Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/509 E. 2022/347 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/509 Esas – 2022/347
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/509 Esas
KARAR NO : 2022/347

HAKİM…
KATİP :….

DAVACI ….
DAVALI :….

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/05/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 17.05.2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı …
Üst Yapı arasında “Fethiye 24 Derslikli İmam Hatip Ortaokulundaki bazı yapım işlerinin yapılması konusunda 18/11/2019 tarihinde sözleşme yapıldığı, müvekkilince sözleşmede kararlaştırılan işlerin
süresinde tamamlanarak karşı tarafa teslim edildiğini, müvekkili edimini ifa etmesine rağmen
aşağıdaki işlemler için hakedişlerinin tam ödenmediğini,
27.525/2 Poz numaralı Saten perdah alçısı ve perlitli sıva alçısı karışımı 7.794,56 m2 için
sözleşmede kararlaştırılan birim fiyat 8.- TL olmasına ve fark tutar 62.356,48 TL olmasına rağmen
davalının 27.530/2 poz numaralı Kaba Alçı sıva fiyatına dâhil olduğu iddia edilerek dayatma yoluyla
ödenmediğini, ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şartnamelerinden de anlaşılacağı gibi fiyatlara
dâhil olmadığını ve ayrıca ödenmesi gerektiği, bu hususun sundukları Sayıştay raporlarında da
açıklanmış olduğunu,
işin belli bir kısmı tamamlandıktan sonra kalan işlere işveren tarafından devam edilmemesi
istenildiğinden, dış cephe imalatlarının zarar olduğu ve fark verilerek devam edilmesi gerektiği
konusunda davalı firma ile müvekkil firmanın görüştüğünü, fiyat analizinin işveren tarafından
yapıldığını, tarafların şifahi olarak Y.27562/015 poz numaralı İnorganik bağlayıcı hazır
(Fabrikasyon) kaba/ince sıva harcı (tı, wı, csıı) ile iç ve dış yüzeylere 3 cm kalınlıkta sıva yapılması
için 2.641,01 m2 için birim fiyat 42.-TL olması konusunda anlaştığını, iş bitiminde davalı tarafından
verilen sözlü taahhütten cayılarak sözleşme fiyatı olan birim fiyatı 27.- TL üzerinden fiyatlandırma
uygulandığını ve müvekkiline 103.262,42 TL yerine 66.447,27 TL ödeme yapıldığını,
işin teslim edilmesinden sonra, mutabakatla yapılması gereken kesin hesabın davalı
tarafından dayatma yoluyla tek taraflı yapıldığını, kesin hesaba bırakılan imalatların bedelinin
ödenmediğini, taraflar arasında e-posta yazışmalarında davalı firma önce eksik ödeme yaptığını kabul
ettiğini, sonrasında ise ödemeyi yine eksik yaptığını, sözleşme düzenlendikten sonra gerek döviz gerekse altın fiyatlarında, ayrıca, Covid-19
hastalığı nedeniyle, inşaat malzemeleri fahiş derecede yükseldiğinden, sözleşmedeki şartlar
müvekkilin öngörmediği şartlar nedeniyle müvekkil aleyhine bozulduğunu, müvekkilinin sözleşmede
yazılı fiyat üzerinden edimleri ifa etmiş olması nedeniyle zarara uğradığını, bu nedenle fiyat farkı
alacağı talebi olduğunu,
sözleşmenin 9. Maddesinde müvekkiline ödemelerin nasıl ve kaç günde yapılacağının
belirlenmiş olduğunu, dava dışı idarece davalı firmaya ödeme yapıldıktan sonra düzenlenen fatura
tarihinden itibaren 75-90 gün sonra çek verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, davalı firmanın bu
süre aşılarak çek düzenlenmesi ve ödeme yapılması nedeniyle davacı firmanın vade farkı alacağı
doğduğunu, davalı firmanın müvekkilince düzenlenmiş fatura tarihini bildiğini ve sözleşmeye göre
90 gün içinde ödeme yapması gerektiğini, borcun ifa edileceği tarih taraflarca birlikte belirlenmiş
olması nedeniyle, vade gününün geçmesi ile davalının temerrüde düşmüş olacağını, davacının
belirlenen vadede ödeme yapması gerektiği halde, davalının daha ileri vadeli çek vermiş olması
nedeniyle müvekkilinin vade farkı (işlemiş faiz) alacağı doğduğunu, davalının ödeme yapması
gerektiği tarih ile ödeme yaptığı tarih arasında işlemiş avans faizini müvekkiline ödemesi gerektiği belirterek;
fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, taraflar arasında yapılan sözleşmeden
kaynaklanan,
– 100.00TL fiyat farkı alacağının, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığı 24.09.2020
tarihinden sonra işleyecek avans faiziyle,
-100,00 TL sözleşmeye göre ödenmesi gerektiği halde davalının ödenmeyen veya eksik ödenen bedelin, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığı 24.09.2020 tarihinden sonra işleyecek
avans faiziyle,
-Davalının sözleşmeye aykırı olarak geç ödeme yapması nedeniyle 100.00TL vade farkı
alacağının davalı firmadan tahsiline,
arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlıkla sonuçlanması nedeniyle lehlerine vekâlet ücretine
hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 16.12.2020 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile; Davalı tarafça kesin hesap çıkartılarak ödemelerin yapıldığını iş bu talep edilenin ise ; sözleşme kapsamında yaptıkları imalatlardan kesin hak edişe konulmayan, hak edişe dahil edilmeyen imalat kalemlerine ilişkin olduğunu, ödenmeyen fatura taleplerin olmadığını, kesin hak edişi mecbur kalıp imzaladıklarını, hak edişe dahil edilmesi gerekirken edilmeyen imalat kalemlerine ilişkin olarak dava açtıklarını belirtmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Haksız davanın reddi
gerektiğini, taraflar arasında imzalanan Sözleşmenin 5.maddesi hükmü uyarınca, sabit birim fiyat ile yapılması taahhüt edilen bir işin söz konusu olduğunu,
sözleşmede taşeron olan davacının işin ifası esnasında hiçbir şekilde ve koşulda yeni hak ve fiyat
talep edemeyeceğinin açıkça belirtilmiş olduğunu, davacının hakediş tam
olarak ödenmemiş yönündeki iddianın kabulünün mümkün olmadığını, ”davalı firma tarafından dayatma yoluyla tek taraflı
olarak kesin hesap yapılmıştır” denildiğini, bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, Sözleşmenin 6 maddesi uyarınca ”her türlü imalatın fiyatlara
dahil olduğunu ve herhangi bir fark ödemesi söz konusu olmayacağını”, müvekkil ile
kesin hakediş düzenleyen ve sonrasında buna istinaden fatura kesen, çek alan davacının bu hususlar
yokmuş gibi işbu huzurdaki davayı ikame etmesinin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, müvekkilinin yapılan hesap mutabakatı ve
kesin hesap mutabakatı sonucunda borçlu değil alacaklı olduğunu, taraflar arasında imzalanan
sözleşmede kesin vade bulunmadığını, sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesine istinaden davacı yanca bugüne kadar yapılan kesin
hakediş dâhil hiçbir hakedişe ihtirazi kayıt konulmadığını, ayrıca 03/08/2020 tarihli ibraname ile Davacı … İnşaat tarafından
düzenlenen 03.08.2020 tarihli tutanakla müvekkili şirketin ibra edildiğini, “Bu kapsamda ödemenin tarafımıza yapılması akabinde Taşeron … İnş. Danışmanlık
Ltd. Şti. olarak şirketimizin herhangi bir cari hesap alacağı kalmamış olacaktır.” denilmek suretiyle müvekkili şirketi ibra ettiğini savunarak haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dilemiştir.
DELİLLER

-Sözleşme, hakediş belgeleri, faturalar,
-Tutanak başlıklı Belge
-Bilirkişi Raporu

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan, hak ediş bedeli, vade ve fiyat farkı alacağına ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında, Fethiye 24 derslikli imam hatip ortaokulundaki bazı yapım işlerinin yapılması konusunda 18/11/2019 tarihinde Eser sözleşmesi yapıldığı, davacının iş bu sözleşmede taşeron, davalının ise işveren sıfatıyla yer aldığı anlaşılmakta olup, buna göre taraflar arasındaki akti ilişkinin varlığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, anılan sözleşme kapsamında davalı tarafça sözleşmede yer alan birim fiyatın üzerinde bir fiyatlandırma yapılacağı sözü verilmesine rağmen sözleşme fiyatları esas alınarak eksik ödeme yapılıp yapılmadığı, buna göre davacının bakiye hak ediş alacağı bulunup bulunmadığı, yine sözleşme kapsamında vade farkı ve fiyat farkı alacağı bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davalı vekilince mahkememize sunulan ve imzası davacı tarafça açıkça inkar edilmeyen ve davacı tarafça düzenlendiği anlaşılan 03/08/2020 tarihli tutanak içeriğine göre ; ”Fethiye 24 Derslik okul projesi kapsamında düzenlenen hakedişler karşılığında kendileri tarafından düzenlenen faturaların bedellerinin kendilerine nakit ve çek olarak ödendiği, faturalardan bakiye alacağın ise tutanağın imzalanmasından sonra kendilerine ödeneceği, bakiye alacağın kendilerine ödenmesi halinde herhangi bir cari hesap alacağı kalmayacağı” belirtilerek altının davacı şirket kaşesiyle kaşelendiği ve imzalandığı anlaşılmaktadır.
İbra, alacak ve borcu doğrudan doğruya kesin olarak ortadan kaldıran böylece borcu sona erdiren bir sebep olup, tarafların aralarında mevcut olan bir borcu kısmen veya tamamen ortadan kaldırarak borçlunun borçtan kurtulmasına yönelik oluşturulan sözleşmeye ise ibra sözleşmesi denilmektedir.
TBK m. 132’ye göre; “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.” denilmektedir.
Davalı tarafça Tutanak başlıklı belgenin ibraname niteliğinde olduğu ve borcun sona ermiş olduğu savunulmuş ise de, tutanak içeriği nazara alındığında, herhangi bir miktar içermediği gibi, şarta bağlı (ödeme şartına bağlı olarak) olarak düzenlendiği anlaşılmakla, alacağı/borcu sona erdiren bir belge olarak itibar etmek olanaklı görülmemiş işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun olmakla hükmün tesisinde esas alınmıştır.
Ödenmeyen iş bedeli/hakedişe dahil edilmeyen imalat alacağına ilişkin yapılan değerlendirmede;
Davacı vekilince, dava ve cevaba cevap dilekçesi içeriğinde; davalı tarafça kendilerine sözleşme kapsamında düzenledikleri fatura bedelleri tamamen ödenmiş ise de, sözleşme kapsamında yaptıkları imalatlardan kesin hak edişe konulmayan, hak edişe dahil edilmeyen imalat kalemleri bulunduğu, kesin hak edişi mecbur kalıp imzaladıkları, hak edişe dahil edilmesi gerekirken edilmeyen imalat kalemlerine ilişkin olarak dava açtıkları ileri sürülmüş ise de; Bilirkişi raporunda ayrıntıları ile ifade edildiği üzere, taraflar arasında yapılan hakedişlerin yapılan işlerle uyumlu olduğu, davacının hakedişlere itirazının bulunmadığı, iş kalemlerine göre birim fiyatların sözleşmeye uygun belirlendiği, davacı tarafça hakedişlerin muzayaka altında imzalandığı hususunun ispatlanamadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Fiyat Farkı alacağı yönünden yapılan değerlendirmede;
Taraflar arasındaki sözleşmenin Sözleşmenin Türü ve Bedeli başlıklı 5.maddesinde; ”Taşeron, sözleşme kapsamındaki işleri İşveren ile arasında akdedilmiş olan ana Sözleşme ve eklerine uygun olarak sabit birim fiyatlar ile yapmayı kabul ve taahhüt eder. Taşeron, işin ifası esnasında hiçbir şekilde ve koşulda yeni hak ve fiyat talep edemez. taşeron, işbu sözleşme’ nin imzalanmasından sonra, gerek iş süresi içerisinde, gerekse herhangi bir şekilde uzayan süre içinde, taahhüdünün tamamen ifasına kadar geçecek süre zarfında “fiyatların yükselmesi, mevcut vergilerin artırılması, yeni vergiler, resim ve harçlar konulması veya vergi oranlarının değiştirilmesi, malzeme ve işçilik ücretlerinin artması vb” gibi sebeplerle fiyatın arttırılmasını, uyarlanmasını vs talep etmeyecektir. İşin miktarı işverenin isteği doğrultusunda artar veya azalır. Taşeron artış veya azalıştan dolayı herhangi bir hak talep edemez, işi işbu sözleşme koşullarına yerine getirmek zorundadır. İşin sonunda kesin hesap aşamasında metrajlar yeniden hesaplanıp +/- dengesi sağlanacaktır.” hükmü yer almakta olup, sözleşme geçerli ve tarafları bağlayıcı niteliktedir. Anılan sözleşme hükmü dikkate alındığında, davacı tarafça fiyat farkı talep edilmiş ise de iş bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Vade Farkı alacağı bakımından yapılan değerlendirmede;
Davacı vekilince sözleşme kapsamında iş bedelinin kendisine uzun vadeli çekler verilmek suretiyle ödendiği bu nedenle vade farkı alacağı doğduğu ileri sürülmüş ise de;
Yerleşik yargısal içtihatlar da vurgulandığı üzere, vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme bulunması veya teamül halini almış fiili bir uygulamanın mevcut olması gerekmekte olup, vade farkı alacağını ihtiva eden bir fatura düzenlenip davalı tarafa tebliğ edilmesi ve süresinde bu faturaya itiraz edilmemiş olmasının dahi tek başına vade farkı istenebileceği sonucunu doğurmayacağı, (Yüksek Yargıtay 19.H.D, 25.04.2018 T. 2016/17725 Esas ve 2018/2299 Karar, Yargıtay 19 H.D 25.10.2017 T, 2016/13496 Esas ve 2017/7273 K.) yine çekin bir ödeme vaadi değil bir ödeme aracı bulunduğu, davacı tarafça çek ile yapılan ödemelere karşı ihtirazi kayıt konulmaksızın bu ödemelerin kabul edildiği, tutanak başlıklı belge içeriğinde de bu yönde bir kaydın bulunmadığı anlaşılmakla, davacının vade farkı alacağına yönelik talebinin ve neticeten davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile dava açıldığı nazara alınarak verilen karara karşı istinaf yolu açık olmak üzere aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından, dava dosyasında peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 32,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına AAÜT uyarınca takdir edilen 300,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
6-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

16.05.2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır