Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/367 E. 2022/253 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/367 Esas – 2022/253
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/367 Esas
KARAR NO : 2022/253

HAKİM :…
KATİP : ….

DAVACI : ….
DAVALI :…
VEKİLLERİ : …

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/08/2020
KARAR TARİHİ : 11/04/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 12.04.2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili tarafından, davalı şirkete ait tabela yapım işi sonucunda, 25.11.2019 tarihli 544100 numaralı faturanın davalı şirket adına kesildiğini ve fatura gereği müvekkilin banka hesabına 16.240,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye kalan 5.000,00 TL’nin ise ödenmediğini, ödenmeyen bakiye alacak için davalı şirket aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğünün 2020/2678 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın haksız itirazı nedeni ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:Müvekkili şirketin yaptırmış olduğu iş merkezi inşaatında davacı ile led ışıklı kabartma levhası işinin yapılması hususunda sözlü anlaşma sağlandığını, anlaşma akabinde davacı tarafından söz konusu levhanın müvekkili şirkete ait inşaat için hazırlanıp sonrasında montaj aşamasına geçildiğini, montaj aşaması sırasında yapılan işte bir takım eksik hususlar bulunduğunun müvekkili şirketçe davacıya bildirildiğini, davalı tarafça eksikliklerin giderileceği belirtilerek müvekkili şirkete 25.11.2019 tarihli, 544100 numaralı fatura kesildiğini, davacı tarafından takibe konu edilen 5.000.00 TL ücretin, eksik ve ayıplı imalatın tamamlanması sonucunda ödenmesi hususunda anlaştıklarını, müvekkili şirket yetkililerinin ısrarla davacı yanı aramasına karşın davacının icra takibi başlatması ile işin yapılmayacağından haberdar olunduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı yanın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini dilemiştir.

DELİLLER
– Ankara … İcra Dairesinin 2020/2678 Esas sayılı takip dosyası
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, tabela yapım işi (Eser sözleşmesinden) nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı bakiye alacaktan kaynaklanan, itirazın iptali davasıdır.
6102 Sayılı TTK’nın Ticari Davaların Görüleceği Mahkemeler başlıklı 5/1 maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlemesi yer almaktadır.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi getirilmiştir. Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren hukukî bir işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda; Davacı vekili bila tarihli beyan dilekçesi ile müvekkilinin Esnaf odasına kayıtlı olduğu bildirmiş, mahkememizce Esnaf Odasına yazılan müzekkereye verilen cevapla, davacının Esnaf kaydı bulunduğu belirtilmiş, Vergi dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapta ise , davalının işletme defteri tuttuğu, 2.sınıf tüccar olduğunun belirtilerek, müzekkere ekinde hasılat durumunu gösterir belge örneklerinin mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun [TTK] 11’inci maddesine göre, “ticari işletme”, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı (02.07.2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 192’nci maddesiyle burada yer alan “Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir” ibaresi “Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir” şeklinde değiştirilmiştir) kararıyla belirlenir.
TTK m.12 uyarınca, bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye “tacir” denmektedir.
TTK m.15 uyarınca, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.
5362 No lu Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. Maddesinde Esnaf ve sanatkâr: İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler, olarak tarif edilmektedir.
5362 No lu Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. Maddesinde belirtilen işletme hesabı esasına göre deftere tabi kimselerin kimler olabileceğini görmek için Vergi Usul Kanunu’nun İkinci Sınıf Tüccarlar başlıklı 178. Maddesine bakmak gerekmektedir. 178/1 maddeye göre Vergi Usul Kanunu’nun 177. Maddesine yazılı bulunan 1. Sınıf tüccarların dışında kalan tüccarlar 2. Sınıf tüccardırlar. Bunlar İşletme Hesabı esasına göre defter tutarlar. Bunlar 2015 yılı için belirlenen kriterlere göre;
1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 160.000,00 TL veya satışları 220.000 –TL’yi aşanlar,
2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 88.000 –TL’yi aşanlar;
3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 160.000 –TL’yi (2020 yılı İçin 280.000,00 TL, 2021 yılı için 300.000,00 TL , 2022 yılı için ise 400.000,00 TL ) aşanlar; Birinci sınıf tüccardırlar. Bunların dışında kalanlar ise 2. Sınıf tüccardırlar ve işletme hesabı esasına göre defter tutarlar.
2007/12362 sayılı Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının “Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayicinin ayrımı” başlıklı 1 inci maddesine göre;
“(1) 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63 üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 12’nci ve 17’nci maddelerinin uygulaması bakımından;
a) Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazetede yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177’nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkârlar odalarına kaydedilmeleri……………… kararlaştırılmıştır.”
Dolayısıyla 2.sınıf tüccar olunsa dahi 2007/12362 sayılı Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının “Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayicinin ayrımı” başlıklı 1 inci maddesinin (a) bendine göre (1) ve (3) numaralı bentlerdeki nakdi limitlerin yarısı, (2) numaralı bentte yazılı nakdi limitin tamamını aşmayan gelire sahip kişilerin ise esnaf ve sanatkar sayılması gerekmektedir.
Dava mutlak ticari dava değildir, davalı şirket tacir olmakla birlikte, davacı tacir sıfatına sahip bulunmamaktadır. Bu durumda mahkememizin görevli olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu anlaşıldığından (Benzer mahiyette Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 22/03/2017 Tarih, 2017/148 Esas, 2017/899 Karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 30/09/2016 Tarih, 2016/12927 Esas, 2016/17597 Karar Sayılı ilamları) davanın görev nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/04/2022

Katip…
E imzalıdır

Hakim ….
E imzalıdır