Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/396 E. 2021/387 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/396 Esas
KARAR NO : 2021/387

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili Mahkememize sunulan 28/08/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket … Basın Yayın Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin sahibi olduğu … plakalı aracın, 14/09/2019 tarihinde tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası yapmış olduğu, araçta ağır hasar meydana geldiği, tanzim edilen trafik kaza tutanağında; müvekkile ait araç sürücüsünün önüne şehirlerarası yolda aniden inek çıktığı, ineğe çarpması neticesinde tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda sürücünün kusurunun olmadığının belirtildiğini, kaza nedeniyle araçlarında meydana gelen zararın giderilmesi için müvekkil aracını Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alan davalı … şirketine başvuruda bulunulduğu, başvuruya istinaden 24/1791876 nolu hasar dosyası açıldığını, akabinde, davalı … şirketince düzenlenen 25/10/2019 tarihli cevabi yazı ile mevcut kazanın teminat dışı olduğu, tazminat bedelinin değerlendirilemeyeceğinin bildirildiğini, poliçeye istinaden araçlarındaki tüm zararın giderilmesi/tazmini, davalının mükellefiyeti iken davalı şirketin bu mükellefiyetini yerine getirmemiş olduğu ve müvekkil şirketin mağduriyetine yol açtığını, davalı şirket ile yapılan görüşmelerin menfi neticelenmesi üzerine müvekkil şirketin, aracın onarımını gerçekleştirdiği, onarım gideri karşılığı fatura edilen 27.000,00 TL (YirmiYediBin Türk Lirası) bedelin ödenmek suretiyle aracın teslim alındığını, kaza 14/09/2019 tarihinde gerçekleşmiş iken davalı … şirketinin hasarın giderilmesi mükellefiyetini ihlal ettiğinden dolayı onarımın daha sonra yapılabilmiş olduğu, müvekkil, aracına ancak 16/03/2020 tarihinde kavuşabildiğini, davalı şirketin sigorta poliçesinden kaynaklı tazmin yükümlülüğünü ihlal etmesi, bu hususta müteaddit defalar bildirdikleri taleplerinin de menfi tavır göstermeleri nedeniyle işbu davanın açılması zorunluluğunda kalınmış olduğunu, 6704 sayılı Yasanın 5. maddesi ile değişik 2918 sayılı Yasanın 97. maddesi gereği taraflarınca davalı … şirketine 23/03/2020 tarihli yazılı başvuruda bulunularak dava konusu talebin yerine getirilmesinin istendiğini, 26/03/2020 tarihinde davalı … şirketince tebellüğ edilen yazılı başvurularına karşı yasal süresi 15 gün içerisinde herhangi bir yazılı cevap verilmediği gibi taleplerinin de yerine getirilmemiş olduğunu, gelinen süreçte, taraflarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olduğu, yapılan görüşmeler neticesinde 28/08/2020 tarihli anlaşmazlık tutanağının tutulduğunu, bu nedenlerle, davalı … tarafından poliçe ile teminat kapsamına alınmış araçlarında meydana gelen hasarın onarım bedeli olan 27.000,00 TL’nin ödemeye ilişkin fatura tarihi olan 16/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak taraflarına ödenmesine ve yargılama giderleri, vekalet ücreti ve her türlü masrafın davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunulan 23/10/2020 tarihli dilekçede özetle; Davacı yanın taleplerinin müvekkil şirket tarafından tanzim edilen kasko poliçesi teminat kapsamında bulunmaması sebebiyle haksız davanın reddinin gerektiği, … plakalı aracın kiralamaya konu edilmesi halinde kiracı tarafından işletildiği süreçte meydana gelecek hasarların teminat kapsamında bulunmayacağı poliçede açıkça belirtilmiş olmasına karşın, davacı yan tarafından kötü niyetle gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle tazminat talep edildiği, müvekkilinin, şirket tarafından … plaka sayılı araç için tanzim edilen Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçe’nin “Beyana Aykırılık Klozu” başlıklı bölümünde, sigortalı aracın kiralamaya konu edilmesi halinde kiracı tarafından işletildiği esnada meydana gelebilecek zararların teminat kapsamına girmeyeceğinin açıkça belirtildiğini, 14/09/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasının akabinde müvekkil şirkete yapılan hasar başvurusunu takiben açılan hasar dosyası kapsamında yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde kaza anında sigortalı aracı sevk ve idare eden şahsın sigortalı şirket çalışanı olmadığı ve Türkiye’de ikamet etmeyen Alman vatandaşı olduğu bilgisine ulaşıldığı, bu hususa ilişkin sigortalı şirket yetkilisi … tarafından “06/09/2019 tarihinde aile dostu olan …’yle şehir dışı tatil planı yaparken aileleriyle birlikte tek araca sığamadıkları için şirketlerine ait araçlardan … plakalı aracı kendisine tahsis ettiği ve hep birlikte 06/09/2019 tarihinde yola çıktıkları, tatillerinin sonunda 14/09/2019 tarihinde iki araçla dönerken Konya Seydişehir ilçesinde 24-1791876 dosyasında gerçekleşen hasarın meydana geldiği, hasarın taraflarından bir an önce onaylanarak mağduriyetlerinin giderilmesini rica ettikleri” şeklinde beyanda bulunulduğu, hukuki olayın aydınlatılması amacıyla yapılan araştırma neticesinde düzenlenen raporda aracın bağlı bulunduğu şirketin … Basın Yayın Paz. Ltd. Şti.’nin faaliyetleri arasında ticaret sicil gazetesinde turizm ve oto kiralama alanı olduğu, şirket yetkilisi …’in kartvizitinde de bu ibarenin olduğunun görüldüğü, sigortalı … plakalı aracın polis kabis kayıtlarında 02/09/2019 tarihinden itibaren kiraya verildiği bilgisinin alınmış olduğu, Sigortalı şirket yetkilisinin yukarıdaki beyanlarının gerçeği yansıtmadığı ve teminat kapsamında bulunmayan zararın kötü niyetle müvekkillerinin şirketten tahsil edilmesi amacıyla sarf edildiğinin anlaşıldığı, yine kaza anında aracı sevk ve idare eden … ile görüşülmek istenilmişse de şahsın ikamet ettiği Almanya’ya döndüğü belirtildiği ve sürücünün beyanlarının alınamadığı, kabul anlamına gelmemek üzere, dosyada kusur oranlarının tespiti için herhangi bir rapor alınmamış olduğundan en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için bilirkişi raporu alınmasının zorunluluk arz ettiğini, öte yandan kazanın meydana gelmesine etki edebilecek Karayolları Genel Müdürlüğü’nden kaynaklanan yol kusur ve teknik arıza hususlarının da değerlendirilmemiş olduğu, davaya konu kazanın hangi sebeple meydana geldiğinin her durumda araştırılması gerektiği, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesine etki edecek trafik işaret ve lambalarından, yolun yapısından ve trafik güvenliğini tehlikeye atacak derecede görüşü engelleyecek bir hususun bulunup bulunmadığının ayrıca belirlenmesi gerektiği, ayrıca kaza tutanağında bu hususlara ayrıntılı olarak değinilmediği, ayrıca, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkollü içki ve/veya uyuşturucu madde etkisinde olup olmadığı, geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığının anlaşılmadığından bu konuya ilişkin Mahkemece inceleme yapılması gerektiği, müvekkil şirketin sigortalı araç sürücüsüne/işletenine rücu hakkı doğuracağından Mahkeme tarafından sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkol ve/veya uyuşturucu madde etkisi altında olup olmadığının ve geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı hususunun Mahkeme vasıtasıyla araştırılmasına karar verilmesini talep ettikleri, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın iddia olunan araç hasarına ilişkin tutarların son derece fahiş olduğu, söz konusu araç hasarının uzman sigorta eksperi tarafından Yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiği, öte yandan ekspertiz raporu düzenlenmesi için ödendiği iddia edilen ve talep edilen miktarın da fahiş olduğu ve taraflarınca kabul edilmediği, kabul anlamına gelmemekle birlikte, görülen davanın haklı olduğu varsayılsa bile müvekkilinin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. Maddesi uyarınca, müvekkil şirketin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceği, nitekim bu hususla ilgili Yargıtay kararının da mevcut olduğu, hususları belirtilerek aleyhe hüküm kurulması halinde kusur durumunun tespiti için rapor alınması gerektiği ifade edilmiş olup harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin başvurana yükletilmesi gerektiği belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; trafik kazasından kaynaklanan tazminat davasına ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu “Madde 1435- (1) Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır.” hükümlerini haizdir.
Dosyaya sunulan sigorta poliçesi incelenmiş, poliçede “beyana aykırılık klozu, ….şirketimiz kısa veya uzun süreli şoförlü ya da şoförsüz kiralık araçları, araç paylaşımı (carsharing) amacıyla kullanılan kişiden kişiye kiralanan araçları, kargo ve kurye şirketlerinin araçlarını, sürücü kursu araçlarını, taksi, korsan taksi, uber kullanım, dolmuş, zırhlı para nakil aracı kullanılan araçları ve kiraya verilen iş makinelerini sigorta etmemektedir. Bu nedenle gerek poliçe tanzim edilirken gerekse poliçe süresi boyunca sigortalı aracın, beyan edilmediği halde bu tarz kullanımlarda olduğu anlaşılır ise Türk Ticaret Kanunu’nun 1435 ve 1446 maddeleri arasında düzenlenmiş olan hükümler uyarınca tazminat reddedilir ve sözleşme feshedilir/feshedilmiş sayılır.”maddesini haizdir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler incelenmiş, trafik sigorta hasar araştırma birimi tarafından dosyaya sunulan belgede, kendilerine farklı kazalara ilişkin bildirimlerin yapıldığını, farklı bir sigorta şirketinden kiralık araç şüphesi adında başka bir araca ilişkin araştırma yapılması istenildiği, yapılan polis kabis kaydında aracın 02.09.2019 tarihinde rent a car olarak kiralandığının anlaşıldığı, şirketin faaliyet konusunda konut, işyeri ve otomobil kiralamasına ilişkin işlere aracılık etmek bulunduğu, bu haliyle dava konusu aracın davacı şirket tarafından rent a car olarak kiralandığı anlaşılmıştır.
Araç kiralanmasının poliçe kapsamı dışında olduğu sigorta poliçesinden anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı … şirketini kaza nedeniyle oluşan zarardan sorumlu tutma imkanı bulunmamaktadır.
04/02/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle, sürücü … sevk ve idaresinde iken meydana gelen trafik kazası olayı ile ilgili, kazaya konu … plakalı araca ait Genişletilmiş Kasko Poliçesinin, Beyana Aykırılık Kloz’unda belirtilen şartlara aykırı davranıldığı yani aracın kiralık araç olarak kullandırıldığının dosya muhteviyatındaki mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılması üzerine davacı şirket tarafından yapılan tazminat talebinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince haksız olduğu, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
04.02.2021 tarihli … imzalı bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 401,80-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2021

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR