Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/526 E. 2021/777 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/526 Esas
KARAR NO : 2021/777

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – …

VEKİLLERİ : Av. … – ….
Av. … -…
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacının 3.11.2020 tarihli dava dilekçesi ile borçlunun itiraz dilekçesinde müvekkil şirkete borcu bulunmadığını iddia etmiştiğini, davalının her türlü dayanaktan yoksun itirazının kaldırılarak takibin devam etmesi ve davacı şirkete olan borcunu ödemesi gerektiğini, Davalının yetki itirazında bulunduğunu, Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre üç taksitlik bir ödeme planı yapılarak; davacının bu plana uyarak 15/12/2019 tarihinde ilk taksit olan 1680 Euro, 15/01/2020 tarihinde de ikinci taksit olan 1680 Euro’yu davalı şirkete ödediğini, ancak iki ödemenin gerçekleşmesinin ardından yapılması planlanan fuarın iptal edildiğini, bunun üzerine davalı şirketçe müvekkilin yaptığı ödemelerden ilki 09/03/2020 tarihinde iade edildiğini, ancak ikinci taksit ödemesinin iadesi müvekkilce hem yazılı hem sözlü olarak talep edilmesine rağmen iadesinin yapılmadığını, davalı şirkete 14/02/2020 tarihinde ihtarname keşide edilerek şirketin temerrüde düşürüldüğünü, davacının sözleşme gereği edimini ifa ederek, sözleşmede belirlenen fuarın gerçekleşmediğinden davalı borçlu edimini ifa edemediğini, bu nedenle müvekkil şirket tarafından ödenen bedel, davalı için haksız kazanç niteliğinde olduğunu, TBK madde 77 “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” şeklinde düzenlenerek, ilgili hükümden hareketle; davalı borçlunun müvekkille kurduğu sözleşme ilişkisinin iptal edilmesi sebebiyle; müvekkilin ödemiş olduğu miktarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı tarafça geri ödenmesi gerektiğini, davalının hem müvekkile ödeme planında belirlenen taksitlerden ilkini iade etmesi hem de borcunun olmadığına ilişkin itirazı çelişki teşkil ettiğini, sözleşmede üç taksit olarak kararlaştırılan ödeme planının ilk iki taksiti müvekkilce ödenmiş, ancak sözleşmenin içeriğinin yerine getirilmemesi nedeniyle; son taksit ödenmemiştir. Bunun üzerine, davalı şirket ödenen ilk taksiti müvekkile iade ettiğini, bu aşamada, borcun bir kısmı ödenmek suretiyle borç ikrar edilmişken borca itiraz edilmesi hem çelişki oluşturmakta hem de hakkaniyetle bağdaşmadığını, davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının reddi gerektiğini, planlanan fuarın iptal edilmesi nedeniyle; müvekkilin ödemiş olduğu tutarın tarafların yaptığı sözleşme ve yasal düzenlemeler gereği iade edilmesi gerektiğini, ancak davalı şirketten defalarca talep edilmesine rağmen iade edilmeyen miktar için yasal yollara başvurma zarureti doğduğunu, bu nedenle kendilerine 03/09/2020 tarihinde ödenmeyen ikinci taksit tutarı ve işlemiş faizi için icra takibi başlatıldığını, Davalının iddialarının aksine davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibinde ticari temerrüt faizi istenmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. TTK madde 3’te belirtilen “…ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” açık hükmü gereği taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ticari iş niteliğini haizdir. Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da yer alan hükme göre ise “…Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, …, temerrüd faizi ödemeye mecburdur.” Bu nedenle taraflar arasındaki ticari iş nedeniyle kanun gereği ticari faiz ve davalının açıkça temerrüde düşmüş olması sebebiyle temerrüd faizi istenmesinde hukuka aykırı bir husus olmadığını, söz konusu uyuşmazlık ile ilgili 16/10/2020 tarihinde Ankara Arabuluculuk Bürosu’na 2020/12438 no.lu başvuru yapıldığını fakat 28/10/2020 tarihinde gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmesinde anlaşmaya varılamaması üzerine tutanaklar imzalanıp görüşmeye son verildiğini, yasal dayanaktan yoksun itirazın iptaline karar verilerek, davalı tarafa ihtarnamenin ulaştığı ve temerrüde düştüğü tarih olan 17/02/2020 tarihinden itibaren faiziyle birlikte takibin devamına, mevzuat gereğince hükmolunan alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, belirtmiştir.
SAVUNMA
Davalının 27.11.2020 tarihli dava dilekçesi: müvekkili hakkında Ankara … Müdürlüğü’nün 2020/7423 E. Sayılı dosyası üzerinden girişilen haksız icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, takibin öncelikle yetkili icra dairesine gönderilmesi gerekirken, bu yapılmadan yetkisiz icra müdürlüğündeki icra takibinde itirazın iptalinin istenmesinin mümkün olmadığını, davanın başka bir inceleme gerekmeksizin bu nedenle reddi gerektiğini, Mahkemenin yetkisiz olduğunu ve bu yetkisizlik nedeniyle de davanın reddini talep ettiğini, zira icra takibinde gerekse dava dilekçesinde gösterildiği üzere davalı müvekkilin adresi İstanbul’dadır. HMK m.6 genel yetki kuralınca yetkili mahkeme, davacı müvekkilin adresinin olduğu İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Davacı taraf ile müvekkil arasında 27.11.2019 tarihinde Fuara Katılım Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmeye göre fuar organizasyon hizmeti veren müvekkil şirkete ödemenin 3 taksit halinde yapılacağı kararlaştırıldığını, ancak 2020 Mega Clima Tanzanya Fuarı davalı müvekkilin kusur ve sorumluluğu olmadan fuarı düzenleyen yetkililer tarafından iptal edildiğini, bu sebeple davacı, müvekkile yaptığı ödemeleri geri istediğini, bu durumun gerek hakkaniyete gerekse sözleşme maddeleri çerçevesinde hukuka aykırı olduğunu, Fuara Katılım Sözleşmesi m.6 ;”Organizatör, esas olarak Müşteri’nin sözleşmede yazılı fatura sözleşme şartlarında katılımını sağlayacaktır. Ancak fuar tarihinde ve yerinde doğal afet, Türkiye Cumhuriyeti veya fuarın yapılacağı ülke hükümetleri ile ilgili resmi mercilerinin varsa fuarı tertipleyen şirketin veya yetkili diğer makamların alacağı kararlar neticesinde veya burada sayılmamış olan sair sebeplerden yahut organizatörün fuar başarısına veya güvenliğe yönelik tek taraflı alacağı kararları ile değiştirilmesi veya fuar açıldıktan sonra kapatılması hallerinden organizatör doğrudan sorumlu tutulamaz. ” hükmü içerdiğini, sözleşme konusu fuar, organizatör taraf olarak müvekkilin sorumlulukları kapsamında değil, fuar düzenleyen mercilerce iptal edildiğini, aynı sözleşmenin devamı; m.7 “Fuar tarih ve yer değişikliklerinin meydana gelmesi nedeniyle sözleşme, müşteri tarafından tek taraflı fesih edilemez. Fuar organizasyonunda bu gibi değişikliklerin yapılması halinde müşterinin seçimlik olarak değişiklik yapılması halinde, müşterinin seçimlik olarak değişiklik yapılan fuara katılabileceği gibi, organizatörün düzenlediği bir başka fuara varsa farklarını ödemek suretiyle iki yıl içinde katılma hakkında sahip olacaktır. Fuar ilan edildikten ve sözleşme akit olunduktan sonra fuarın yapılacağı; ülke, yer, tarih, navlun şekil ve şartları stant yeri vb. Gibi konularda organizatörün veya ilgili makamların tek taraflı kararlar ile yapılan değişiklikler müşteri bakımından sözleşmenin feshi ve bedel iadesi, ödemezlik defi haklarını kazandırmaz. Bu gibi durumların ortaya çıkması halinde müşteri fuara katılmayacağını ve meydana gelen değişiklikleri kabul edemeyeceğini yazılı olarak organizatöre açıklaması halinde müşteri, organizatörün sözleşmeye konu fuarın yapılacağı tarihten itibaren iki yıl içinde bizzat düzenleyeceği veya aracı olduğu diğer fuarlara katılarak alacağı hizmet ile bu sözleşmeden kaynaklanan hizmet alacaklarını ve zararlarını ayni olarak telafi etmeyi nakdi bir talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt etmiştir. İki yıllık süre geçirildiği ve organizatörün düzenlediği diğer fuarlara davet edildiği halde müşterinin bu fuarlara da katılmaması halinde işbu sözleşme ile ödemiş olduğu veya ödemek zorunda olduğu fuar katılım bedelinin organizatör tarafından irat kaydedilmesine muvafakat etmiş sayılacaktır.” ifadesine yer verildiğini, sözleşmede açıkça ifade edilen maddeye göre, fuarın iptal edilmesinde müvekkilin herhangi bir dolaylı ya da dolaysız olarak sorumluluğu olmadığını, fuarın iptal edilmesiyle davacının doğrudan sözleşmeyi fesih hakkı bulunmadığı gibi, davacı seçimlik olarak değişiklik yapılan fuara katılabileceği ya da organizatörün düzenlediği bir başka fuara varsa farklarını ödemek suretiyle iki yıl içinde katılma hakkına sahip olacağını kabul ve taahhüt ettiğini, bedel iadesine ilişkin haricen bir anlaşma yapılmadığından sözleşme ilkelerine riayet edilmesi gerektiğini, davacının ödediği bedelin iadesini talep etmek sözleşmeye aykırılık oluşturduğu gibi hakkaniyet ve iyi niyet kurallarıyla da bağdaşmadığını, Medeni Kanun’un Dürüst davranma başlıklı 2.Maddesine de aykırı olduğunu ve bu nedenlerle haksız ve usulsüz davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; sözleşmeden kaynaklanan itirazın iptali davasına ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
İcra dosyası ve taraflar arasında imzalanan sözleşme sureti dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
Taraflar arasında 27.11.2019 tarih ve AF359555 nolu Fuara Katılım Sözleşmesi imzalanmıştır.
Sözleşme hükümleri incelenmiş, sözleşmenin 6. Maddesinde Organizatör, esas olarak Müşteri’nin sözleşmede yazılı fatura sözleşme şartlarında katılımını sağlayacaktır. Ancak fuar tarihinde ve yerinde doğal afet, Türkiye Cumhuriyeti veya fuarın yapılacağı ülke hükümetleri ile ilgili resmi mercilerinin varsa fuarı tertipleyen şirketin veya yetkili diğer makamların alacağı kararlar neticesinde veya burada sayılmamış olan sair sebeplerden yahut organizatörün fuar başarısına veya güvenliğe yönelik tek taraflı alacağı kararları ile değiştirilmesi veya fuar açıldıktan sonra kapatılması hallerinde organizatör doğrudan sorumlu tutulamayacağı, 7. Maddesinde ise fuarın tarih ve yer değişikliği halinde sözleşmenin müşteri tarafından tek taraflı fesh edilemeyeceği, değişiklik yapılan fuara katılabileceği, organizatörün başka bir fuarı varsa bu fuara farkı ödenmek suretiyle 2 yıl içinde katılabileceği, 2 yıllık süre geçirildiği ve organizatörün düzenlediği diğer fuarlara davet edildiği halde müşterinin fuara katılmaması halinde bu sözleşme ile ödemiş olduğu fuar katılım bedelinin organizatör tarafından irat kaydedilmesine muvafakat etmiş sayılacağı sözleşme hükmü altına alınmıştır.
Davacının ifadesinden fuara katılım tutarının 1 taksiti de davalı tarafından iade edimiştir.
1 taksitin iadesi için icra takibi başlatılmıştır. Davalı sözleşme gereği ödeme yapmayabileceği bir taksiti ödemek suretiyle zararın yarısını üstlenmiştir. Davacıdan da kalan yarısına katlanmasını istemiştir. Davalı, aralarında bulunan sözleşmeye rağmen diğer taksitinde iadesini istemiştir. Davalı basiretli tacirdir. Sözleşme hükümleri tarafları bağlamaktadır. Sözleşmede fuarın iptaline ilişkin düzenlemeler bulunmakla ilgili maddeler gereğince davalının sorumluluğuna gidilemeyecektir.
Konuya ilişkin bilirkişi raporu da düzenlenmiş, buna göre,
30/06/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle, Ahde vefa ilkesine göre; sözleşmenin yapıldığı andaki gibi aynen uygulanması ve hükümlerine uyulması gerekir. Sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik ve dürüstlük kuralının da gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkelerinden birisidir. Karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde edimler arasındaki şartlar olağanüstü değişimle beraber taraflardan biri aleyhine bozulabilir. Duruma göre edimler arasındaki dengeyi bozan olağanüstü olaylar sözleşmeye bağlılık ile sözleşme adaleti ilkeleri arasında çelişki meydana getirir, bu halde sözleşmeye sıkı sıkıya bağlı kalma adalet, hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı bir durum yaratabilir. Değişen koşullar karşısında ifanın yerine getirilmesinin güç olması halinde “işlem temelinin çökmesi” durumu oluşabilir. Sözleşmenin 6 ve 7’inci maddeleri kapsamında pandemi nedeniyle organizasyon, fuar gibi toplu etkinliklerin ertelenmesi ya da yasaklanmasının mücbir sebep kapsamında değerlendirilmesi hususu da, mahkemenin takdirinde olduğu şeklinde ” kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 214,03-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2021

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR