2017 tarihli onaylı defter sureti) ve sağlık gözetiminin yapıldığından bahsedilse de (09.10.2017 tarihli onaylı defter sureti) sağlık gözetiminin uygulanması, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile ilgili kayıtlar, işe giriş ve periyodik sağlık muayenesi sonuçları, yıllık çalışma planı, yıllık değerlendirme raporu ve risk değerlendirmesi gibi yapılması zorunlu ve hizmetin ve sözleşme hükümlerinin tam anlamıyla gerçekleştiğini ispatlayacak ek bilgilerin davalı tarafından hiçbir dilekçesinde sunulmaması ya da sunulmasının istenmemesi hizmetin sözleşme geçerlilik hükümleri haricinde de tam anlamıyla verilmediğinin ispatı niteliğinde olduğu tespit edilmiş olup, davalının iş sağlığı ve güvenliği edimlerini yerine getirip getirmediği hususunun Sayın Hâkimliğinizin takdirinde olduğu sonuç ve kanısına varıldığını, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 4,90-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 2.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/06/2021

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR