Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/582 E. 2021/67 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/355 Esas
KARAR NO : 2021/229

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile Müteveffa … ile müvekkili şirket arasında 03.05.2018 tarihinde imzalanan tüketici kredisi sözleşmesine istinaden … Müdürlüğü … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, müteveffa …’in mirasçıları sıfatıyla mirasçılık belgesinde (EK-2) de görüldüğü üzere … , … , …’e belirlenmiş olup terekeye ait tüm aktif ve pasifler geçmekle beraber mirasçıların bahsi geçen kredi sözleşmesinden sorumluluğu bulunmadığını, Mirasçı …, … ve …’e mevcut ihtiyaç kredisi sözleşmesi neticesinde doğan borçlardan dolayı ….Noterliğinden 18.12.2019 tarihli ve ….Yevmiye Numaralı ihtarname (EK-3) iletildiğini, mirasçıların borç nedeniyle sorumlu olmaları bu maddede açık olarak düzenlendiğini, yine TMK Madde 641 den yola çıkarak miras ortaklığı devam ettiği süre içinde bile müteveffanın sağlığında taraf olduğu borç ilişkisine külli halefiyet taraf olan onun mirasçıları, bu ilişkiye bağlı borçlardan kişisel ve müteselsil olarak sorumlu olacaklardır. Böylece müteveffanın alacaklıları mirasçılardan diledikleri birine başvurabilir. Böylelikle mirasçıların … Müdürlüğü … sayılı dosyasında başlatılan icra takibine ilişkin borç sebebiyle sorumlulukları mevcut olup haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ve takibin devamı gerektiğini, hayat sigortası şirketine yapılan başvuru sonucunda Müteveffa …’in 03.05.2018 tarihinde başlayan … Hayat ve Emeklilik A.Ş ile arasında sigorta sözleşmesinin mevcut olduğu ancak poliçenin başlangıç tarihinden önce kalp hastalığının olduğu ve müteveffanın bu durumu gizlediğinin tespit edilmesi gerekçesiyle şirket tarafından sigorta tazminatı ödenmesi ve herhangi bir prim iadesi yapılmasının hukuken mümkün olmadığı beyanla, 30/06/2020 tarihinde, … başvuru numarası ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanun’un bir gereği olan dava şartı olarak arabuluculuk sürecine başvurulmuştur. Arabuluculuk sürecinin 27/07/2020 tarihinde anlaşamazlıkla sona ermesi, taraflar arasında anlaşma sağlanamaması sebebiyle işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, … müdürlüğü … E. Sayılı ilamsız icra takibine ilişkin olarak haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, İcra takibine kötü niyetle itiraz eden davalılar aleyhine takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı/borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; bankacılık işlemlerinden kaynaklanan itirazın iptali davasına ilişkindir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1-k maddesinde “tüketici”, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesinde ise “tüketici işlemi”, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade edilmiştir. Aynı kanunun 73/1 maddesinde, “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verilir.
Somut olayda; kredi sözleşmeleri, ödeme planları, ihtarnameler incelenmiş, dava konusu kredinin ihtiyaç kredisi olduğu anlaşılmıştır. Ankara 46. Noterliği’nden gönderilen 18.12.2019 tarih ve 19138 yevmiyeli ihtarnamede “…’in bankamızdan kullandığı Tüketici kredisi nedeniyle” ibaresinin bulunması, Bireysel ihtiyaç kredileri tüketici kredisi niteliğinde kredilerdir. Bu nedenle bu kredilerden kaynaklı davaların tüketici mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir. Görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Görevli mahkeme Ankara Tüketici Mahkemesi olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın HMK 114. ve 115. maddesi gereğince davanın usulden reddine,
2-HMK’nun 20. maddesi gereği, Mahkememiz kararının kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dosyanın kesinleştirilerek görevli mahkemeye gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK331/2 maddesi gereğince görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/03/2021

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR