Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/391 E. 2021/922 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/391 Esas – 2021/922
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/391 Esas
KARAR NO : 2021/922

HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACI :….
VEKİLİ : ….
DAVALI :….
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkilinden iş makinası kiraladığını, bu kiralama karşılığında faturalar düzenlendiğini, fatura bedellerinin defalarca talep edilmesine rağmen ödemesinin yapılmadığını, söz konusu alacağın tahsili için Ankara … Müdürlüğü’nün 2020/4442 sayılı dosyası üzerinden yasal takip başlatıldığını, takibe davalıca yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de tarafların anlaşma sağlayamadığını, taraf defterleri ve BA-BS formları incelendiği takdirde bu durumun ortaya çıkacağını, alacaklarının likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmolunmasının gerektiğini, yine davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesinin gerektiğini, davalının adına düzenlenmiş faturalara bir itirazda bulunmadığını, bu durumun kanunun aradığı alacağın varlığını ispata yeterli olduğundan bahisle; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının mal kaçırma girişimlerinin varlığından dolayı menkul, gayrimenkul malları ile 3. Şahıslardaki doğmuş ve doğacak hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalarının kabulü ile borçlu davalının icra takibine yaptığı itirazın iptalini, takibin devamını, davalı aleyhine takip konusu alacağın yüzdeyirmisinde az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İlk önce H.M.K. 317 maddesi kapsamında 2 haftalık ek cevap süresi talep ederek sonrasında ise müvekkili ile davalı arasında SAKA-SÖZ-120 sıra numaralı “Kiralık İş Makinası Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşmenin maddeleri gereği davacının talep ettiği muhteviyatı belli olmayan borcun müvekkilince kabul edilebilir olmadığını, davacının iş ve sosyal güvenlik mevzuatı ile diğer ilgili mevzuatın gerektirdiği yükümlülüklerini yerine getirdiğini tevsik eder belgeleri ibraz etmediğini, Alanya …. İş Mahkemesi’nin 2020/92 Esas Sayılı dosyası celp edildiği zaman davacının iş ilişkisinden kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle dava açıldığının görüleceğini, anılan davada müvekkili şirketin de davalı sıfatıyla taraf olduğunu, sözleşmenin KDV’den muaf olmasına rağmen faturalarda KDV talep edildiğini, sözleşmenin 8. Maddesi gereği satın alınarak müvekkiline sunulması gereken poliçelerin sunulmadığını, taraflar arasındaki sözleşme gereği kesin kabul yapılmadığı için alacağının muaccel hale gelmediğini, muaccel olmayan bir alacak içinde inkar tazminatı talep edilemeyeceğinden bahisle; haksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını vekaleten arz ve talep ettikleri anlaşılmaktadır.
DELİLER VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından sözleşmeye dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik davalı aleyhine başlatılan icra takibine karşı davalı tarafça yapılan borca itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Ankara … Müdürlüğü’nün 2020/4442 Esas sayılı dosyasının celbi sağlanarak Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … Uluslararası Nakliyat Taşımacılık Petrol İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., borçlusunun … Ağır Sanayi İnşaat Taah. A.Ş. olduğu, 19.06.2020 tarihinde 86.392,82 TL asıl alacak, asıl alacağa işlemiş 5.066,64 TL faiz olmakla toplam 91.459,46 TL tutarındaki alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %10 oranında yasal faiz olmak üzere tahsili için yasal takip başlatıldığı, takibe dayanak olarak 6 adet fatura bakiye alacağının gösterildiği, borçlu davalı vekili tarafından 06.07.2020 tarihinde takip konusu borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların bağlı bulunduğu Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak takibe konu faturalar da eklenmek suretiyle faturalara ilişkin BA ve BS formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş, gelen müzekkere cevapları Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Davacı ve davalı vekiline HMK. 222. maddesi gereğince akdi ilişkinin başından itibaren defter ve kayıtları mahkememize sunmaları yönünde 2 haftalık kesin süre verilmiş olup, taraf vekillerinin müvekkilleri şirketlerin ticari defterlerinin bulunduğu adresleri bildirdiği görülmüştür.
Dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan kayıtların neler olduğu, Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevapları da değerlendirilerek ve mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde rapor tanzim edilmesi istenilmiş, 05/04/2021 tarihli bilirkişi raporu Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacı ve davalı ticari defterlerinin TTK hükümleri gereği usulüne uygun şekilde tutulmuş olduğu, her iki tarafında e-defter mükellefiyetinin bulunduğu, Davacı tarafından sunulan faturaların her iki taraf ticari defterinde kayıt altına alındığı, fakat faturaların sözleşme gereği iş ortaklığı adına değil yalnızca davalı adına düzenlendiği, her iki taraf ticari defter kayıtlarındaki borç/alacak miktarının takip konusu edilen borç miktarı olan 86.392,82 TL.’sını teyit ettiği, davalının davacının takip konusu etmiş olduğu hakediş bedellerinin sözleşmesel yükümlülüklerini yetirine getirmediği gerekçesi ile ödenmemesi hususuna dair değerlendirmenin Mahkememize ait olduğu sonuç ve kanaatine varmış olduklarını bildirmişlerdir.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Davacı vekili; takip dosyasında işlemiş faize yönelik itirazın iptalini talep etmediklerini, asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptalini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile iş makinası kiralamasına ilişkin sözleşmeye yönelik alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine itiraz ettiği görülmüştür. Taraflar arasında sözleşme akdedildiğine ilişkin ihtilaf bulunmamakla birlikte, uyuşmazlık davacının sözleşme kapsamındaki iş ve sosyal güvenlik mevzuatı ile diğer ilgili mevzuatın gerektirdiği yükümlülüklerini yerine getirip getirip getirmediği, faturaya konu bedeli talep edip edemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak hizmetin ifa edildiği taraf defterleri, vergi dairelerinden gelen müzekkere cevapları ile fatura içeriğinden görüldüğünden tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetin ifa edildiği, davacı tarafından ispat edilmiştir. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Davalı her ne kadar davacının sözleşme kapsamında faturaya konu bedeli talep edemeyeceğini iddia etmiş ise de; 23/07/2020 tarihli Vergi Dairesi ve SGK’ dan alınan yazılarda davacının muaccel bir borcunun bulunmadığı, Alanya 2. İş Mahkemesi’ne konu edilen alacağın fatura kapsamına ilişkin döneme ait olmadığı görüldüğünden, davalı vekilinin bu hususa ilişkin beyan ve itirazlarına itibar edilmemiştir. Sunulan bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, davacının davalıdan 86.392,82-TL alacaklı olduğu ve bu bedelin davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının Ankara … Müdürlüğü’nün 2020/4442 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 86.392,82-TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının Ankara … Müdürlüğü’nün 2020/4442 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 86.392,82-TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 86.392,82-TL’nin %20’si olan 17.278,56-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 5.901,49-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.018,08-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 4.883,41-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 12.031,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 1.018,08-TL Peşin/nisbi Harcı, 900,00-TL Bilirkişi ücreti, 90,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.062,98TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2021

Katip …..
e-imza

Hakim ….
e-imza