Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/522 E. 2021/836 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/505
KARAR NO : 2021/878

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
VEKİLLERİ : Av. … -…

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/10/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 29/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkilinin maliki bulunduğu, … parselde kayıtlı, zemin 2 nolu bağımsız bölüm, … parselde kayıtlı, 4. Kat, 6 nolu bağımsız bölüm,…. parselde kayıtlı, 1. kat, 3 nolu bağımsız bölümün 14/04/2011 tarih ve 18953 yevmiye numaralı resmi senet ile davalı şirkete satışını yaptıklarını, davalı şirketin aile şirketi olduğunu, taşınmazların bedeli olan 928.000 TL’nin müvekkiline ödenmediğini, devir tarihinde şirketin hissedarı olması ve aile şirketi olması nedeniyle kendisine ödeneceği inancıyla tapu müdürlüğünde işlem yapıldığını, davalı şirketin diğer hissedarı olan abisinin vefat etmesi üzerine, tek mirasçısı olan yeğeninin ödeme yapmayacağını belirtmesi üzerine davayı açtıklarını belirterek, şimdilik 20.000 TL’nin davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesini talep etmiş, davacı vekili 16/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 928.000 TL’ye yükselttiğini beyan etmiştir.

2-Davalı şirket vekili savunmasında özetle; davacı tarafın dava konusu gayrimenkullerin satışının 12/04/2011 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğunu, halihazırda şirket yetkilisi olan … ‘nın satış bedeline ilişkin bir bilgi sahibi olmadığını, satışın tapuda bizzat davacı tarafından gerçekleştirildiğini, davacının tapu müdürlüğünde satış bedelini aldığına dair beyanda bulunduğunu, satış esnasında taşınmazların bedelinin ödendiğini, bedelin ödenmediğine dair tapuda bildirme imkanı olduğunu, taraflar arasında 25/29/2014 tarihli hisse devir sözleşmesinin dava konusu satış işlemlerini de kapsadığını, bu sözleşme ile davacının bir alacağı olmadığını kabul ettiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.

3.İddia, savunma ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dava, taşınmaz satışından kaynaklanan alacak davasıdır.

6102 sayılı TTK’nın 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünden düzenleme olması gerekmektedir. Anılan Kanunun 5.maddesinde ise, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunun şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Davacı tacir olmadığından, tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması şartını taşımayan bu dava nispi ticari davada değildir. Buna göre mahkememiz bu dava yönünden görevli mahkeme olmayıp, açılan bu davada görevli mahkeme HMK 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Buna göre HMK 114/1-c maddesinde düzenlenen “mahkemenin görevli olması” dava şartı bulunmadığından aynı yasanın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Açılan davada HMK 114/1-c maddesinde düzenlenen “Mahkemenin görevli olması” dava şartı bulunmadığından HMK 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine,
2-Süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)