Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/353 E. 2021/946 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/353 Esas
KARAR NO : 2021/946

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/08/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, davacı şirketin… Bankası Başkent Şubesinden 30.04.2018 tarihinde onaylanan, davalının kendisinin de Kredinin Kefillerinden biri olduğu 175.000,00 TL’lik (Geri Ödemesi 197.963, 22 TL) kredinin banka tarafından davalı yanın hesabına aktarılması ile 175.000,00 TL’yi kendi nam ve hesabına kullandığını, davalının, aynı zamanda davacı şirketin hissedarı olduğunu, şirket tarafından davalı yanın hesabına yapılan aktarımın borç mahiyetinde verildiğini, kredinin geri ödemesinin davacı şirket tarafından ifa edildiğini, davalı yanın iyi niyet çabalarına rağmen ödeme yapmadığını, belirtilerek, izah edilen nedenlerle davalarının kabulü ile davalının müvekkili adına onaylanan fakat davalının hesabına geçen ve davalı yanca kullanılan kredi ile ilgili olarak müvekkili şirket tarafından bankaya geri ödenen bedelin müvekkil tacir olduğundan ticari faizi ile birlikte şimdilik; 100,00 TL’sinin davalı yandan tahsiline yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … Klinik Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Ltd.Şti’nin 2005 yılında şirketin diğer hissedarı …ve müvekkili … tarafından kurulduğunu, şirket ana sözleşmesi gereği % 60 hissesi olan …ve 40 hissesi olan müvekkili … adına kayıtlı olan 10.000,00 TL tutarındaki sermayenin 22.05.2012 tarihinde 100.000,00 TL’ye çıkarıldığı ve şirket hisselerinin %50 oranında eşit olarak bölündüğünü, davalı tarafından sahip olunan % 50 oranındaki hisselerin tüm bedelinin davacı şirkete ödendiğini, şirketin diğer ortağı …’un 15.02.2016 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile her konuda münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındığını, davaya konu… Bankası A.Ş. Genel Kredi Sözleşmesinin tarafının hiçbir surette müvekkili olmadığını, evlilik birliğinin müvekkil açısından sürdürülmesinin ortadan kaldırılmasını talebiyle …aleyhine, Beykoz 2.Aile Mahkemesinin 2013/800 E. sayılı davada mahkeme …’un zinası sebebiyle tarafların boşanmasına karar verdiğini, müvekkili tarafından açılan boşanma davasına paralel olarak müvekkil ayrıca davacı şirket ortağı aleyhine Beykoz … .Aile Mahkemesinin 2018/800 E. sayılı dosyası üzerinden katılma alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi davasının ikame edildiğini, davacı şirket ortağı …’un kötü niyetli ve sırf müvekkile zarar verme kastı ile huzurdaki davayı açmaya alet edinildiği, tacir olan davacı yanın… Bankasından çekilen 175.000,00 TL kredinin, toplam tutarını, geri ödemesi yapılan kredinin taksitlerini ve kalan borç bakiyesini basiretli bir tacirden bekleneceği gibi bilebilecek durumda olup, kredinin toplam tutarı ve geri ödemesi yapılan kredi taksitleri yargılamayı gerektirir nitelikte olmayıp, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kredi sözleşmesinin tarafı olmayıp davanın pasif husumet sebebiyle reddinin usul ve yasa gereği olduğunu, kredi sözleşmesinin tarafları dava dışı 3.kişi konumunda olan banka ve davacı şirket, söz konusu kredi, davacı şirketin mali verileri kullanılarak davacı şirkete tahsis edilmiş ve davacı şirketin iddia ettiğinin aksine kredi sözleşmesinin kefili de müvekkil değil, şirketin ortağı ve imza yetkilisi olan …olduğu, müvekkilinin hiçbir surette şirket adına alınan krediye borç olarak almadığını, dava konusu kredi bedelinin müvekkiline borç olarak verildiğini ispat yükünün davacı şirkete ait olduğunu, Türk Ticaret Kanunu kapsamında ortakların limited şirketin 3.kişilere olan borçlarından şahsen sorumlu olmadığını, hal böyle iken, dava konusu olayda davacı şirketin kendi nam ve hesabına 3.Kişi… Bankasından çektiği Kredi borcundan davalıyı sorumlu tutmanın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, öncelikle davanın HMK’nın 107/1 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı yönündeki itirazları ve pasif husumet itirazları çerçevesinde usulden reddine, Beykoz … .Aile Mahkemesinin 2018/800 E. sayılı boşanma davası ve Beykoz … .Aile Mahkemesinin 2018/803 E. sayılı katılma alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi davasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasına, haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, dava dışı bankadan çekilen kredinin davacı şirkete ait olduğu ve davalının bu meblağı kendi hesabına kullandığı iddiasının yerinde olup olmadığı, kredi sözleşmesinin taraflarının kimler olduğu, davacının davalıdan alacak isteminin yerinde olup olmadığı, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılıp açılmadığı hususlarına ilişkindir.
…Bankası Başkent Şubesine müzekkere yazılarak; 30/04/2018 tarihinde onaylanan 175.000TL kredi olup olmadığının var ise bu krediye dair tüm kayıtların, geri ödemesinin kim tarafından yapıldığının belgeleri ile kredi bedelinin kimin hesabına yatırıldığına ilişkin Mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş, gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyanın konusunda uzman Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık çerçevesinde bankadan gelen bilgi ve kayıtlar da irdelenerek ve gerekirse davacı şirket ticari defterleri yerinde incelenmek suretiyle var ise davacı alacağının tespitine yönelik rapor tanzim edilmesinin istenilmiş, gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
08/03/2021 Tarihli bilirkişi Raporunda Özetle; Davacı … Klinik Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti’nin şirket ortağı … adına açılan kısmi alacak davasında, dava konusu kredinin Dava dışı… Bankası Başkent Şubesince Davacı …, Klinik Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti. adına tahsis edildiği ve Şirket hesabına alacak kaydedildiği, … Klinik Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti. hesabından …”a talimatla 174.000,00 TL ödendiği, Davacı Şirket hesabına … tarafından … Klinik kredi ödeme olarak 6 adet toplam 10.525,00 TL havale gönderildiği, dava dışı …’un …Bankası hesabından, … Klinik Sağlık Hiz. Ltd. Şti. hesabma, …Bankasından… Bankası Başkent Şubesi nezdindeki … Klinik Sağlık Hiz.Ltd.Şti. hesabına 18 adet toplam 193,680,00 TL havale olarak gönderildiği ve kredi hesabının kapatılmış olduğu, tespit ve kanaatine ulaşılmıştır.
Dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşıldığından dosyanın ek rapor tanzimi için yeniden bilirkişiye tevdii edilerek, davaya konu kredi sözleşmesine ilişkin bedelin davalının kendi nam ve hesabına kullanılıp kullanılmadığı, bedelin şirkete ödenip ödenmediği, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, takdiri Mahkememize ait olmak üzere var ise dava tarihi itibariyle davacının alacaklı olduğu bedelin tespitine yönelik ek rapor düzenlenmesi istenilmiş ve bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
23/06/2021 tarihli Ek Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacı … Klinik Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti’nin şirket ortağı … adına açılan kısmi alacak davasında, dava konusu kredinin davacı şirket adına tahsis edilerek kullandırıldığı, şirket hesaplarına alacak kaydedildiği, hesaptan talimatla Davalı …”’a ödendiği, ancak borç verildiğine ilişkin dosya kapsamına (ihtarname hariç) bilginin bulunmadığı, Ticari Defter kayıtlarında “ORTAKLARDAN ALACAKLAR” Hesabında kayıt bulunmadığı, Kredinin, Dava Dışı …hesabın dan İşbankası … Klinik Hesabına virman , …Bankası Şirket Hesabından, Davacı şirketin… Bankası Başkent Şubesi Hesabına ve kredi taksidi olarak havale gönderilmek suretiyle ödendiği Davacı şirketin, davalıya kredi ödemesi konusunda 04.01.2019 tarihinde ihtarname keşide ettiği, kredi girişi işlemlerinin de ticari defter kayıtlarına 05.01.2019 tarihinde, “…BANKASI 617633 Hs.05.01.2019-İlgili Hesaba Devir) olarak kayıt yapıldığı, takdirinin Hakimliğimizde bulunduğu, önceki rapordaki görüş ve tespitlerde değişiklik bulunmadığı, tespit ve kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı vekili 03/12/2021 tarihli dilekçesinde; tarafların karşılıklı olarak anlaşmış olduğunu, tarafların birbirlerinden herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti istemi olmadığını, bu cihette, karşı tarafın da bu beyana katılıyor olmasına mukabil olarak sulh olduklarını, davanın konusuz kalmış olduğuna karar verilmesini, karşı taraftan yargılama giderleri ve vekalet ücreti istemlerini olmadığını belirtmiştir.
Davalı vekili 06/12/2021 tarihli dilekçesinde tarafların haricen anlaşmış olup bunun akabinde davacı yanın 03.12.2021 tarihli sulh dilekçesi sunduğunu, hal böyle iken mezkur sulhü kabul/muvafakat ettiklerini ve konusuz kalan esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331. maddesine göre; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu durumda davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak dava tarihindeki tarafların haklılık durumu gözetilerek bir karar verilmesi gerekir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin tarafların sulh olduğunu belirterek, konusuz kalan dava hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin de talebinin bu yönde olduğu, tarafların anlaştıkları ve davacı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığının görüldüğü anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Yönetmeliği 26.madde uyarınca; bakanlık bütçesinden ödenecek Arabuluculuk ücretinin yargılama giderlerinden sayılacağı hususunun açıkça belirtilmiş olduğu, davacının Sulh beyanı nazara alındığında, arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Dava Konusuz Kaldığından Esas Hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında alınan 54,40-TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 4,9-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza